548
hatirlayabildigim kadarıyla geldiğimiz nokta ve geçirdiğimiz süreç hakkımda yorumda bulunmak istiyorum.
hatırlanacağı üzere fatih terim'in ve muslera' nin ligler durdurulsun, maçlar oynanmasin dediği tarihlerde, ülke olarak salgın sürecinin çok çok basindaydik. ilk vaka 11 martta çıktı. hocanin ve muslera' nin itirazları ise 15 mart günü beşiktaş maçı sonrasında gelmişti. çözüm olarak seyircisiz oynanması kararlaştırıldı. ilk başlarda ne salgın la ilgili bir bilgiye sahipdik, ne süreci nasıl yoneticegimizi biliyorduk ne de sürecin nereye varacağını kestirebiliyorduk. hatta bizden sonra kayserispor kulübü de liglerin durdurulması konusunda görüş bildirdi. o tarihten bugüne kadar devletimiz tarafından farklı tedbirler alınıp kararlar aciklandi. alınan veya alınmaya çalışılan kararların yeterliliği halk açısından sorgulanabilir pekala. neticede hergun ise gitmek zorunda olan emekçi insanlarimiz, is yerlerini kapatmak zorunda kalan, işsiz kalan insanlarimiz, sağlık çalışanlarımız gibi tamda ateşin ortasında yaşam ve yaşatma mücadelesi veren kahramanlarımız ve apartman dairesinde evine kapanmak zorunda kalan insanlarımız var. ama futbolcuların tamamına yakini lüks koşullarda hayatlarini idame ettiriyorlar. her birinin ailesine belkide ömür boyu yetecek parası, hiç sıkılmadan bahçesinde istedigi gibi vakit geçirip, sporunu aksatmadan yapabileceği müstakil evleri ve olanakları var. evet virüs ne mevki ne statü ne de para pul dinler. ama ortada bir gerçek var ki futbolcular halka göre çok çok daha iyi koşullara sahipler. üstelik ülkede haziran 1 de okulların açılması planlanıyor. statlarda ve konserlerde sonra halkın iç içe yaşadığı en büyük alan okullardir. ayrıca milyonlanlarca öğrencinin ve öğretmenin gireceği sınavlar yapılacak haziran ayı içerisinde. neredeyse 2 aydır karantina altındayız. ve şık şık tedbirlere uyumamız gerektiği söyleniyor, hatirlatiliyor. üstelik ligin başlamasına daha 1 aydan fazla zaman var. bu süreç tüm kulupler için test yaptırmaya, izalasyonu sağlamaya ve mevcut vakalarıni tedavi etmeye yatecek kadar uzun bir süre haberlerde duyduğumuz vakalarin durumuna baktığımızda. son dönemde bazı kulüplerimiz yeni vakalar açıkladılar. üstelik kimisi bir kaç gün öncesinden antrenmanlara başlamasına rağmen nedense testlerini daha sonra yaptırmayı uygun bulmuşlar. bu detay bile kulübün kendi oyuncusuna verdiği değeri anlamak için bir kriterdir. ilk başta hocada hastalandiginda ortada bir karantina veya tedbir söz konusu değildi. ama şimdi ortaya çıkan vakalarda insan ister istemez sorguluyor.
1) oyuncular ve calisanlar tedbirlere uydu mu, uydularsa ne derece bağlı kaldılar?
2) kulupler oyuncularını ve çalışanlarını ne sıklıkla ve hangi doğruluk derecesinde kontrol ettiler.
3) yaklaşık 2 aydır karantina tedbirleri varken ve özellikle oyuncular tesislerde antrenman dahi yapmıyorken nasıl oluyorda hasta olabiliyor?
hocamız için hastalık sürecini kurgu olarak nitelendiren, hastalık sürecini hastaneden çıktığı tarih itibariyle 6 günde iyileşmiş gibi gösteren ama aslında 24 martta pozitif çıkan ilk testten sonra 15 nisanda negatif çıkan testi görmezden gelen kokuşmuş zihniyet gibi düşünmüyorum, düsünmeyeceğim. sonuçta bahsettiğimiz şey insan hayatı. üstelik boyle durumlarda insan en çok, sevdiklerime bir şey olur korkusu ile sınanırken.
tff kararında 14 kulübün oynamak istediğini dile getirdi. bağlandığı tv yayınında oyuncular birliği sendikası başkanı hakan unsal' da gönüllerinin oynamaktan yana olduğunu ama olası risklerden korktuklarını dile getirdi. bazı oyuncular, hocalar ve kulüp başkanlarına oynamak istediklerini dile getirdi. fenerbahce yönetimide yayınladığı basın bildirisinde haklı olarak federasyona aldıkları kararların detaylarını ve 10 adet senaryoyu kendilerine sordular. bunları bilmek her kesim için önemli ve gerekli. ama ne yazikki bazı kendini bilmezler bu karar tamamiyle bize aitmiş gibi algı oyunları oynamaya başladılar. aslında farkında olmadan kabul ettikleri şey kendi acizlikleri oluyor. madem tek başına bu kararı bizim aldığımızi düşünüyorlar bir zahmet kalan 17 kulübün ve tff' nin de ne kadar pasif kurumlar ve kişiler olduğunuda düşünsünler.
