37896
"10 numarayı giyen oyuncular genellikle sevilir. bu kulüpler dünyanın en iyi kulübü olabilmek için yarışıyor. sahaya çıkıp kendinizi güçlü hissederek cesur olmalısınız ve hesaplanmış riskleri almalısınız. bunları takım arkadaşlarınızla birlikte antrenmandayken kazanıyorsunuz. onlara ne kadar iyi olduğunuzu gösteriyorsunuz ve sahada fark yaratmaya ihtiyaç duyuyorsunuz.
en azından benim pozisyonum için bu böyleydi. oynadığımda ve orta sahadan iki gol attığımda bu tarihe geçiyordu. bence benim yaptıklarımı yapan veya benden daha iyi yapabilen başka birisi yoktu. yine de hepsini güzel bir şekilde yapmak çok iyi bir şey monaco'ya attığım gol fantastikti. birinci sınıf kalitemi gösteren gollerden bir tanesiydi. çocukken, 12 yaşlarında antrenörüm çok iyi şut attığımı söylerdi. bana her zaman kaleyi gördüğümde şutu düşünmem gerektiğini söylerdi. ben de çocukluğumdan beri bunun için çalıştım. kariyerimde attığım gollerin yüzde 70'i ceza sahasının dışından gelmişti. monaco'ya atılan gol çok özeldi. fransız kanalından maçı anlatan spiker bile 'bu imkânsız' ifadesini kullanmıştı. hayır aslında mümkündü. sıradışı bir golde attığım diğer bazıları gibi.
konsept oyuncu tipi ve saha içindeki rol konusunda konusunda açık konuşalım. 10 numara teknik direktörün bile düşünemeyeceği şeyleri yapar, kimse bunları göremez. çünkü tahmin edilemezdirler, doğuştan gelen doğal yetenekleri vardır. bence bu 10 numaranın rolüdür. aynı zamanda çok risk alabildikleri için taraftarları mutlu ederler. yaptıkları her şey için risk alırlar.
10 pas veya şut girişiminden 5'inde bile başarılı olursan bu kendi içinde iyi bir şey. eğer 6 tane kaçırıp da 3-4 hareketiniz başarılı olursa bu da fantastik bir şeydir. çünkü yaptıkları her şeyde maksimüm risk mevcuttur. fakat gol atmak için bunları denemeniz gerekiyor.
1970'lerdeki ajax takımını izleyerek büyüdüm. total futbolda ve atak futbolda çok iyilerdi ve onlarla aynı düşünceye sahip oldum. şu an bile takımıma bu tip futbolu aşılamaya çalışıyorum. cruyff da o takımın yıldızlarından bir tanesiydi. görüşü ve düşünce tarzıyla beni çok etkiledi. 2 yıl barcelona'da onunla çalıştım. bana olan etkisini yakından hissettim. bence bu da beni daha iyi ve bütünüyle bir futbolcu yaptı. newcastle ve tottenham beni istiyordu ama bu gerçekleşmedi. ingiltere'yi seviyorum. ancak hayatta bazen istekleriniz olmayabiliyor. türkiye, potansiyelli ve üst düzey bir ülke. kendimin ve ülkenin fikirlerinin aynı paralelde ilerlediğini gördüm. bu yüzden oraya gittim. eğer avrupa'da kupa kazanırsak özel bir prim alacağımı yazan bir maddenin olduğu kontrata bile sahiptim ve bu gerçekleşti. bunu önceden planlamıştım.
şu an bile bence türkiye sahip olduğu büyük potansiyeli gösteremiyor ama potansiyelleri var. türk takımları yüksek bütçelere sahipler ve önde gelen avrupa kulüpleriyle mücadele ediyorlar. eğer şartlar daha iyi bir hale gelirse bir takım daha avrupa ligi veya şampiyonlar ligi'ni kazanmak için savaşacaktır. türkiye büyük bir ülke; oldukça ünlü bir topluma sahipler. saha içerisindeki savaşçı ruhumla onları mutlu edebildiğimi düşünüyorum. goller ve asistlerin yanı sıra, savaşçı bir futbolcuydum. onlar bunu sevdiler. sahada hırsıyla her şeyini veren ve onların ruhuyla hareket eden bir futbolcu gördüler. bu yüzden düşünce yapım sayesinde çoğu zaman beni de kendilerinden birisi olarak gördüler.”
