262
sadece kendisi değil benzerleri de bağlı olduğu kluple beraber duygu sömürüsüyle satış yapan mağazalar zinciri.
zamane futbolu bizim halı sahada yaptığımız gibi keyfine yapılan bir spor değil artık. sponsorluk anlaşmaları, reklamlar, menejerler, yöneticiler, futbolcular... hepsi artık ticaret. ve bunların yanında dişlinin en önemlisi taraftar.
kimdir peki taraftar?
(bkz: taraftar)
benim açımdan genel olarak: (bkz: #238561)
kupaların organizasyonunun değişmesi. daha çok takımın katılmasının sağlanması sadece adaletli davranmakla ilgili bir durum değil. organizasyon içine ne kadar takım ülke girerse o kadar para dönecek demek. bu da fifa, uefa, tv şirketleri vb.. gibi yerlerin daha çok para basması demek. koca koca şirketler futbolcusuna, basketbolcusuna, golfçüsüne, tenisçisine bi ton para akıtıyor benim ürünleri kullan diye *. kara kaşı kara gözü için değil elbet. idol olarak görülen, duruşu, görüntüsü, popülaritesi olan biri seçilecek elbet ve geri dönüşü olacak bunun. ürünler yapıp satacak, o yatırım fazlasıyla yerine konacak *. *
her alanda yapılan bu tüketiciyi sürekli söğüşleme hastalığı * tedavi edilemez bir şekilde yayılıyor.
takımının hattına sahip ol ilk haberleri sen al. alsam ne olu almasam ne olur, karnımı mı doyuruyor derim en yüzeysel şekilde. ama indirim yapıyor, kontör veriyor. hayrına yapıyor sanki.
bu hafta 3048 le sahadayız. ne güzel seneye mr.brown rengi yapın, oyunda sıçınca belli olmaz.
örnekler artar da yazmaya üşendim. taraftarı çıkarttığımız bir sporda samimiyet artar gibime geliyor bu yüzden. o yüzden belki de yöneticiler taraftara teşekkür ediyor her maçta. müşteri velinimetimizdir gibisinden.
peki sayın ulema * ne demeye yazdın bunları dersen hiç işte her şeyin para olması canımı sıktı biraz. sevginin nakte dönüşmesi belki de canımı sıkan. almayalım mı ürünleri olmayalım mı destek takımımıza derseniz de alın imkanınız varsa 3 er beşer alın. bu kadar yatırım yapılıyor toprağım sen almazsan ben almazsan nasıl olacak demeyin, gönlüneze sineni, üzerinize olanı alın *. sadece bir şeyi sembolleştirip onu gelir kaynağına çevirmek (asalet, cesaret, kaptan, kral...) ı-ıh fazla geldi bana.
zamane futbolu bizim halı sahada yaptığımız gibi keyfine yapılan bir spor değil artık. sponsorluk anlaşmaları, reklamlar, menejerler, yöneticiler, futbolcular... hepsi artık ticaret. ve bunların yanında dişlinin en önemlisi taraftar.
kimdir peki taraftar?
(bkz: taraftar)
benim açımdan genel olarak: (bkz: #238561)
kupaların organizasyonunun değişmesi. daha çok takımın katılmasının sağlanması sadece adaletli davranmakla ilgili bir durum değil. organizasyon içine ne kadar takım ülke girerse o kadar para dönecek demek. bu da fifa, uefa, tv şirketleri vb.. gibi yerlerin daha çok para basması demek. koca koca şirketler futbolcusuna, basketbolcusuna, golfçüsüne, tenisçisine bi ton para akıtıyor benim ürünleri kullan diye *. kara kaşı kara gözü için değil elbet. idol olarak görülen, duruşu, görüntüsü, popülaritesi olan biri seçilecek elbet ve geri dönüşü olacak bunun. ürünler yapıp satacak, o yatırım fazlasıyla yerine konacak *. *
her alanda yapılan bu tüketiciyi sürekli söğüşleme hastalığı * tedavi edilemez bir şekilde yayılıyor.
takımının hattına sahip ol ilk haberleri sen al. alsam ne olu almasam ne olur, karnımı mı doyuruyor derim en yüzeysel şekilde. ama indirim yapıyor, kontör veriyor. hayrına yapıyor sanki.
bu hafta 3048 le sahadayız. ne güzel seneye mr.brown rengi yapın, oyunda sıçınca belli olmaz.
örnekler artar da yazmaya üşendim. taraftarı çıkarttığımız bir sporda samimiyet artar gibime geliyor bu yüzden. o yüzden belki de yöneticiler taraftara teşekkür ediyor her maçta. müşteri velinimetimizdir gibisinden.
peki sayın ulema * ne demeye yazdın bunları dersen hiç işte her şeyin para olması canımı sıktı biraz. sevginin nakte dönüşmesi belki de canımı sıkan. almayalım mı ürünleri olmayalım mı destek takımımıza derseniz de alın imkanınız varsa 3 er beşer alın. bu kadar yatırım yapılıyor toprağım sen almazsan ben almazsan nasıl olacak demeyin, gönlüneze sineni, üzerinize olanı alın *. sadece bir şeyi sembolleştirip onu gelir kaynağına çevirmek (asalet, cesaret, kaptan, kral...) ı-ıh fazla geldi bana.
