28
galatasarayımızın yurtiçinde yüzyılın belki de son büyük hüsranını yaşadığı türkiye birinci ligi 1994-1995 sezonunun bizim için kapanış mücadelesi. sezonla ilgili: (bkz: #2989735).
öncelikle bu maç ali sami yen'de oynanmış da olsa, deplasman takımı olarak sahaya çıktık. maç öncesi bizim lig şampiyonluğu ya da avrupa kupaları sıralaması açısından hiçbir iddiamız bulunmazken, rakip zeytinburnuspor da matematiksel olarak küme düşmeyi garantilemişti.
bu maç özelinde durumu hatırlamıyorum fakat dönem itibariyle bazı lig maçları ulusal kanallarda şifresiz olarak yayınlanıyordu. bu maçı ise radyodan takip ettim. radyoyu açmakta biraz geç kalmıştım ve açar açmaz spiker dakikanın 24, skorun ise 3-0 olduğunu söyledi. iddiamız olmamasına rağmen, kökten galatasaraylılığın gereği olarak rakip ve şartlar fark etmeksizin her karşılaşmaya mutlak bir galibiyet konsantrasyonu ile bakıyordum. hâlâ da öyledir. neyse üç gollü skoru duyunca keyfim acayip yerine geldi. babam da yanımdaydı, o da hiç şüphelenmedi. 1-2 dakika kadar galip olduğumuza inanmıştık. spiker birkaç dakika orta saha mücadelesi anlattıktan zeytinburnuspor 3 galatasaray 0 demeyi akıl etti. iki kupa parolasıyla zafere koştuğumuz sezonu üst üste üç iç saha maçı kaybederek neredeyse çöpe atmamız bize yeterince duygusal roller coaster hissiyatı yaşatmışken, sezonu böyle bir rezillikle kapatma fikri ikimizi de çok üzmüştü. kısa bir hatırlatma yapayım. iç sahadaki rekor yenilgilerimiz olan 0-4 kaybettiğimiz 4 mayıs 1996 galatasaray kocaelispor maçı, 8 eylül 1996 galatasaray fenerbahçe maçı ve 19 nisan 2014 galatasaray kasımpaşa maçı daha yaşanmamış, ali sami yen'de böylesine bir şok görmüşlüğümüz yok tarihimizde.
işin kötüsü 40'lı dakikalara kadar kötü oyununu sürdüren galatasarayımız bizi şimdiden gelecek sezonlar için endişelendirmeye başlamıştı. ilk yarının sonunda saffet sancaklı topukla vurmak için uzak sayılabilecek mesafeden attığı golle (bunu o gece özeti izleyince anladık tabi) devreye 3-1 geride girmemizi sağladı. ikinci yarıda ise galatasaray hızlı başlayarak son yarım saate girmeden 4-3 öne geçmişti. önce kırmızı kart nedeniyle 10 kişi kalmış (üstte sedat denmiş ama ben hatırlamıyorum), sonra skor 6-3 lehimize iken zeytinburnspor penaltı kazanmış, takımımızın dengesizliğinden nasıl korkuyorsam maçın 6-6'ya gelebileceği ihtimalinden oldukça endişe etmiştim. ancak rakip penaltıdan faydalanamamış, biz de maçı 7-3 alarak sezonu spekteküler ve ender bir geri dönüşle kapatmıştık.
ertesi gün bir gazetede gördüğüm spor sayfası manşeti ise manidardı: "aslan geç kükredi". o sezonun özeti gibiydi o manşet.
öncelikle bu maç ali sami yen'de oynanmış da olsa, deplasman takımı olarak sahaya çıktık. maç öncesi bizim lig şampiyonluğu ya da avrupa kupaları sıralaması açısından hiçbir iddiamız bulunmazken, rakip zeytinburnuspor da matematiksel olarak küme düşmeyi garantilemişti.
bu maç özelinde durumu hatırlamıyorum fakat dönem itibariyle bazı lig maçları ulusal kanallarda şifresiz olarak yayınlanıyordu. bu maçı ise radyodan takip ettim. radyoyu açmakta biraz geç kalmıştım ve açar açmaz spiker dakikanın 24, skorun ise 3-0 olduğunu söyledi. iddiamız olmamasına rağmen, kökten galatasaraylılığın gereği olarak rakip ve şartlar fark etmeksizin her karşılaşmaya mutlak bir galibiyet konsantrasyonu ile bakıyordum. hâlâ da öyledir. neyse üç gollü skoru duyunca keyfim acayip yerine geldi. babam da yanımdaydı, o da hiç şüphelenmedi. 1-2 dakika kadar galip olduğumuza inanmıştık. spiker birkaç dakika orta saha mücadelesi anlattıktan zeytinburnuspor 3 galatasaray 0 demeyi akıl etti. iki kupa parolasıyla zafere koştuğumuz sezonu üst üste üç iç saha maçı kaybederek neredeyse çöpe atmamız bize yeterince duygusal roller coaster hissiyatı yaşatmışken, sezonu böyle bir rezillikle kapatma fikri ikimizi de çok üzmüştü. kısa bir hatırlatma yapayım. iç sahadaki rekor yenilgilerimiz olan 0-4 kaybettiğimiz 4 mayıs 1996 galatasaray kocaelispor maçı, 8 eylül 1996 galatasaray fenerbahçe maçı ve 19 nisan 2014 galatasaray kasımpaşa maçı daha yaşanmamış, ali sami yen'de böylesine bir şok görmüşlüğümüz yok tarihimizde.
işin kötüsü 40'lı dakikalara kadar kötü oyununu sürdüren galatasarayımız bizi şimdiden gelecek sezonlar için endişelendirmeye başlamıştı. ilk yarının sonunda saffet sancaklı topukla vurmak için uzak sayılabilecek mesafeden attığı golle (bunu o gece özeti izleyince anladık tabi) devreye 3-1 geride girmemizi sağladı. ikinci yarıda ise galatasaray hızlı başlayarak son yarım saate girmeden 4-3 öne geçmişti. önce kırmızı kart nedeniyle 10 kişi kalmış (üstte sedat denmiş ama ben hatırlamıyorum), sonra skor 6-3 lehimize iken zeytinburnspor penaltı kazanmış, takımımızın dengesizliğinden nasıl korkuyorsam maçın 6-6'ya gelebileceği ihtimalinden oldukça endişe etmiştim. ancak rakip penaltıdan faydalanamamış, biz de maçı 7-3 alarak sezonu spekteküler ve ender bir geri dönüşle kapatmıştık.
ertesi gün bir gazetede gördüğüm spor sayfası manşeti ise manidardı: "aslan geç kükredi". o sezonun özeti gibiydi o manşet.