1296
türk spor basını ali yıldırım koç tarafından reklam silahı ile esir alınmış durumdadır. bu bir haksız rekabettir ve haksız rekabeti önleme için ilgili kurul görevini yapmalıdır. yapar mı/yapabilir mi? güldürme beni diyenleri çok net duyuyorum.
bu insafsız ali yıldırım koç ne yapıyor? türk spor basınını nasıl yönlendiriyor, hemen izlediklerimi, gördüklerimi ve hissettiklerimi yazayım:
-ilk etapta bütün spor servislerinin müdürlerini fenerbahçeli yaptırıyor. düşünün trabzon sporlu a spor’un galatasaraylı olan müdürü serkan korkmaz’ı bile kovdurdu ve yerine fenerbahçeliyi getirdi. bana kalırsa bjkli ertem şener’in kovulmasında da ali koç’un parmağı var ve bunun nedeni de ertem şener’in fatih terim sevgisi. ntv ve s spor zaten kökünden fenerbahçeli. hürriyet başta olmak üzere gazetelerin tamamına yakını da fenerli ve bjkli. şimdi bu müdürler ve reklamlar sayesinde neler yaptırıyor onu yazayım:
-galatasaray galip gelmiş ise ertesi sabah ya da gün içinde galatasaray’ın galibiyeti ya da zaferi hiç yokmuş gibi yayın yapılıyor. trt spor, a spor ve diğer spor programları kesinlikle o galibiyeti işlemiyor. sabah kalkıp hevesle tv spor programlarını geziyorum. belki galatasaray hakkında güzel bir şeyler duyarım diye ama maalesef yok. hiçbir şey yok. sadece sonuçları verip geçiştiriyorlar.
-tam tersine yenilgi almışsa ertesi günün tamamında ya eleştiriliyor ya da rakip takımın teknik direktörü, futbolcusu ya da yöneticisi ile röportaj yapılıyor, maç köpürtülüyor, hocalarının beyanları allanıp pullanıyor. en basit örneği son maçımızda kasımpaşa maçı. tamam yenilebiliriz ama trt spor ve a spor’un yaptığına bakın. önce fatih terim ile yönetim arasına bu yenilgiden hareketle fitne tohumları ekmeye çalıştılar, arkasından kasımpaşa teknik direktörü ile bir saate yakın röportaj yapıp her iki kanalda da yayınladılar. yani galatasaray taraftarlarına adeta psikolojik bir saldırı yaptılar.
-fenerbahçe’ye gelince bu sefer tam tersi yapılıyor. yenilmişse ertesi gün bütün spor basını dut yemiş bülbül gibi suskun. ne eleştiri var ne de rakip takımla ilgili bir övgü. ne hocası konuşturuluyor ne de futbolcusu. sanki fenerbahçeli çocukları üzmeyelim yazıktır modundalar. (galatasaraylı çocuklar üzülsün hiç değeri yok onlar için) bir de yenilginin suçunu tamamen hakeme yüklüyor ve hakemler üzerinde de korkunç bir baskı oluşturuyorlar.
-fenerbahçe galipse vay anam vay. ertesi gün tvlerin her birine bir fenerbahçeli yorumcu çıkarılıyor, bir anlatılıyor, ballandırılıyor, abartılıyor ki sormayın. sanırsınız ki fenerbahçe değil bayern münchen anlatılıyor. gelene yedi gidene sekiz atıp avrupa şampiyonu olmuşlar.
-fenerbahçe aleyhinde tek cümle edil(e)miyor ve de asla yanlışları dillendirilemiyor. fenerbahçe limitleri altüst ediyor ama ekranlarda tek bir yorumcu çıkıp federasyona ayıp ediyorsunuz diyemiyor. derse biliyor ki bir daha o ekranlara çıkamayacak. federasyona diyemiyor ki allahsızlık yapmayın, ya fenerbahçe dahil herkese limit koyun ya da kaldırın bu saçma kuralı. fenerbahçe’ye karşı uygulayamadığınız limiti diğer takımlara uygulamak insafsızlık değil mii?
