• 230
    aslında özellikle ryan babel oynadığında maç içinde takım zaman zaman bu diziliş ile oynuyor. 4-3-3 gibi başlayıp, sofiane feghouli merkeze santrfor arkasına, ryan babel de ikinci santrfor olarak forvete yaklaşıyor. ancak, takım tempo yapamadığı, rakip sahaya topu hızlı taşıyamadığı ve ön alanda baskı ile topu tutamadığı için hiçbir işlevi olmuyor.

    bu takım ön alan baskısı yapabilse ve kaybettiği topları geri kazanabilse her dizilişte etkili olur bence ama top kaybettiğimizde rakip zayıf olsun güçlü olsun barcelona gibi topu kaybetmeden kolayca bizim ceza sahasında bitiyor. bu konuda sn. calciolog haginin topugunun muhteşem arrigo sacchi yazısını okurken sacchi'nin pres yapma ile ilgili şu düşüncesi çok önemliydi.

    “pres yapmak çok koşmak veya çok çalışmakla alakalı bir şey değildir. pres yapmak, topsuz alanları kontrol altında tutmak demektir. oyuncularımdan her zaman kendilerini güçlü hissetmelerini, rakibi ise güçsüz hissettirmelerini istedim. eğer rakibe istediği oyunu oynama fırsatı verirsek öz güvenleri artacak ama onları durdurursak öz güvenlerini zedeleyecektik. işin püf noktası buydu: bizim yaptığımız pres fiziksel olduğu kadar psikolojikti de… ayrıca hep kolektifti. on bir oyuncumdan da topun bizde olmadığı anlarda rakibi etkileyecek şekilde aktif pozisyonda olmalarını isterdim. her hareketleri sinerjik ve ortak amaca yönelik olmalıydı.”

    işte 2000 yılındaki takım bunu yapıyordu, pres yaparken rakip arsenal bile olsa kötü hissetmelerini sağlıyor ve psikolojik olarak güçlü görünüyordu. 2020 yılındaki takım ise tüm rakip takımlara üstüme gelebilirsin özgüveni aşılıyor ve hepsi de geliyor ve sonuç alıyor.
App Store'dan indirin Google Play'den alın