33
uzun süre sonra bir günü maçı geçilecek olan organizasyon. hazır bugün maç yokken organizasyon hakkında uzun süre sonra birkaç bir şey yazmak gerek diye düşündüm.
nuggets-clippers eşleşmesi yedinci maça gitti.* yanılmıyorsam denver’ın son dört playoff eşleşmesi yedinci maça gitti. özellikle geçen sene konferans yarı finalindeki portland eşleşmesi akıllara zarardı. her neyse. eşleşme başlamadan yazmıştım, clippers jokic’i savunma konusunda 30 takım arasında belki en kötüsü olabilir çünkü jokic karşısında durabilecek hiç personeli yok. jokic özellikle 6. maçta kaç kez tek ayak rahat şut imkanı buldu ben sayamadım. girip girmemesi önemsiz, icabında üst üste dört kez kaçırır beşincide sokar ki jokic üst üste dört tane kaçıracak bir oyuncu da değil. önemli olan o şut imkanlarını çok rahat bulabilmesi.
clippers’ta inanılmaz bir coaching sıkıntısı var. plansızlıklar, saçma sapan setler, rakibin hiçbir hamlesine karşılık verememe vs vs... dallas karşısında kalite farkıyla bunun üstesinden geldiler ama denver karşısında nefesleri yetmiyor artık.
kawhi’a da şöyle bir parantez açmak lazım; kawhi değil (lebron ve jordan hariç) herhangi bir süperstar bu takımın merkez oyuncusu olsa bu takım ya dallas’a elenir, ya da 7.maça gelmeden denver’a elenirdi.
bu plansızlık, düzensizlik, günlük performanslara bağlı oyunla yüzük almak, bir hayalden öteye geçemez gibi duruyor. lou williams ve harrell kötü bir playoff geçiriyor. paul george bir var bir yok. iyi bir koç ve iyi bir guard karşısıma gelirse beverley 20 dakika oynayamadan 6 faulle oyun dışı kalıyor. morris ve green’den istenen katkı bir türlü gelmiyor. shamet zaten alt klasman bir oyuncu, zubac elinden geleni yapsa da yetersiz vs vs derken sonuç; yüzük alma planıyla kurulan ancak konferans yarı finalinin son demlerine göt zoruyla gelebilen bir takım. üzücü, ama sevindirici de.
öte yandan denver yapabileceği hemen her şeyi zirvede yapıyor. zaten arada bu kadar bariz bir kalite farkı olmasa denver’ın bu performansı seriyi çok önce bitirmeye yeterdi ancak kalite farkı denver’ı bu kadar zorluyor. gerçekçi baktığımızda %51-%49 clippers önde görünüyor ancak hissiyat olarak lakers-nuggets batı finali izleyeceğimizi düşünüyorum.
diğer tarafta ise kimilerine göre sürpriz, bana göre bubble başladığından beri çok olası bir konferans finali var. celtics-heat. öyle bir eşleşme ki, hiçbir fikrim yok.* bu sene ilk defa bir eşleşme hakkında tahmin yürütmekte bu kadar zorlanıyorum.
boston için toronto serisinde söylediklerimize benzer şeyler söyleyebiliriz. ilk beş kalitesi olarak rakiplerinin önündeler ancak kadro derinliği söz konusu olduğunda bayağı bir problemliler miami’ye göre.
yine bucks ve pacers eşleşmelerinde heat için söylediklerimizi tekrarlayabiliriz. kadro derinliği nicelik ve nitelik olarak çok iyi seviyede ve bence nba’in şu anda en iyi koçu da onların benchinde. dolayısıyla miami istediği her şeyi oynayabilecek personele sahip.
yeri gelir şutör bir beşle inanılmaz tempo yaparlar, yeri gelir dragic, butler, adebayo üçlüsüyle yarı saha oyunu oynarlar, yeri gelir savunmacı bir beşle tempoyu düşürürler. çok çeşitli kartları var yani ellerinde. boston’da da durum tam tersi; walker, smart, brown, tatum, theis beşiyle sene boyu oynadıkları oyunu oynayarak bariz nir kalite üstünlüğü kurabilirler ancak ondan fazla çok bir şansları yok.
benchten gelen isimler grant williams, robert williams, wanamaker falan çünkü. yapabilecekleri en ekstrem hamle adebayo kenardayken enes kanter’i sahaya atıp hücum ribaundu ve pota altı üstünlüğü sağlamak olabilir.
koç karşılaştırmasına gelecek olursak inanılmaz zevkli bir eşleşme olacak bence. şu anda overall olarak nba’in en iyi koçu spoelstra’ya karşı bence set çizme konusunda, mola dönüşlerinde nba’in en iyi koçu brad stevens. şimdiden zevk aldım.
boston bir önceki turda yine benzer şartlarda eşleştiği rakibini yedinci maçta elemişti. heat de yine benzer şartlarda eşleştiği rakibini beş maçta elemişti. o yüzden üstüne konuşması çok zor bir eşleşme. tahminim yedinci maça uzayacağı yönünde, dilerim de uzar.
