• 527
    ligin oynanmasını isteyen bir kaç kulüpten biriyiz. çünkü herkes hak ettiğini almalı. medya ve üç küçükler sanki oynanma tarihini de biz istemişiz gibi algı oluşturmaya çalışıyorlar.

    34 hafta oynanmalı. ne zaman oynanacağına ise salgına göre karar verilmeli. türkiye kupası da devam etmeli. biz bunu da isteriz. kupa iptal dense bizim işimize gelir. kupadan elenmemiz iptal olur ama bizim camiada çoğunluk onun da devam etmesinden yanadır.

    başkanımız hayati açıdan kritik günler geçirirken ligin ilk fırsatta oynanmasını isteyen kulüp olarak yaşanacakların sorumlusu gibi lanse edilmek isteniyoruz. büyük terbiyesizlik ama alıştık artık. bizim için gündem lig değil, başkanımızın sağlığı.

    şu da bir gerçek; bizim kulüplerimiz yayıncı kuruluştan gelen para olmazsa ayakta kalma şansı yok. hatta bu saatten sonra ligler devam etse de bası kulüplerin ödemelerini yoluna koyması mümkün gözükmüyor. ligin iptal ya da tescil edilip fifa'dan gelecek orta yol kararına ya da hollanda gibi üçlü anlaşma ihtimaline bel bağlamış durumdalar. yine günü kurtarma sevdası ağır basıyor çoğunda.
  • 528
    covid-19 salgını sonrası geri dönüşü devletimizin "biz bu işi bitirdik" politikasının bir ürünü olan sezon.

    tıpkı son haftanın seyircisiz de olsa oynatılması ve sonra birden bire tek bir cümleyle maçların durdurulması gibi...

    bugün devlet iradesi bu iş bitti dediyse, sonuçları ne olursa olsun bitmemiş gibi davranmak hatta ima etmek bile suç muamelesi görür. öyle biz bilim kurulu olarak tavsiye verdik, insiyatif federasyondadır ve benzeri söylemler işin tiyatrosu...
  • 529
    ramazan bayramından sonra normalleşme süreciyle beraber seyircisiz oynanmaya başlayacak futbol sezonu.

    ben hala neden oynanmaması gerektiğini anlayamayanlardanım. bundesliga önümüzdeki haftaya başlıyor, la liga kulüpleri ki ispanya baya kötü durumda olmasına rağmen antrenmanlara başladı. ankara, istanbul caddelerinde trafik eski haline gelmeye başladı. ben her gün işe gidiyorum. dahası ligimizin başlamasına hala 1 ay var. ayrıca istese n95 maske fabrikası açacak kadar para kazanan oyuncularımız var, önlemini alıp yapacak işini senin benim gibi. dünyada en risksiz gruplardan biri de futbolcular. öyle babasının, annesinin 3 göz evinde iç güveysi de yaşamıyor ki büyüklerine virüs bulaştırsın. neden ekstra duyar kasıldı anlamıyorum. kapsa ne olur ayrıca bir futbolcu? dybala 6 haftadır pozitif. arjantin italya'ya savaş mı açtı? adam karantinada bile antrenman yapıyor.

