271
öncelikle maçı izleyemedim o yüzden bu maç özelinde yorum yapmam mümkün değil. ancak gördüğüm şu ki herkesin eldeki kadrodan beklentisi çok yüksek.
evvela bu kadronun hiç bir şekilde şampiyon olmaya yetmeyeceğini bir kabul edelim derim. eminim bu görüşe itiraz eden, kabullenmek istemeyen de olacaktır ama takkeyi öne alıp düşününce kazın ayağının öyle olmadığı da aşikar.
madde madde gidecek olursak:
1. yönetim ile camia arası açık: mustafa cengiz yönetimini camianın büyük bölümü avam, yokluktan seçilmiş, basiretsiz ve yönetsel açıdan yetersiz ve tehlikeli buluyor. yönetim de kendine karşı olan camia içi tehditlere dışarıdan gelenlere göre çok daha hararetli biçimde karşı çıkarken, dış tehditlere boyun eğiyor ki bu kabul edilemez. nerden baksan tutarsızlık sorunu var ortada. iki taraf da birbirinden nefret ediyor, en son altaylı mevzusunda gördük. çok net camia için bütünlük yok ve bunu sağlayacak olan da hep seçilmişlerdir. muhalefet değil. neyi nasıl söylediğini bilecek başkan ve yönetimi.
2. terim ile yönetimin arası oldukça açık. ve tek sorun da transfer değil. hocanın her şeyin üstünde bütün sorumluluk alanı gerektiren meselelerin tek muhattabı gibi bırakılması ve buna karşın yönetimden hiç bir destek görmemesi. albyarak’ın beyaz bayrak açıklaması net skandaldır. ve ondan beri de tepetaklak gidiyoruz ki bunu bekliyordum. arada bariz uyumsuzluk ve sevgisizlik var. ya terim ya da yönetim gitmeli. terim giderse bu yönetim ile bundnn büyük başarı zaten hayal.
3. taraftarsız maç dönemi en çok bizi yıprattı. iç sahada baskı ile oynayan bir takım olmaya alışmışken futbol disiplini olmayan fefhouli,, belhanda, babel ve türevlerinin canım isterse oynarım modunda çiftlik modunda takıldığı bir döneme girdik seyircisiz oynamaya başladığımızdan beri. taraftarın yerinde boostu olmayınca gazla çalışan bu gibi isimler iyice serdi. iki maç bal çalıp yatıyorlar.
4. derinlik kadro yoksunluğu da tam burada devreye giriyor. feghouli’nin alternatifi ömer bayram, yunus veya 3. ligden gelen kerem olmaz, olmamalı. canavar gibi bir oyuncu koyacaksın yerine. sonra bak bakalım yatabiliyor mu? 2018 ve 2019 senelerinde onyekuru geldi soso da yatmayı kesti. belhanda zaten ayrı bir mevzu. o ilişki biteli çok oldu biz hala takımda tutuyoruz. gönderemediğimiz her an aleyhte zaman kaybı.
5. maliyetli ve veremsiz as kadro: falcao, soso, belhanda ve babel 11 çıkıyor sene de 13.7 milyon euro kemiksiz alıyorlar maç başı hariç ve 3 depar yapmadan maçı sağlıklı koşu ile tamamlıyorlar. sen taylan, ömer, etebo olsan bu ortamda yüzde yüzünü verebilir misin bütün bir sene. ayrıca bu isimler ne olursa olsun aynı anda 11 olmaz. bazı kadrolar görüyorum full genç ya da böyle. kadroda illa ki tekniği fark yaratan isimler olmalı. bu tarz 1-2 isim olur mücadelesi öne çıkan veya az tecrübreli. ama asıl sorun maliyetli isimlerin yerine daha karakterli ve fiziken, ruhen kendini takjma adayan yeni isimlerin alınamaması.
