123
ee arda, her şeyin başladığı yere geri dönüyorsun demek... arda'nın arda olduğu yere, arda'yı arda yapan yere. önce maziyi hatırlayalım beraber.
sene 2005... henüz 18 bile değilken hayranlıkla izlediğin, aşığı olduğun takımı avrupa şampiyonu yapan, belki de çocukluğunun en büyük kahramanı hagi sana hazırlan diyor. ve bir hikaye burada başlıyor.
sene 2007... gidiyorsun, geliyorsun. sırtında çok büyük hayaller kuracağımız 66 numaralı formayla sahaya ilk adımını atıyorsun. ne kadar heyecanlıydın, hatırlamaya çalış. kim bilir aklında neler vardı, hangi hayalleri kurdun sonrasında? çok iyi hatırla.
sene 2009... çoktan gözbebeğimiz olmuştun bile. yeni kaptanımız, yeni 10 numaramız, yeni metin oktay'ımız... herkes bunların hayalini kuruyordu. bu hayallerin hiçbiri boşuna kurulmamıştı. sana duyulan muhteşem sevgiyi hatırlasana bir arda? bir daha öyle hissedebildin mi? sahi, dünyada kaç şanslı insan bu kadar sevgi hissetmiştir ki zaten hayatında? senin ellerinde herkes kupa görmek isterken sonrasında başarısız seneler...ee tabi sesler yükseliyor, kahpece saldırılara uğruyorsun. o dönemki sevgilinle sürekli magazin basınının ve televizyondaki şaklabanların dilindesin.
sene 2011... galatasaray'ın en büyük efsanesi, çok güçlü bir başkan desteğiyle yuvasına geri dönüyor. takım en baştan kuruluyor. bu yeni kurulan takımın merkezinde kaptanı olarak yine sen varsın. galatasaraylılar'ın evladı, kardeşi gibi gördüğü arda turan'ın artık şampiyonluk kupasını kaldırmasını istiyor herkes. tüm bu kavgadan, gürültüden sıkılan sen ne yapıyorsun? ispanya'ya gidiyorsun. bütün bu hayalleri geride bırakıp ispanya'ya gidiyorsun. hem de transferin son günlerinde. kırılıyoruz, kızıyoruz. niye? bu hayaller gerçek olmayacak diye işte arda. bu hayalleri gerçekleştirmeyeceksin diye. neyse işte, gidiyorsun. başarılı da oluyorsun. insan kızıyor tabi ama hala da seviyor, ne yapalım?
sene 2015... dünyanın en büyük kulübüne rekor bir bonservisle transfer oluyorsun. barcelona'da kaleci haricinde oynayan ilk ve tek türk futbolcu. ne büyük bir başarı değil mi? gurur duyuyoruz her başarınla. ama biz gurur duydukça, sen başarılı oldukça egon büyüyor, büyüyor. ve bir noktada da patlıyor. kendini büyük görmeye başlıyorsun, her konuda konuşmayı, her şeyi söylemeyi kendine hak görüyorsun. koca kafa arda gidiyor, yerine antipatik arda geliyor. sen durmuyorsun, euro 2016'da olaylar yaşanıyor, 2017'de konu ne olursa olsun senden yaşça çok büyük bir gazeteciyi dövüyorsun. 2018'de rekor bir ceza, 2019'da önce darp, sonra silahla hastaneye gitmek. bu antipati giderek büyüyor ve en üst noktasına ulaşıyor. daha önce sormuştum ya sana bu kadar sevilmek nasıl bir histi diye? bu kadar sevilmemek nasıl bir histi peki arda? acı çekmişsindir, ama umarım o günlerde aklında sevildiğin günler gelmiştir. yanlışını düşünmüş ve bunu kabul etmişsindir. ve bu acı umarım seni eski günlerine geri götürmüştür.
ee arda, en başta da dedim. hikayenin başladığı yerdeyiz tekrar. hala o gün kulübede formasını ilk defa giymeye hazırlanan çocuğun heyecanı var mı içinde? heyecan yeter mi peki? kendini kendine, daha önce kurulan hayallere affettirmek var mı aklında? herkesten çok çalışacak, tekrar herkesin gönlünü kazanacak azim ve çaba var mı içinde? bunlar yoksa gelme lütfen ama bunlara içtenlikle evet diyorsan, 2. bir şans istiyorsan eğer, herkesin yaptıklarını düzeltme şansını hak eder. geleceksen futbolu bırakmaya değil, futbola tekrar başlamaya gel. geleceksen öylesine değil, kanının terinin son damlasına kadar akıtmaya gel. çünkü baştan uyarıyorum, bunların dışında hiçbir şey seni tekrar kabullenmemize imkan vermeyecek.