    salgın tamamen kontrolsüzken, test dahi yapamıyorken ertelenmesi doğruydu ki 1 hafta geciktiler, şimdi yüksek oranda kontrol altındayken devam ettirilmesi de bir o kadar normal. virüsle yaşayacağız renktaşlar 6 ay, 1 sene daha böyle. herkes önlemini alıp, işini yapmaya çalışacak.
  • 530
    tüm dünya paşa paşa normale dönecek ve ligler de oynanacak. salgın artık kontrol edilebilir düzeyde. dünya ne yazık ki sonsuza kadar eve kapanacak durumda değil. bizden daha kötü durumda olan ülkeler bile liglerini başlatırken bizim başlatmamamız olmaz. herkes hakettiğini sahada alır umarım. 10 gün önce yaklaşık 100.000 olan vaka sayısı bugün itibariyle 47.000 lere geriledi ve ligin başlamasına hala zaman var. ligler başladığında muhtemelen vaka sayısı 10.000 altında olacaktır. umuyorum sezonu şampiyon olarak tamamlarız.
  • 531
    bu yılın belası olan covid virüsüne karşı tüm dünya elinden geleni yaptı ama artık tedbirlerin sonuna geliyoruz. ülkeler/ülkemiz milyonlarca insanı daha fazla akvaryumda balık besler gibi evde besleyemez. çarkların dönmesi lazım ve bu süreçte virüs devam edecekse de olası kayıplar tümden aç kalıp yok olmaktan yeğdir deyip devam edeceğiz dünya olarak.

    ligimizde sezonun devam etmemesini savunan bazı şahsiyetler sıklıkla "bir futbolcuya bir şey olursa bunun hesabını kim verir" argümanını öne sürüyorlar.

    tüm dünyada an itibariyle 250.000'e yakın insan ölmüşken kimseden hesap sorulmuyor. futbolcular normal insan değil midir? daha çok para kazanıyor olmaları daha az riskle yaşamak zorunda olduklarını mı gösteriyor?

    hastanelerde canını ortaya koyan sağlık çalışanlarından, askerlerden, sokağı temizleyen, marketlerde çalışan, toplu taşıma araçlarını kullanan vb. hergün çalışmak zorunda olan emekçilerden fazlaları nedir bu futbol camiasında olanların.

    ölen onlarca bilim insanı, sağlık çalışanı ve asker vs. rağmen bu insanlar işine her gün nasıl devam ediyorsa kıymeti kendinden menkul futbolcular, teknik adamlar da bir zahmet lüks malikanelerinden çıkıp ülkenin moralini yükseltecekler.

    en azından onlara bu zenginliği veren insanlara bunu borçlular!
  • 534
    (bkz: beşiktaş futbol takımı/#2897406)

    12 haziran tarihinde tekrardan başlatılması "intihar" olacak lig. önce ankaragücü, sonra fenerbahçe şimdi de beşiktaş' ta koronalı kişiler tespit edilmiş.

    edit: yanlış anlaşılmaya yol açılmasın bende ligin bitmesi gerektiğini düşünüyorum. yalnız 12 haziran erken bir tarih biraz daha geriye atılması gerekiyor.
  • 535
    bir şekilde oynanıp bitirilmesi zorunlu olan lig. avrupada bazı örneklerde olduğu gibi ligi iptal etmenin imkanı yok. eğer bu yapılırsa bir sonraki sezonda bir çok kulüp iflas edeceğinden oynanacak bir lig de bulamayabiliriz. sezon bir şekilde bitirilmeli ve kulüpler gerekli gelirleri elde etmeli. avrupa kulüpleri gibi bir şansımız yok. bir çok kulübümüz oyuncu maaşlarını ödeyemiyor.
  • 539
    oynanmasının çok tehlikeli olduğunu düşünsem de oynanması zorunlu gibi duran lig.

    ancak gelen bazı vaka haberlerine çok da inanmıyorum açıkçası bazıları şark kurnazlığı gibi geliyor. ligin iptal edilmesini isteyen kulüplerin lig devam edecek kararı sonrası vaka haberlerinin çıkması benim bu haberlerin doğruluğuna inanmamı zorlaştırıyor. ayrıca isim verilmemesi de aynı şekilde inanmamı zorlaştıran etmenlerden biri.

    kimseyi zan altında bırakmak istemem ama ülkede birilerine bir şeylere inanmak çok zor bir hal aldı.
  • 542
    erhan telli'nin önerisi çok mantıklı;