-ilk limitler açıklandığında fenerbahçe başkanı ali koç ne demişti? “bize tanınan limit fazla. bizim aslında ekside olmamız lazım.” hatta bu cümle ile federasyonla dalga geçmişti. bana göre ve de gerçek rakamlara göre kesinlikle haklıydı ali koç. gerçekten federasyon kurallarına göre fenerbahçe’nin limiti ekside olmalıydı ama federasyon; şimdi eksi limit koyarsak tepkileri göğüsleyemeyiz bari biraz limit koyalım demiş ve bir rakam açıklamışlardı. peki sonra ne oldu? bankalar birliği ile anlaşma yapılmadıkça limit artırmayacağız diyen federasyon, şimdi ali koç’un kendinden menkul, bir yıllık ödemelerimi (yaklaşık 310 m tl) erteledim beyanı ile bir anda 56 m euroluk limit tanıdılar. peki bu yasal mı? tabi ki hayır. çünkü ertelense bile fenerbahçe’nin limiti 300 m lirayı (euro değil tl) geçemez. çünkü ilk limitleri eksideydi. muriqi ve jailson’un hileli olduğu iddia edilen (ki şahsi kanaatim de bu yönde) transfer ücretlerinin 1/3’ü de eklense bile limitleri 370 m tl’yi aşamaz. peki fenerbahçe’nin bizzat açıkladığı (herkesin gülerek karşıladığı) 56 m euro neye tekabül ediyor? bugünkü rakamlarla 56x8=448 m lira. yani kendi rakamlarında bile 80 m liraya yakın limit aşımı var.
-özel bankalarla yaptıklarını iddia ettikleri erteleme anlaşmasını kap’a bildirmek zorunda oldukları halde onu da yapmadılar. kaldı ki bankalar birliği dışındaki anlaşmalar kabul edilmeyecektir diye federasyon başkanının açıklaması var.
-şimdi gelelim şu 56 m euro meselesine. arkadaş kim inanır buna? matematiğe aykırı bu rakam. gelin kısa bir hesap yapalım: basına intikal eden rakamları esas alalım ve hasap edelim. açın basına intikal eden rakamları hesap edin. futbolcuların garanti ücretleri “en az” 42 m euro. (benim tahminim çıplak ücret 50 m euro) buna imza paraları, menejerlik ücretleri de dahil edilince rakam 52 m euroya çıkıyor. (dikkat ederseniz fenerbahçe’ye bonservissiz gelen hiçbir futbolcu imza parası istememiş gözüküyor. gözünü sevdiğim futbolcular fenerbahçe’ye olan aşklarından imza parasını silip atıyorlar.) yeni vergi yasası gereği yeni transfer edilen futbolcularda vergi oranı %67. bunu da dahil edersek rakam (çıplak ücret olan 42 m euro üzerinden) 80 m euroya çıkıyor. daha buna personel maaşları, teknik kadro, fenerium çalışanları vesair de dahil edilecek. hatta bolu tesislerinin masrafları da dahil edilecek.
bitti mi? hayır daha durun. max kruse’ye ödeyecekleri para ne kadar? alper potuk’a, tolgay’a ve mevlit erdinç’e ne kadar ödediler. bunlar babalarının hayrına sözleşmelerini feshetmedi. bu üç futbolcu için de en az 4 m euro koyun. çünkü tolgay ve alper’in sözleşmeleri bayağı yüksekti. kiralık gönderdikleri futbolcular için ne kadar maaş ödüyorlar o da belli değil.
şimdi bütün bu gerçekler ortadayken türk spor basını ne yapıyor? her allahın günü fenerbahçe güzellemesi yapıyor. ha bir de galatasaray’ın kuruşu kuruşuna kap’a bildirdiği menajerlik ücretlerini sorguluyor. allahım sen aklımıza mukayyet ol. be allahtan korkmaz kuldan utanmazlar gidin asıl bataklığı deşin, fenerbahçe’nin yaptığı devasa usulsüzlüklerin peşine düşün. erkekseniz, tarafsız basın mensubuysanız ve en önemlisi adamsanız gidin araştırın, ortaya dökün de göreyim sizi. gidin alper potuk’a, tolgay’a ve mevlit’e sorun bakalım ne kadar para almış da sözleşmelerini feshetmişler. hatta paraların izini sürün. banka hesaplarını araştırın tüm futbolcuların.
bunları yapamazsınız çünkü ali koç reklamları kesince aç kalmaktan korkarsınız. çünkü ali koç gibiler sizin allahınızdır. allah’a değil ali koç gibilerine taparsınız. allah’tan değil ali koç gibilerinden korkarsınız. hadi araştırmıyorsunuz, korkuyorsunuz bari adamın yüzünü yıkamayın. vebal altına girmeyin. sizin nesilleriniz yok mu? onlardan utanın, onların sizin günahlarınızı çekmesi allah’a reva mı?