bu şartlar varken bizim şampiyonluktan söz etmemiz de aşırı iyimser olur. ve futbol her ne kadar spor da olsa oyun da olsa realist bir oyundur.
evvela bu kadronun hiç bir şekilde şampiyon olmaya yetmeyeceğini bir kabul edelim derim. eminim bu görüşe itiraz eden, kabullenmek istemeyen de olacaktır ama takkeyi öne alıp düşününce kazın ayağının öyle olmadığı da aşikar.
madde madde gidecek olursak:
1. yönetim ile camia arası açık: mustafa cengiz yönetimini camianın büyük bölümü avam, yokluktan seçilmiş, basiretsiz ve yönetsel açıdan yetersiz ve tehlikeli buluyor. yönetim de kendine karşı olan camia içi tehditlere dışarıdan gelenlere göre çok daha hararetli biçimde karşı çıkarken, dış tehditlere boyun eğiyor ki bu kabul edilemez. nerden baksan tutarsızlık sorunu var ortada. iki taraf da birbirinden nefret ediyor, en son altaylı mevzusunda gördük. çok net camia için bütünlük yok ve bunu sağlayacak olan da hep seçilmişlerdir. muhalefet değil. neyi nasıl söylediğini bilecek başkan ve yönetimi.
2. terim ile yönetimin arası oldukça açık. ve tek sorun da transfer değil. hocanın her şeyin üstünde bütün sorumluluk alanı gerektiren meselelerin tek muhattabı gibi bırakılması ve buna karşın yönetimden hiç bir destek görmemesi. albyarak’ın beyaz bayrak açıklaması net skandaldır. ve ondan beri de tepetaklak gidiyoruz ki bunu bekliyordum. arada bariz uyumsuzluk ve sevgisizlik var. ya terim ya da yönetim gitmeli. terim giderse bu yönetim ile bundnn büyük başarı zaten hayal.
3. taraftarsız maç dönemi en çok bizi yıprattı. iç sahada baskı ile oynayan bir takım olmaya alışmışken futbol disiplini olmayan fefhouli,, belhanda, babel ve türevlerinin canım isterse oynarım modunda çiftlik modunda takıldığı bir döneme girdik seyircisiz oynamaya başladığımızdan beri. taraftarın yerinde boostu olmayınca gazla çalışan bu gibi isimler iyice serdi. iki maç bal çalıp yatıyorlar.
4. derinlik kadro yoksunluğu da tam burada devreye giriyor. feghouli’nin alternatifi ömer bayram, yunus veya 3. ligden gelen kerem olmaz, olmamalı. canavar gibi bir oyuncu koyacaksın yerine. sonra bak bakalım yatabiliyor mu? 2018 ve 2019 senelerinde onyekuru geldi soso da yatmayı kesti. belhanda zaten ayrı bir mevzu. o ilişki biteli çok oldu biz hala takımda tutuyoruz. gönderemediğimiz her an aleyhte zaman kaybı.
5. maliyetli ve veremsiz as kadro: falcao, soso, belhanda ve babel 11 çıkıyor sene de 13.7 milyon euro kemiksiz alıyorlar maç başı hariç ve 3 depar yapmadan maçı sağlıklı koşu ile tamamlıyorlar. sen taylan, ömer, etebo olsan bu ortamda yüzde yüzünü verebilir misin bütün bir sene. ayrıca bu isimler ne olursa olsun aynı anda 11 olmaz. bazı kadrolar görüyorum full genç ya da böyle. kadroda illa ki tekniği fark yaratan isimler olmalı. bu tarz 1-2 isim olur mücadelesi öne çıkan veya az tecrübreli. ama asıl sorun maliyetli isimlerin yerine daha karakterli ve fiziken, ruhen kendini takjma adayan yeni isimlerin alınamaması.
bu şartlar varken bizim şampiyonluktan söz etmemiz de aşırı iyimser olur. ve futbol her ne kadar spor da olsa oyun da olsa realist bir oyundur.