    --- alıntı ---
    öncelikle geçmiş olsun.
    bu saatten sonra kimse bu ligi haziran’da oynatamaz.
    mantıklı olan, youtube yayınımda da bahsettiğim gibi kalan 8 haftayı haftada 2 maç oynatarak 4 haftaya indirip, ağustos’ta ligi tamamlamaktır. yeni sezon eylül’e kaydırılıp, devre arası kısa tutulabilir.
    --- alıntı ---
  • 544
    bir şekilde tamamlanması gereken sezon. neden illa iptal veya tescil dillendiriliyor anlamak imkansız. bunu isteyenler önümüzdeki yıl da ülkede futbol oynanmasın diyorlarsa tutarlı ama onun dışında mantıklı bir dayanağı yok bu beklentilerinin. eninde sonunda önümüzdeki sezon yeniden futbol oynanacaksa bal gibi öncesinde 4 haftada 8 maç da bitirilebilir. buna hiç gerek kalmadan 10 temmuz’da başlayıp 2 ağustos’ta yine haftada 2 maç oynanarak da tamamlanabilir. bunların herbirine yok diyip çılgınlar gibi yeni sezon planları yapan fenerbahçe-beşiktaş kardeşlerin propagandasından etkilenmemek lazım. onların tek derdi bir tane daha galatasaray şampiyonluğuna maruz kalmamak. ayrıca bizden çok daha fazla vaka ve ölüm sayıları olan, futbol ekonomileri pamuk ipliğine bağlı olmayan ülkeler bile oynayacaklarkan bizim oynamamak gibi bir lüksümüz de yok.
  • 545
    covid 19 salgını nedeniyle verilen aranın 12 haziran 2020'de sona ereceğinin açıklanmasından sonra ligin devam etmemesini isteyen kulüplerden kimliği belirsiz kişilerin covid 19 testinin pozitif çıktığı haberleri gelmiştir. her ne kadar karşı taraf sağlık bakanlığı'nın açıklamasına rağmen fatih terim'in hastalığına inanmadıysa da onlarla aynı tıynette olmadığım için sezonun haziranda değil salgının etkisinin iyice kırılacağı temmuz ayında üç günde bir maç yapılarak bitirilmesi gerektiğini düşünüyorum.

    geleceği şu anki hayatımız gibi muallak olan sezon.
  • 546
    ligin 12 haziran'da devam edilmesine karar verilmese hiçbir kulüp test yaptırmamış olacak ve 2 gündür dökülen vakalar hiçbir semptom göstermeden hayatına devam ediyor olacaktı, kendi kendine 2 hafta sonra iyileşmiş olacaktı. şöyle bir tarama yapsak 1 milyon vaka çıkar herhalde. pozitif çıkanların aldığı virüs yüküne göre %80i semptom göstermiyor diye açıklanıyor. daha bilgili olan renktaşlarımız varsa ki varlar onlar açıklarsa daha net anlaşılacaktır.

    eğer liglere virüsün olabildiğine kontrol altına alındığı bugünlerden 33 gün sonra dahi başlanamıyorsa dünyadaki son virüs tanesi ölene kadar kapansın tüm sportif faaliyetler. aşı çıkmadığı sürece ki çıkmayacak 12 haziran, 12 temmuz, 12 ağustos'un birbirinden farkı yok. ha çıkıp derlerse ki normalleşme falan yok, aşı isterse 10 sene sonra çıksın o zaman başlar ligler, gık dersem allah belamı versin. yahu yaşayacağız bu virüsle. bundesliga iyi bir örnek olacaktır. 1 ay onları izleme şansımız var. eğer orası sarpa sararsa zaten bizim ligin başlama ihtimali zaten yok.
  • 547
    lige ara verilmeden önce sivas'a ve trabzon'a hiç şans vermiyordum. ara verilmesiyle birlikte iki takımında şampiyonluğa ortak olacağını düşünüyorum. herşeyden önce iş birazda şansa kalacak her halükarda. ligler başlayacak ama hangi takımın oyuncuları kendini tam olarak olaya verecek, sahaya çıkmak isteyecek veya gönülsüz çıkacak. bunlar artık takımdaki oyuncuların yaklaşımına kalacak ve yani tamamen şansa. keza hangi takım iyi bir şekilde dönecek bu da belirsiz. oynamak istemeyene kim ne diyebilir adamlarda psikoloji mi kalır yedek kulübesinda mesafeli otur ama sahada omuz muza mücadele etmesini bekle.