tff kararını açıklamadan önce ligin akıbetini çok onemsemedim açıkçası. çünkü sürecin nereye varacağını bende kestiremiyordum. şampiyon belirlemektense mevcut sırala ile takımların avrupa kupalarına gonderilebilecegine, ligin tamamlanabilecegine veya ilk 4 takım icerisinde play off sistemine kabuldum. tff kararından sonrada bir yorumuma en riskli ama en adil karar oldugunuda kendi twitter hesabımdan bir haberin altında paylaştım.
yazımı toparlamak gerekirse ligin rahat şekilde oynanabilecegini düşünüyorum. pekala tüm takımlar mayıs ayının son haftası kendi tesislerinde karantina altına alınabilir. acısı, malzeme işi, oyuncusu, teknik ekibi vs hepsi tesislerinde veya anlasacaklari hır otelde karantinaya alinabilirler. bu sayede dış dünya ile bağlantıları tamamiyle kesilmiş olacak. bu tedbirler hakemler ve basın emekçileri, belirlenecek stat görevlileri içinde tff tarafından yapılacak. daha sonra belirlenecek 1 veya birbirine çok yakın 2 şehire tüm takımlar ve diğer görevliler cagrilacak. bu şekilde lig sağlıklı şekilde tamamlanabilecek. kalan tüm maçlar seyircisiz oynanamali bu arada. lig bittikten sonra yaklaşık 2 hafta daha ister bulundukları konumda ister, kendi tesislerinde karantina tedbirlerine devam edecekler. dediğim gibi zaten 2 aydır karantina tedbirleri varken oyuncularda vaka çıkması daha şaşırtıcı. zaten oyuncular ve çalışanlar karantina tedbirlerine uymak zorunda. hani diyorlarya, diyelim ki bir kulüpte baka çıktı ne olacak diye. esas bunca zamandır karantina tedbirleri varken vaka çıkması şaşırtıcı olur. zaten izalasyonu da sağlandıktan sonra bulaşma riski evde karantina tedbiri ile aynı düzeye indirgenmiş olacaktır.
yazdığım öneri superlig takımları için uygulanabilir olduğunu düşünüyorum.
hatırlanacağı üzere fatih terim'in ve muslera' nin ligler durdurulsun, maçlar oynanmasin dediği tarihlerde, ülke olarak salgın sürecinin çok çok basindaydik. ilk vaka 11 martta çıktı. hocanin ve muslera' nin itirazları ise 15 mart günü beşiktaş maçı sonrasında gelmişti. çözüm olarak seyircisiz oynanması kararlaştırıldı. ilk başlarda ne salgın la ilgili bir bilgiye sahipdik, ne süreci nasıl yoneticegimizi biliyorduk ne de sürecin nereye varacağını kestirebiliyorduk. hatta bizden sonra kayserispor kulübü de liglerin durdurulması konusunda görüş bildirdi. o tarihten bugüne kadar devletimiz tarafından farklı tedbirler alınıp kararlar aciklandi. alınan veya alınmaya çalışılan kararların yeterliliği halk açısından sorgulanabilir pekala. neticede hergun ise gitmek zorunda olan emekçi insanlarimiz, is yerlerini kapatmak zorunda kalan, işsiz kalan insanlarimiz, sağlık çalışanlarımız gibi tamda ateşin ortasında yaşam ve yaşatma mücadelesi veren kahramanlarımız ve apartman dairesinde evine kapanmak zorunda kalan insanlarımız var. ama futbolcuların tamamına yakini lüks koşullarda hayatlarini idame ettiriyorlar. her birinin ailesine belkide ömür boyu yetecek parası, hiç sıkılmadan bahçesinde istedigi gibi vakit geçirip, sporunu aksatmadan yapabileceği müstakil evleri ve olanakları var. evet virüs ne mevki ne statü ne de para pul dinler. ama ortada bir gerçek var ki futbolcular halka göre çok çok daha iyi koşullara sahipler. üstelik ülkede haziran 1 de okulların açılması planlanıyor. statlarda ve konserlerde sonra halkın iç içe yaşadığı en büyük alan okullardir. ayrıca milyonlanlarca öğrencinin ve öğretmenin gireceği sınavlar yapılacak haziran ayı içerisinde. neredeyse 2 aydır karantina altındayız. ve şık şık tedbirlere uyumamız gerektiği söyleniyor, hatirlatiliyor. üstelik ligin başlamasına daha 1 aydan fazla zaman var. bu süreç tüm kulupler için test yaptırmaya, izalasyonu sağlamaya ve mevcut vakalarıni tedavi etmeye yatecek kadar uzun bir süre haberlerde duyduğumuz vakalarin durumuna baktığımızda. son dönemde bazı kulüplerimiz yeni vakalar açıkladılar. üstelik kimisi bir kaç gün öncesinden antrenmanlara başlamasına rağmen nedense testlerini daha sonra yaptırmayı uygun bulmuşlar. bu detay bile kulübün kendi oyuncusuna verdiği değeri anlamak için bir kriterdir. ilk başta hocada hastalandiginda ortada bir karantina veya tedbir söz konusu değildi. ama şimdi ortaya çıkan vakalarda insan ister istemez sorguluyor.