gheorghe hagi
en azından benim pozisyonum için bu böyleydi. oynadığımda ve orta sahadan iki gol attığımda bu tarihe geçiyordu. bence benim yaptıklarımı yapan veya benden daha iyi yapabilen başka birisi yoktu. yine de hepsini güzel bir şekilde yapmak çok iyi bir şey monaco'ya attığım gol fantastikti. birinci sınıf kalitemi gösteren gollerden bir tanesiydi. çocukken, 12 yaşlarında antrenörüm çok iyi şut attığımı söylerdi. bana her zaman kaleyi gördüğümde şutu düşünmem gerektiğini söylerdi. ben de çocukluğumdan beri bunun için çalıştım. kariyerimde attığım gollerin yüzde 70'i ceza sahasının dışından gelmişti. monaco'ya atılan gol çok özeldi. fransız kanalından maçı anlatan spiker bile 'bu imkânsız' ifadesini kullanmıştı. hayır aslında mümkündü. sıradışı bir golde attığım diğer bazıları gibi.
konsept oyuncu tipi ve saha içindeki rol konusunda konusunda açık konuşalım. 10 numara teknik direktörün bile düşünemeyeceği şeyleri yapar, kimse bunları göremez. çünkü tahmin edilemezdirler, doğuştan gelen doğal yetenekleri vardır. bence bu 10 numaranın rolüdür. aynı zamanda çok risk alabildikleri için taraftarları mutlu ederler. yaptıkları her şey için risk alırlar.
10 pas veya şut girişiminden 5'inde bile başarılı olursan bu kendi içinde iyi bir şey. eğer 6 tane kaçırıp da 3-4 hareketiniz başarılı olursa bu da fantastik bir şeydir. çünkü yaptıkları her şeyde maksimüm risk mevcuttur. fakat gol atmak için bunları denemeniz gerekiyor.
1970'lerdeki ajax takımını izleyerek büyüdüm. total futbolda ve atak futbolda çok iyilerdi ve onlarla aynı düşünceye sahip oldum. şu an bile takımıma bu tip futbolu aşılamaya çalışıyorum. cruyff da o takımın yıldızlarından bir tanesiydi. görüşü ve düşünce tarzıyla beni çok etkiledi. 2 yıl barcelona'da onunla çalıştım. bana olan etkisini yakından hissettim. bence bu da beni daha iyi ve bütünüyle bir futbolcu yaptı. newcastle ve tottenham beni istiyordu ama bu gerçekleşmedi. ingiltere'yi seviyorum. ancak hayatta bazen istekleriniz olmayabiliyor. türkiye, potansiyelli ve üst düzey bir ülke. kendimin ve ülkenin fikirlerinin aynı paralelde ilerlediğini gördüm. bu yüzden oraya gittim. eğer avrupa'da kupa kazanırsak özel bir prim alacağımı yazan bir maddenin olduğu kontrata bile sahiptim ve bu gerçekleşti. bunu önceden planlamıştım.
şu an bile bence türkiye sahip olduğu büyük potansiyeli gösteremiyor ama potansiyelleri var. türk takımları yüksek bütçelere sahipler ve önde gelen avrupa kulüpleriyle mücadele ediyorlar. eğer şartlar daha iyi bir hale gelirse bir takım daha avrupa ligi veya şampiyonlar ligi'ni kazanmak için savaşacaktır. türkiye büyük bir ülke; oldukça ünlü bir topluma sahipler. saha içerisindeki savaşçı ruhumla onları mutlu edebildiğimi düşünüyorum. goller ve asistlerin yanı sıra, savaşçı bir futbolcuydum. onlar bunu sevdiler. sahada hırsıyla her şeyini veren ve onların ruhuyla hareket eden bir futbolcu gördüler. bu yüzden düşünce yapım sayesinde çoğu zaman beni de kendilerinden birisi olarak gördüler.”
gheorghe hagi