    bütün bunların yanında lige dair oluşabilecek tüm gelişmeleri,olasılıkları ve ligin akibetinin ne olacağı ilk maçlar oynanmadan üstüne basa basa vurgulanmalıdır, adı konulmalıdır. aksi takdirde averajla şampiyonluk isteyen kesimin ve düşmemek için oynayan takımların bütün senaryoları sahneye koyacağından şüphem yok. bunun yanında havlu atmış bjkfb adlı kardeşler de ellerinden geleni ardına koymayacaklardır.

    şahsi kanaatim ise lig başladıktan 1-2 hafta sonra çıkması muhtemel pozitif vakalardan dolayı ligi olduğu gibi bitirmek isteyecekleri yönünde. bu sebepten dolayıda trabzon'a bu haftalarda puan kaybı yaşatmadan devam ettireceklerini düşünmek normal. savunmaları ise gördünüz mü oynattık ama şartlar el vermedi yönünde olacak. ütopya mı valla bence hiç uzak bir senaryo değil.
  • 548
    hatirlayabildigim kadarıyla geldiğimiz nokta ve geçirdiğimiz süreç hakkımda yorumda bulunmak istiyorum.

    hatırlanacağı üzere fatih terim'in ve muslera' nin ligler durdurulsun, maçlar oynanmasin dediği tarihlerde, ülke olarak salgın sürecinin çok çok basindaydik. ilk vaka 11 martta çıktı. hocanin ve muslera' nin itirazları ise 15 mart günü beşiktaş maçı sonrasında gelmişti. çözüm olarak seyircisiz oynanması kararlaştırıldı. ilk başlarda ne salgın la ilgili bir bilgiye sahipdik, ne süreci nasıl yoneticegimizi biliyorduk ne de sürecin nereye varacağını kestirebiliyorduk. hatta bizden sonra kayserispor kulübü de liglerin durdurulması konusunda görüş bildirdi. o tarihten bugüne kadar devletimiz tarafından farklı tedbirler alınıp kararlar aciklandi. alınan veya alınmaya çalışılan kararların yeterliliği halk açısından sorgulanabilir pekala. neticede hergun ise gitmek zorunda olan emekçi insanlarimiz, is yerlerini kapatmak zorunda kalan, işsiz kalan insanlarimiz, sağlık çalışanlarımız gibi tamda ateşin ortasında yaşam ve yaşatma mücadelesi veren kahramanlarımız ve apartman dairesinde evine kapanmak zorunda kalan insanlarımız var. ama futbolcuların tamamına yakini lüks koşullarda hayatlarini idame ettiriyorlar. her birinin ailesine belkide ömür boyu yetecek parası, hiç sıkılmadan bahçesinde istedigi gibi vakit geçirip, sporunu aksatmadan yapabileceği müstakil evleri ve olanakları var. evet virüs ne mevki ne statü ne de para pul dinler. ama ortada bir gerçek var ki futbolcular halka göre çok çok daha iyi koşullara sahipler. üstelik ülkede haziran 1 de okulların açılması planlanıyor. statlarda ve konserlerde sonra halkın iç içe yaşadığı en büyük alan okullardir. ayrıca milyonlanlarca öğrencinin ve öğretmenin gireceği sınavlar yapılacak haziran ayı içerisinde. neredeyse 2 aydır karantina altındayız. ve şık şık tedbirlere uyumamız gerektiği söyleniyor, hatirlatiliyor. üstelik ligin başlamasına daha 1 aydan fazla zaman var. bu süreç tüm kulupler için test yaptırmaya, izalasyonu sağlamaya ve mevcut vakalarıni tedavi etmeye yatecek kadar uzun bir süre haberlerde duyduğumuz vakalarin durumuna baktığımızda. son dönemde bazı kulüplerimiz yeni vakalar açıkladılar. üstelik kimisi bir kaç gün öncesinden antrenmanlara başlamasına rağmen nedense testlerini daha sonra yaptırmayı uygun bulmuşlar. bu detay bile kulübün kendi oyuncusuna verdiği değeri anlamak için bir kriterdir. ilk başta hocada hastalandiginda ortada bir karantina veya tedbir söz konusu değildi. ama şimdi ortaya çıkan vakalarda insan ister istemez sorguluyor.

