3370
bu entry'nin ne kadar ofsayt alacağını umursamadan yazıyorum bunları. 2017-18 sezonunda seçildiklerinde herkes gibi bende (bkz: dursun aydın özbek yönetimi)'nden sonra geldikleri için daha kötü olamaz diye düşünmüştüm ama daha kötü olmasa bile benzer seviyede iş bilmezliklerin yapıldığına şahit olduk maalesef.
ilk hataları amatör şubelerde başladı aslında, diğer şubelerdeki beceriksizliklere girmiyorum bile ama sadece erkek basketten bahsedeceğim yeterli olacaktır. oktay mahmuti'nin sunduğu 'planlı hareket'in reddedilmesi ve kendisinin 1.2 milyon dolarlık tazminata rağmen gönderilmesi. (ki bu parayı ödemeyi bu yaz bitirdik, sırf bu sebepten beobasket' ten oyuncu alamıyorduk doğru düzgün)
daha sonraki problem ise yalancılıkları oldu. ffp görüşmelerinin ozan korkut'un ekibinden olan ve yardım için gönderilen mete ikiz'in planları önderliğinde yapılmasının ardından kendisinin adının hiçbir yerde anılmayıp tüm başarıya özellikle abdurrahim albayrak'ın çökmesi en büyük ayıptı. zira buradaki herkes onun böyle bir görüşme yapacak kalibrede birisi olmadığının farkındadır ancak ne hikmetse o dönem herkes inandı buna.
tabiki skandallar böyle bitmekle kalmadı. bunu anlatmaya gerek bile duymuyorum. (bkz: 2018 - 2019 sezonu transfer dönemi) önce forvetsiz geçen bir yaz transfer dönemi ve 6 ayın ardından 13 milyon euro'luk diagne rezaleti.
erkek basketbol takımı'nda ise bütçe düşmesine rağmen bütçeye kıyasla iyi performans gösteren ertuğrul erdoğan ve takıma darbeyi ise yine her fırsatta bu yönetim vurdu. sponsor ayarlamayı becerecek vizyon ve yeteneğe zaten sahip olmadıklarını biliyoruz ama aylarca bu takımında maaşları ödenmedi.
ki bu yönetimin rezaletleri saymakla bitmez. liseci zihniyeti herkesin ne kadar sevmediğini biliyorum, bende sevmiyorum. ama buna karşı kaliteli isimlere de bu kadar ön yargılı olup mustafa cengiz ve ekibini savunmak bu kulübe ihanettir. en yakın zamanda gitmelerini ve galatasaray'ın iyi bir yönetime kavuşmasını temenni ediyorum.
ilk hataları amatör şubelerde başladı aslında, diğer şubelerdeki beceriksizliklere girmiyorum bile ama sadece erkek basketten bahsedeceğim yeterli olacaktır. oktay mahmuti'nin sunduğu 'planlı hareket'in reddedilmesi ve kendisinin 1.2 milyon dolarlık tazminata rağmen gönderilmesi. (ki bu parayı ödemeyi bu yaz bitirdik, sırf bu sebepten beobasket' ten oyuncu alamıyorduk doğru düzgün)
daha sonraki problem ise yalancılıkları oldu. ffp görüşmelerinin ozan korkut'un ekibinden olan ve yardım için gönderilen mete ikiz'in planları önderliğinde yapılmasının ardından kendisinin adının hiçbir yerde anılmayıp tüm başarıya özellikle abdurrahim albayrak'ın çökmesi en büyük ayıptı. zira buradaki herkes onun böyle bir görüşme yapacak kalibrede birisi olmadığının farkındadır ancak ne hikmetse o dönem herkes inandı buna.
tabiki skandallar böyle bitmekle kalmadı. bunu anlatmaya gerek bile duymuyorum. (bkz: 2018 - 2019 sezonu transfer dönemi) önce forvetsiz geçen bir yaz transfer dönemi ve 6 ayın ardından 13 milyon euro'luk diagne rezaleti.
erkek basketbol takımı'nda ise bütçe düşmesine rağmen bütçeye kıyasla iyi performans gösteren ertuğrul erdoğan ve takıma darbeyi ise yine her fırsatta bu yönetim vurdu. sponsor ayarlamayı becerecek vizyon ve yeteneğe zaten sahip olmadıklarını biliyoruz ama aylarca bu takımında maaşları ödenmedi.
ki bu yönetimin rezaletleri saymakla bitmez. liseci zihniyeti herkesin ne kadar sevmediğini biliyorum, bende sevmiyorum. ama buna karşı kaliteli isimlere de bu kadar ön yargılı olup mustafa cengiz ve ekibini savunmak bu kulübe ihanettir. en yakın zamanda gitmelerini ve galatasaray'ın iyi bir yönetime kavuşmasını temenni ediyorum.