sene 2005... henüz 18 bile değilken hayranlıkla izlediğin, aşığı olduğun takımı avrupa şampiyonu yapan, belki de çocukluğunun en büyük kahramanı hagi sana hazırlan diyor. ve bir hikaye burada başlıyor.
sene 2007... gidiyorsun, geliyorsun. sırtında çok büyük hayaller kuracağımız 66 numaralı formayla sahaya ilk adımını atıyorsun. ne kadar heyecanlıydın, hatırlamaya çalış. kim bilir aklında neler vardı, hangi hayalleri kurdun sonrasında? çok iyi hatırla.
sene 2009... çoktan gözbebeğimiz olmuştun bile. yeni kaptanımız, yeni 10 numaramız, yeni metin oktay'ımız... herkes bunların hayalini kuruyordu. bu hayallerin hiçbiri boşuna kurulmamıştı. sana duyulan muhteşem sevgiyi hatırlasana bir arda? bir daha öyle hissedebildin mi? sahi, dünyada kaç şanslı insan bu kadar sevgi hissetmiştir ki zaten hayatında? senin ellerinde herkes kupa görmek isterken sonrasında başarısız seneler...ee tabi sesler yükseliyor, kahpece saldırılara uğruyorsun. o dönemki sevgilinle sürekli magazin basınının ve televizyondaki şaklabanların dilindesin.
sene 2011... galatasaray'ın en büyük efsanesi, çok güçlü bir başkan desteğiyle yuvasına geri dönüyor. takım en baştan kuruluyor. bu yeni kurulan takımın merkezinde kaptanı olarak yine sen varsın. galatasaraylılar'ın evladı, kardeşi gibi gördüğü arda turan'ın artık şampiyonluk kupasını kaldırmasını istiyor herkes. tüm bu kavgadan, gürültüden sıkılan sen ne yapıyorsun? ispanya'ya gidiyorsun. bütün bu hayalleri geride bırakıp ispanya'ya gidiyorsun. hem de transferin son günlerinde. kırılıyoruz, kızıyoruz. niye? bu hayaller gerçek olmayacak diye işte arda. bu hayalleri gerçekleştirmeyeceksin diye. neyse işte, gidiyorsun. başarılı da oluyorsun. insan kızıyor tabi ama hala da seviyor, ne yapalım?
sene 2015... dünyanın en büyük kulübüne rekor bir bonservisle transfer oluyorsun. barcelona'da kaleci haricinde oynayan ilk ve tek türk futbolcu. ne büyük bir başarı değil mi? gurur duyuyoruz her başarınla. ama biz gurur duydukça, sen başarılı oldukça egon büyüyor, büyüyor. ve bir noktada da patlıyor. kendini büyük görmeye başlıyorsun, her konuda konuşmayı, her şeyi söylemeyi kendine hak görüyorsun. koca kafa arda gidiyor, yerine antipatik arda geliyor. sen durmuyorsun, euro 2016'da olaylar yaşanıyor, 2017'de konu ne olursa olsun senden yaşça çok büyük bir gazeteciyi dövüyorsun. 2018'de rekor bir ceza, 2019'da önce darp, sonra silahla hastaneye gitmek. bu antipati giderek büyüyor ve en üst noktasına ulaşıyor. daha önce sormuştum ya sana bu kadar sevilmek nasıl bir histi diye? bu kadar sevilmemek nasıl bir histi peki arda? acı çekmişsindir, ama umarım o günlerde aklında sevildiğin günler gelmiştir. yanlışını düşünmüş ve bunu kabul etmişsindir. ve bu acı umarım seni eski günlerine geri götürmüştür.
ee arda, en başta da dedim. hikayenin başladığı yerdeyiz tekrar. hala o gün kulübede formasını ilk defa giymeye hazırlanan çocuğun heyecanı var mı içinde? heyecan yeter mi peki? kendini kendine, daha önce kurulan hayallere affettirmek var mı aklında? herkesten çok çalışacak, tekrar herkesin gönlünü kazanacak azim ve çaba var mı içinde? bunlar yoksa gelme lütfen ama bunlara içtenlikle evet diyorsan, 2. bir şans istiyorsan eğer, herkesin yaptıklarını düzeltme şansını hak eder. geleceksen futbolu bırakmaya değil, futbola tekrar başlamaya gel. geleceksen öylesine değil, kanının terinin son damlasına kadar akıtmaya gel. çünkü baştan uyarıyorum, bunların dışında hiçbir şey seni tekrar kabullenmemize imkan vermeyecek.