    1) oyuncular ve calisanlar tedbirlere uydu mu, uydularsa ne derece bağlı kaldılar?
    2) kulupler oyuncularını ve çalışanlarını ne sıklıkla ve hangi doğruluk derecesinde kontrol ettiler.
    3) yaklaşık 2 aydır karantina tedbirleri varken ve özellikle oyuncular tesislerde antrenman dahi yapmıyorken nasıl oluyorda hasta olabiliyor?

    hocamız için hastalık sürecini kurgu olarak nitelendiren, hastalık sürecini hastaneden çıktığı tarih itibariyle 6 günde iyileşmiş gibi gösteren ama aslında 24 martta pozitif çıkan ilk testten sonra 15 nisanda negatif çıkan testi görmezden gelen kokuşmuş zihniyet gibi düşünmüyorum, düsünmeyeceğim. sonuçta bahsettiğimiz şey insan hayatı. üstelik boyle durumlarda insan en çok, sevdiklerime bir şey olur korkusu ile sınanırken.

    tff kararında 14 kulübün oynamak istediğini dile getirdi. bağlandığı tv yayınında oyuncular birliği sendikası başkanı hakan unsal' da gönüllerinin oynamaktan yana olduğunu ama olası risklerden korktuklarını dile getirdi. bazı oyuncular, hocalar ve kulüp başkanlarına oynamak istediklerini dile getirdi. fenerbahce yönetimide yayınladığı basın bildirisinde haklı olarak federasyona aldıkları kararların detaylarını ve 10 adet senaryoyu kendilerine sordular. bunları bilmek her kesim için önemli ve gerekli. ama ne yazikki bazı kendini bilmezler bu karar tamamiyle bize aitmiş gibi algı oyunları oynamaya başladılar. aslında farkında olmadan kabul ettikleri şey kendi acizlikleri oluyor. madem tek başına bu kararı bizim aldığımızi düşünüyorlar bir zahmet kalan 17 kulübün ve tff' nin de ne kadar pasif kurumlar ve kişiler olduğunuda düşünsünler.

    tff kararını açıklamadan önce ligin akıbetini çok onemsemedim açıkçası. çünkü sürecin nereye varacağını bende kestiremiyordum. şampiyon belirlemektense mevcut sırala ile takımların avrupa kupalarına gonderilebilecegine, ligin tamamlanabilecegine veya ilk 4 takım icerisinde play off sistemine kabuldum. tff kararından sonrada bir yorumuma en riskli ama en adil karar oldugunuda kendi twitter hesabımdan bir haberin altında paylaştım.

