4245
genel olarak kendi hayatimda dahi kisisel olarak pek pismanlik hissetmem, neyi yaptim ya da yapmadiysam bir sekilde hatasiyla sevabiyla olan olmustur, boyle olmasi gerekiyordur der gecerim. lakin yemin ederim bir zaman makinam olsa ve galatasaray ile ilgili bir sey degistirebilirsin deseler, doner bu adamin satilmasini engellerim. kimse muneccim degil, sebepleri falan da konusacak degilim, o donemin faktorleri dinamikleri tabi ki farkliydi. lakin 30 yasindayim, galatasaray futbol takiminin kader cizgisini bu denli degistiren bir hamle gordugumu dusunmuyorum, unal aysal-fatih terim mevzusu dahil.
muslera haricinde gordugumuz en guzel oyuncu-taraftar uyumu vardi. herif mukemmel de katki verdi, takim oyunumuza da ciddi etki ederek gol krali oldu, hem atti hem oyunu guzellistirdi. imajsa imaj, kulubun sempatikligine bile katkisi vardi. ne kadar fanatik fenerli besiktasli arkadasim varsa bile sempati duyuyordu adama. biz boyle bir uyum yakalamisken adami yolladik, yerine birisini alacagimiz umuduyla. bunun olmamasi, kazandigimiz parayla aldigimiz akbaba'nin da ultra kismetsiz sakatliklari elbette kimsenin aklina gelmedi. yani o yil ayni takimla, ayni faktorlerle sadece gomis'in varligiyla sampiyonlar ligi oynamamiz ciddi fark edebilirdi, yasadigimiz ve hala yasiyor oldugumuz kaos olmayabilirdi. bu anasini sattigimin oyuncu kontratlarinda ne hikmeste hep isler alehimize gidiyor. kontrati devam ediyorken iyi performans gosteren adam laps diye sezon sonu naz yapiyor, zaten iyi kazaniyorken daha fazlasini istiyor. versen dert, vermesen dert oldu hep basimiza. vermeyince huzursuzluk cikariyor, hatta ayriliyor takimdan. versen (garry ve soso ornegindeki gibi), gotu kalkiyor, yatisa geciyor oyuncu, daha da o ilk performansi goremiyorsun. bir tane ayarini tutturamadik su isin, cok yazik oldu.
muslera haricinde gordugumuz en guzel oyuncu-taraftar uyumu vardi. herif mukemmel de katki verdi, takim oyunumuza da ciddi etki ederek gol krali oldu, hem atti hem oyunu guzellistirdi. imajsa imaj, kulubun sempatikligine bile katkisi vardi. ne kadar fanatik fenerli besiktasli arkadasim varsa bile sempati duyuyordu adama. biz boyle bir uyum yakalamisken adami yolladik, yerine birisini alacagimiz umuduyla. bunun olmamasi, kazandigimiz parayla aldigimiz akbaba'nin da ultra kismetsiz sakatliklari elbette kimsenin aklina gelmedi. yani o yil ayni takimla, ayni faktorlerle sadece gomis'in varligiyla sampiyonlar ligi oynamamiz ciddi fark edebilirdi, yasadigimiz ve hala yasiyor oldugumuz kaos olmayabilirdi. bu anasini sattigimin oyuncu kontratlarinda ne hikmeste hep isler alehimize gidiyor. kontrati devam ediyorken iyi performans gosteren adam laps diye sezon sonu naz yapiyor, zaten iyi kazaniyorken daha fazlasini istiyor. versen dert, vermesen dert oldu hep basimiza. vermeyince huzursuzluk cikariyor, hatta ayriliyor takimdan. versen (garry ve soso ornegindeki gibi), gotu kalkiyor, yatisa geciyor oyuncu, daha da o ilk performansi goremiyorsun. bir tane ayarini tutturamadik su isin, cok yazik oldu.