unutmayın dede ekşi elma yemiş, torununun dişi kamaşmış.
bu insafsız ali yıldırım koç ne yapıyor? türk spor basınını nasıl yönlendiriyor, hemen izlediklerimi, gördüklerimi ve hissettiklerimi yazayım:
-ilk etapta bütün spor servislerinin müdürlerini fenerbahçeli yaptırıyor. düşünün trabzon sporlu a spor’un galatasaraylı olan müdürü serkan korkmaz’ı bile kovdurdu ve yerine fenerbahçeliyi getirdi. bana kalırsa bjkli ertem şener’in kovulmasında da ali koç’un parmağı var ve bunun nedeni de ertem şener’in fatih terim sevgisi. ntv ve s spor zaten kökünden fenerbahçeli. hürriyet başta olmak üzere gazetelerin tamamına yakını da fenerli ve bjkli. şimdi bu müdürler ve reklamlar sayesinde neler yaptırıyor onu yazayım:
-galatasaray galip gelmiş ise ertesi sabah ya da gün içinde galatasaray’ın galibiyeti ya da zaferi hiç yokmuş gibi yayın yapılıyor. trt spor, a spor ve diğer spor programları kesinlikle o galibiyeti işlemiyor. sabah kalkıp hevesle tv spor programlarını geziyorum. belki galatasaray hakkında güzel bir şeyler duyarım diye ama maalesef yok. hiçbir şey yok. sadece sonuçları verip geçiştiriyorlar.
-tam tersine yenilgi almışsa ertesi günün tamamında ya eleştiriliyor ya da rakip takımın teknik direktörü, futbolcusu ya da yöneticisi ile röportaj yapılıyor, maç köpürtülüyor, hocalarının beyanları allanıp pullanıyor. en basit örneği son maçımızda kasımpaşa maçı. tamam yenilebiliriz ama trt spor ve a spor’un yaptığına bakın. önce fatih terim ile yönetim arasına bu yenilgiden hareketle fitne tohumları ekmeye çalıştılar, arkasından kasımpaşa teknik direktörü ile bir saate yakın röportaj yapıp her iki kanalda da yayınladılar. yani galatasaray taraftarlarına adeta psikolojik bir saldırı yaptılar.
-fenerbahçe’ye gelince bu sefer tam tersi yapılıyor. yenilmişse ertesi gün bütün spor basını dut yemiş bülbül gibi suskun. ne eleştiri var ne de rakip takımla ilgili bir övgü. ne hocası konuşturuluyor ne de futbolcusu. sanki fenerbahçeli çocukları üzmeyelim yazıktır modundalar. (galatasaraylı çocuklar üzülsün hiç değeri yok onlar için) bir de yenilginin suçunu tamamen hakeme yüklüyor ve hakemler üzerinde de korkunç bir baskı oluşturuyorlar.
-fenerbahçe galipse vay anam vay. ertesi gün tvlerin her birine bir fenerbahçeli yorumcu çıkarılıyor, bir anlatılıyor, ballandırılıyor, abartılıyor ki sormayın. sanırsınız ki fenerbahçe değil bayern münchen anlatılıyor. gelene yedi gidene sekiz atıp avrupa şampiyonu olmuşlar.
-fenerbahçe aleyhinde tek cümle edil(e)miyor ve de asla yanlışları dillendirilemiyor. fenerbahçe limitleri altüst ediyor ama ekranlarda tek bir yorumcu çıkıp federasyona ayıp ediyorsunuz diyemiyor. derse biliyor ki bir daha o ekranlara çıkamayacak. federasyona diyemiyor ki allahsızlık yapmayın, ya fenerbahçe dahil herkese limit koyun ya da kaldırın bu saçma kuralı. fenerbahçe’ye karşı uygulayamadığınız limiti diğer takımlara uygulamak insafsızlık değil mii?