    yazımı toparlamak gerekirse ligin rahat şekilde oynanabilecegini düşünüyorum. pekala tüm takımlar mayıs ayının son haftası kendi tesislerinde karantina altına alınabilir. acısı, malzeme işi, oyuncusu, teknik ekibi vs hepsi tesislerinde veya anlasacaklari hır otelde karantinaya alinabilirler. bu sayede dış dünya ile bağlantıları tamamiyle kesilmiş olacak. bu tedbirler hakemler ve basın emekçileri, belirlenecek stat görevlileri içinde tff tarafından yapılacak. daha sonra belirlenecek 1 veya birbirine çok yakın 2 şehire tüm takımlar ve diğer görevliler cagrilacak. bu şekilde lig sağlıklı şekilde tamamlanabilecek. kalan tüm maçlar seyircisiz oynanamali bu arada. lig bittikten sonra yaklaşık 2 hafta daha ister bulundukları konumda ister, kendi tesislerinde karantina tedbirlerine devam edecekler. dediğim gibi zaten 2 aydır karantina tedbirleri varken oyuncularda vaka çıkması daha şaşırtıcı. zaten oyuncular ve çalışanlar karantina tedbirlerine uymak zorunda. hani diyorlarya, diyelim ki bir kulüpte baka çıktı ne olacak diye. esas bunca zamandır karantina tedbirleri varken vaka çıkması şaşırtıcı olur. zaten izalasyonu da sağlandıktan sonra bulaşma riski evde karantina tedbiri ile aynı düzeye indirgenmiş olacaktır.

    yazdığım öneri superlig takımları için uygulanabilir olduğunu düşünüyorum.
  • 549
    şayet tff kararında durur da kalan maçları 12 haziran 2020 tarihinde ya da daha geç olsa bile oynatırsa rahatlıkla şampiyon olacağımıza yürekten inandığım sezon.

    bu şekilde düşünme sebebim ise bu ligin kaos ortamında başarılı olabilen tek takımı bizim olmamız ve bu süreci yönetecek en iyi hocanın başımızda olması. kalan maçlarda sadece çalışma, teknik ve taktik ile başarı elde etmek mümkün değil çünkü ortam futbola hiç müsait olmayabilir. özellikle ilk 2 3 maç bu ortama alışmak çok zor olacak. bir diğer düşüncem ise en büyük rakibimiz başakşehir'in bu süreçten fazla olumsuz etkilenecek olması. çünkü takımlarının yaş ortalaması bir hayli yüksek ve verilen ara illaki yakaladıkları tempoyu etkileyecektir. sonuç itibariyle bizimle beraber son haftaları en iyi götüren takımdı. bunların dışında ne trabzonspor'un ne de başakşehir'in bizim kadar konsantre olacaklarını hiç sanmam hatta diğer tüm takımların.

    bizim dışımızda kalan maçların tamamlanmasını isteyen neredeyse yok. bazı "delikanlılar" ellerindeki tek avuntu kaynağı olan serinin bitmesi nedeniyle bir umut sezonun iptalini istiyor, bazı mide bulantısı kardeşleri ise tam olarak ne istediklerini bilmeden (tam da kendilerine yakışan şekilde) ya iptal ya tescil istiyorken bir diğer akılküpü ise tescil isteyip şampiyon olabilir miyim diye umut ediyor. bu istekler, korkular ve süreç ise her zaman olduğu gibi bizlere galatasaray'ın ne kadar büyük olduğunu, hepsinin ne kadar önünde olduğunu bir güzel ispatladı. alayının tek korkusu yine biziz, yine şampiyon olmamızdan korkuyorlar. hatta liderin 6 7 puan bile gerisinde olsak yine de ligler devam etmesin isterlerdi. akşama kadar sosyal medyada, orda burda ligler iptal olsun ya da tescil olsun diye ağız ishali olmuş vaziyetteler. hatta bugün basketbol liginin sonlandırılması haberlerinde bile futbola gönderme yapacak kadar gerizekalı ve tezcanlılar.

    siz isteseniz de istemeseniz de bu sezon oynanacak ve yine ağlamaya devam edeceksiniz embesiller. bu sene için bahaneniz de hazır nasıl olsa, corona felan olmasaydı şampiyon olamazdık evet.
App Store'dan indirin Google Play'den alın