1) oyuncular ve calisanlar tedbirlere uydu mu, uydularsa ne derece bağlı kaldılar?
2) kulupler oyuncularını ve çalışanlarını ne sıklıkla ve hangi doğruluk derecesinde kontrol ettiler.
3) yaklaşık 2 aydır karantina tedbirleri varken ve özellikle oyuncular tesislerde antrenman dahi yapmıyorken nasıl oluyorda hasta olabiliyor?
hocamız için hastalık sürecini kurgu olarak nitelendiren, hastalık sürecini hastaneden çıktığı tarih itibariyle 6 günde iyileşmiş gibi gösteren ama aslında 24 martta pozitif çıkan ilk testten sonra 15 nisanda negatif çıkan testi görmezden gelen kokuşmuş zihniyet gibi düşünmüyorum, düsünmeyeceğim. sonuçta bahsettiğimiz şey insan hayatı. üstelik boyle durumlarda insan en çok, sevdiklerime bir şey olur korkusu ile sınanırken.
tff kararında 14 kulübün oynamak istediğini dile getirdi. bağlandığı tv yayınında oyuncular birliği sendikası başkanı hakan unsal' da gönüllerinin oynamaktan yana olduğunu ama olası risklerden korktuklarını dile getirdi. bazı oyuncular, hocalar ve kulüp başkanlarına oynamak istediklerini dile getirdi. fenerbahce yönetimide yayınladığı basın bildirisinde haklı olarak federasyona aldıkları kararların detaylarını ve 10 adet senaryoyu kendilerine sordular. bunları bilmek her kesim için önemli ve gerekli. ama ne yazikki bazı kendini bilmezler bu karar tamamiyle bize aitmiş gibi algı oyunları oynamaya başladılar. aslında farkında olmadan kabul ettikleri şey kendi acizlikleri oluyor. madem tek başına bu kararı bizim aldığımızi düşünüyorlar bir zahmet kalan 17 kulübün ve tff' nin de ne kadar pasif kurumlar ve kişiler olduğunuda düşünsünler.
tff kararını açıklamadan önce ligin akıbetini çok onemsemedim açıkçası. çünkü sürecin nereye varacağını bende kestiremiyordum. şampiyon belirlemektense mevcut sırala ile takımların avrupa kupalarına gonderilebilecegine, ligin tamamlanabilecegine veya ilk 4 takım icerisinde play off sistemine kabuldum. tff kararından sonrada bir yorumuma en riskli ama en adil karar oldugunuda kendi twitter hesabımdan bir haberin altında paylaştım.
yazımı toparlamak gerekirse ligin rahat şekilde oynanabilecegini düşünüyorum. pekala tüm takımlar mayıs ayının son haftası kendi tesislerinde karantina altına alınabilir. acısı, malzeme işi, oyuncusu, teknik ekibi vs hepsi tesislerinde veya anlasacaklari hır otelde karantinaya alinabilirler. bu sayede dış dünya ile bağlantıları tamamiyle kesilmiş olacak. bu tedbirler hakemler ve basın emekçileri, belirlenecek stat görevlileri içinde tff tarafından yapılacak. daha sonra belirlenecek 1 veya birbirine çok yakın 2 şehire tüm takımlar ve diğer görevliler cagrilacak. bu şekilde lig sağlıklı şekilde tamamlanabilecek. kalan tüm maçlar seyircisiz oynanamali bu arada. lig bittikten sonra yaklaşık 2 hafta daha ister bulundukları konumda ister, kendi tesislerinde karantina tedbirlerine devam edecekler. dediğim gibi zaten 2 aydır karantina tedbirleri varken oyuncularda vaka çıkması daha şaşırtıcı. zaten oyuncular ve çalışanlar karantina tedbirlerine uymak zorunda. hani diyorlarya, diyelim ki bir kulüpte baka çıktı ne olacak diye. esas bunca zamandır karantina tedbirleri varken vaka çıkması şaşırtıcı olur. zaten izalasyonu da sağlandıktan sonra bulaşma riski evde karantina tedbiri ile aynı düzeye indirgenmiş olacaktır.
yazdığım öneri superlig takımları için uygulanabilir olduğunu düşünüyorum.