3425
en büyük handikapları dursun özbek gibi bir yönetimden sonra oluşan enkazı devralmak olan yönetimdir. dursun özbek yönetimi döneminde transfer şovları yapılmış, her hıyarım var diyen futbolcuya tuzum var diye koşulmuştur. öylesine astronomik bonservis bedelleri ve maaşlar taahhüt edilmiştir ki adeta galatasaray boş kağıda imza atmış, sözleşmelerdeki maaş kısımları oyuncu menajerleri tarafından doldurulmuştur. tüm bunların neticesinde ise galatasaray avrupa kupalarından men cezası alma riskiyle karşı karşıya kalmış, mustafa cengiz yönetiminin yaptığı görüşmeler neticesinde men cezası yerine uefa ile bir anlaşma yapılmıştır.
en çok eleştirildikleri nokta ise transfer meselesi. abdurrahim albayrak transferde tek yetkiliymiş gibi bir açıklama yapılmadıysa eğer ki yapılmadı, transferdeki tek yetkili neden abdurrahim albayrakmış gibi algılanıyor hala anlamıyorum. şükrü hanedar'ın da transfer görüşmesine gittiği şeklinde haber yapıldı geçen günlerde. peki kimdir şükrü hanedar? şükrü hanedar bildiğim kadarıyla fransızca, ingilizce ve italyanca bilen ve italya'da mimarlık eğitimi almış bir galatasaray lisesi mezunudur. galatasaray'da da uzun yıllar yönetim ekibinde bulunmuş, bu işlerden anlayan bir yöneticidir. öyleyse şükrü hanedar sizce bu işi bilmiyor olabilir mi?
bir diğer nokta ise oyuncu satmalarındaki başarısızlıkları. başarılı şekilde oyuncu satmak ne demektir bunu da anlamak güç. oyuncuyu isteyen bir takım yoksa bir oyuncu nasıl satılabilir? ya da bir yönetim elindeki oyuncuya nasıl teklif getirtebilir? 4 milyon eurodan başlayan maaşlarıyla belhanda ve feghouli'ye kimse yanaşmaz. yanaşan olsa da belhanda ve feghouli gitmez.
bir diğer mesele ise babel. babel'e de yüksek maaş verilmesi yüzünden eleştiriliyor yönetim. babel'i fatih hoca istemiş ve alınması için de ısrarcı davranmıştır. dolayısıyla, bu verilen maaş biraz da fatih terim'in isteğinin yeri gelmesi açısından verilmiştir.
asla istifası istenecek, yerin dibine sokulacak bir yönetim değildir. istifalarını istemek, kendilerine iş bilmez demek net şekilde nankörlüktür. ve de biliyorum ki gittiklerinde yerlerine gelecek olanlar kendilerinden iyi olmayacaktır.
en çok eleştirildikleri nokta ise transfer meselesi. abdurrahim albayrak transferde tek yetkiliymiş gibi bir açıklama yapılmadıysa eğer ki yapılmadı, transferdeki tek yetkili neden abdurrahim albayrakmış gibi algılanıyor hala anlamıyorum. şükrü hanedar'ın da transfer görüşmesine gittiği şeklinde haber yapıldı geçen günlerde. peki kimdir şükrü hanedar? şükrü hanedar bildiğim kadarıyla fransızca, ingilizce ve italyanca bilen ve italya'da mimarlık eğitimi almış bir galatasaray lisesi mezunudur. galatasaray'da da uzun yıllar yönetim ekibinde bulunmuş, bu işlerden anlayan bir yöneticidir. öyleyse şükrü hanedar sizce bu işi bilmiyor olabilir mi?
bir diğer nokta ise oyuncu satmalarındaki başarısızlıkları. başarılı şekilde oyuncu satmak ne demektir bunu da anlamak güç. oyuncuyu isteyen bir takım yoksa bir oyuncu nasıl satılabilir? ya da bir yönetim elindeki oyuncuya nasıl teklif getirtebilir? 4 milyon eurodan başlayan maaşlarıyla belhanda ve feghouli'ye kimse yanaşmaz. yanaşan olsa da belhanda ve feghouli gitmez.
bir diğer mesele ise babel. babel'e de yüksek maaş verilmesi yüzünden eleştiriliyor yönetim. babel'i fatih hoca istemiş ve alınması için de ısrarcı davranmıştır. dolayısıyla, bu verilen maaş biraz da fatih terim'in isteğinin yeri gelmesi açısından verilmiştir.
asla istifası istenecek, yerin dibine sokulacak bir yönetim değildir. istifalarını istemek, kendilerine iş bilmez demek net şekilde nankörlüktür. ve de biliyorum ki gittiklerinde yerlerine gelecek olanlar kendilerinden iyi olmayacaktır.