-ilk limitler açıklandığında fenerbahçe başkanı ali koç ne demişti? “bize tanınan limit fazla. bizim aslında ekside olmamız lazım.” hatta bu cümle ile federasyonla dalga geçmişti. bana göre ve de gerçek rakamlara göre kesinlikle haklıydı ali koç. gerçekten federasyon kurallarına göre fenerbahçe’nin limiti ekside olmalıydı ama federasyon; şimdi eksi limit koyarsak tepkileri göğüsleyemeyiz bari biraz limit koyalım demiş ve bir rakam açıklamışlardı. peki sonra ne oldu? bankalar birliği ile anlaşma yapılmadıkça limit artırmayacağız diyen federasyon, şimdi ali koç’un kendinden menkul, bir yıllık ödemelerimi (yaklaşık 310 m tl) erteledim beyanı ile bir anda 56 m euroluk limit tanıdılar. peki bu yasal mı? tabi ki hayır. çünkü ertelense bile fenerbahçe’nin limiti 300 m lirayı (euro değil tl) geçemez. çünkü ilk limitleri eksideydi. muriqi ve jailson’un hileli olduğu iddia edilen (ki şahsi kanaatim de bu yönde) transfer ücretlerinin 1/3’ü de eklense bile limitleri 370 m tl’yi aşamaz. peki fenerbahçe’nin bizzat açıkladığı (herkesin gülerek karşıladığı) 56 m euro neye tekabül ediyor? bugünkü rakamlarla 56x8=448 m lira. yani kendi rakamlarında bile 80 m liraya yakın limit aşımı var.
-özel bankalarla yaptıklarını iddia ettikleri erteleme anlaşmasını kap’a bildirmek zorunda oldukları halde onu da yapmadılar. kaldı ki bankalar birliği dışındaki anlaşmalar kabul edilmeyecektir diye federasyon başkanının açıklaması var.
-şimdi gelelim şu 56 m euro meselesine. arkadaş kim inanır buna? matematiğe aykırı bu rakam. gelin kısa bir hesap yapalım: basına intikal eden rakamları esas alalım ve hasap edelim. açın basına intikal eden rakamları hesap edin. futbolcuların garanti ücretleri “en az” 42 m euro. (benim tahminim çıplak ücret 50 m euro) buna imza paraları, menejerlik ücretleri de dahil edilince rakam 52 m euroya çıkıyor. (dikkat ederseniz fenerbahçe’ye bonservissiz gelen hiçbir futbolcu imza parası istememiş gözüküyor. gözünü sevdiğim futbolcular fenerbahçe’ye olan aşklarından imza parasını silip atıyorlar.) yeni vergi yasası gereği yeni transfer edilen futbolcularda vergi oranı %67. bunu da dahil edersek rakam (çıplak ücret olan 42 m euro üzerinden) 80 m euroya çıkıyor. daha buna personel maaşları, teknik kadro, fenerium çalışanları vesair de dahil edilecek. hatta bolu tesislerinin masrafları da dahil edilecek.
bitti mi? hayır daha durun. max kruse’ye ödeyecekleri para ne kadar? alper potuk’a, tolgay’a ve mevlit erdinç’e ne kadar ödediler. bunlar babalarının hayrına sözleşmelerini feshetmedi. bu üç futbolcu için de en az 4 m euro koyun. çünkü tolgay ve alper’in sözleşmeleri bayağı yüksekti. kiralık gönderdikleri futbolcular için ne kadar maaş ödüyorlar o da belli değil.
şimdi bütün bu gerçekler ortadayken türk spor basını ne yapıyor? her allahın günü fenerbahçe güzellemesi yapıyor. ha bir de galatasaray’ın kuruşu kuruşuna kap’a bildirdiği menajerlik ücretlerini sorguluyor. allahım sen aklımıza mukayyet ol. be allahtan korkmaz kuldan utanmazlar gidin asıl bataklığı deşin, fenerbahçe’nin yaptığı devasa usulsüzlüklerin peşine düşün. erkekseniz, tarafsız basın mensubuysanız ve en önemlisi adamsanız gidin araştırın, ortaya dökün de göreyim sizi. gidin alper potuk’a, tolgay’a ve mevlit’e sorun bakalım ne kadar para almış da sözleşmelerini feshetmişler. hatta paraların izini sürün. banka hesaplarını araştırın tüm futbolcuların.
bunları yapamazsınız çünkü ali koç reklamları kesince aç kalmaktan korkarsınız. çünkü ali koç gibiler sizin allahınızdır. allah’a değil ali koç gibilerine taparsınız. allah’tan değil ali koç gibilerinden korkarsınız. hadi araştırmıyorsunuz, korkuyorsunuz bari adamın yüzünü yıkamayın. vebal altına girmeyin. sizin nesilleriniz yok mu? onlardan utanın, onların sizin günahlarınızı çekmesi allah’a reva mı?
unutmayın dede ekşi elma yemiş, torununun dişi kamaşmış.