nuggets-clippers eşleşmesi yedinci maça gitti.* yanılmıyorsam denver’ın son dört playoff eşleşmesi yedinci maça gitti. özellikle geçen sene konferans yarı finalindeki portland eşleşmesi akıllara zarardı. her neyse. eşleşme başlamadan yazmıştım, clippers jokic’i savunma konusunda 30 takım arasında belki en kötüsü olabilir çünkü jokic karşısında durabilecek hiç personeli yok. jokic özellikle 6. maçta kaç kez tek ayak rahat şut imkanı buldu ben sayamadım. girip girmemesi önemsiz, icabında üst üste dört kez kaçırır beşincide sokar ki jokic üst üste dört tane kaçıracak bir oyuncu da değil. önemli olan o şut imkanlarını çok rahat bulabilmesi.
clippers’ta inanılmaz bir coaching sıkıntısı var. plansızlıklar, saçma sapan setler, rakibin hiçbir hamlesine karşılık verememe vs vs... dallas karşısında kalite farkıyla bunun üstesinden geldiler ama denver karşısında nefesleri yetmiyor artık.
kawhi’a da şöyle bir parantez açmak lazım; kawhi değil (lebron ve jordan hariç) herhangi bir süperstar bu takımın merkez oyuncusu olsa bu takım ya dallas’a elenir, ya da 7.maça gelmeden denver’a elenirdi.
bu plansızlık, düzensizlik, günlük performanslara bağlı oyunla yüzük almak, bir hayalden öteye geçemez gibi duruyor. lou williams ve harrell kötü bir playoff geçiriyor. paul george bir var bir yok. iyi bir koç ve iyi bir guard karşısıma gelirse beverley 20 dakika oynayamadan 6 faulle oyun dışı kalıyor. morris ve green’den istenen katkı bir türlü gelmiyor. shamet zaten alt klasman bir oyuncu, zubac elinden geleni yapsa da yetersiz vs vs derken sonuç; yüzük alma planıyla kurulan ancak konferans yarı finalinin son demlerine göt zoruyla gelebilen bir takım. üzücü, ama sevindirici de.
öte yandan denver yapabileceği hemen her şeyi zirvede yapıyor. zaten arada bu kadar bariz bir kalite farkı olmasa denver’ın bu performansı seriyi çok önce bitirmeye yeterdi ancak kalite farkı denver’ı bu kadar zorluyor. gerçekçi baktığımızda %51-%49 clippers önde görünüyor ancak hissiyat olarak lakers-nuggets batı finali izleyeceğimizi düşünüyorum.
diğer tarafta ise kimilerine göre sürpriz, bana göre bubble başladığından beri çok olası bir konferans finali var. celtics-heat. öyle bir eşleşme ki, hiçbir fikrim yok.* bu sene ilk defa bir eşleşme hakkında tahmin yürütmekte bu kadar zorlanıyorum.
boston için toronto serisinde söylediklerimize benzer şeyler söyleyebiliriz. ilk beş kalitesi olarak rakiplerinin önündeler ancak kadro derinliği söz konusu olduğunda bayağı bir problemliler miami’ye göre.
yine bucks ve pacers eşleşmelerinde heat için söylediklerimizi tekrarlayabiliriz. kadro derinliği nicelik ve nitelik olarak çok iyi seviyede ve bence nba’in şu anda en iyi koçu da onların benchinde. dolayısıyla miami istediği her şeyi oynayabilecek personele sahip.
yeri gelir şutör bir beşle inanılmaz tempo yaparlar, yeri gelir dragic, butler, adebayo üçlüsüyle yarı saha oyunu oynarlar, yeri gelir savunmacı bir beşle tempoyu düşürürler. çok çeşitli kartları var yani ellerinde. boston’da da durum tam tersi; walker, smart, brown, tatum, theis beşiyle sene boyu oynadıkları oyunu oynayarak bariz nir kalite üstünlüğü kurabilirler ancak ondan fazla çok bir şansları yok.
benchten gelen isimler grant williams, robert williams, wanamaker falan çünkü. yapabilecekleri en ekstrem hamle adebayo kenardayken enes kanter’i sahaya atıp hücum ribaundu ve pota altı üstünlüğü sağlamak olabilir.
koç karşılaştırmasına gelecek olursak inanılmaz zevkli bir eşleşme olacak bence. şu anda overall olarak nba’in en iyi koçu spoelstra’ya karşı bence set çizme konusunda, mola dönüşlerinde nba’in en iyi koçu brad stevens. şimdiden zevk aldım.
boston bir önceki turda yine benzer şartlarda eşleştiği rakibini yedinci maçta elemişti. heat de yine benzer şartlarda eşleştiği rakibini beş maçta elemişti. o yüzden üstüne konuşması çok zor bir eşleşme. tahminim yedinci maça uzayacağı yönünde, dilerim de uzar.