16
ligde şampiyonluk sayıları ve yılları incelendiğinde fenerbahçe 1985'e kadar ligi domine etmiş bu bir gerçek. ayrıca galatasaray'ın şampiyon olamadığı 1973-1987 yılları ve beşiktaş'ın şampiyon olamadığı 1967-1982 yılları gibi büyük aralıklar var. bu nedenle o aralıklarda trabzonspor'un coşması çok çok ama çok işimize geliyor. şu anda ben şahsi olarak fenerbahçe ve beşiktaş'ı pek sevmem. ama trabzonspor ile pek derdim yok, bazen yaptıkları açıklamalar ile sinir bozsalar dahi diğer iki istanbul rakibimiz kadar sinir bozucu değiller. daha önce yazdığım gibi 1975-1984 arası trabzonspor'un 6 şampiyonluk kazanması fenerbahçe'nin farkı açmasını önleyen en önemli etken, yoksa geri dönüşü olmayacak bir dominasyon başlayacaktı belki de.
1984-1985 sezonu bittiğinde şampiyonluk sayıları da bunu açıklıyor;
fb 11
gs 6
ts 6
bjk 4 (sonradan verilen 2 şampiyonluk hariç)
işte bu tarihten sonra fenerbahçe bayağı düşüşe geçiyor. sonraki 15 sezonda şampiyonluk sayıları;
gs 8
bjk 5
fb 2
fenerbahçe'nin 2 şampiyonluğunun birisi 1989'da -beşiktaş'a 10 bize 24 puan fark atmışlardı, rahat bir şampiyonluktu bir bakıma- diğeri ise 1996'da -son 5 haftaya kadar trabzonspor, fenerbahçe ve beşiktaş yarışta, son 5 hafta bjk 0 puan alınca (şaka gibi ama gerçek) zirve trabzon ile fenere kalıyor, sonra o meşhur maç * gerçekleşiyor ve bu sezon fb-ts kapışması diye akıllarda kalıyor.
işte bu geriye kalan 13 sezonda sürekli bir galatasaray-beşiktaş kapışması izliyoruz. hatta bazı yeşilçam filmlerine konu oluyor bu rekabet, örnek olarak kemal sunal'ın garip filmi. nefretin burada başlaması normal. zaten bu sürecin finali galatasaray'ın 4 sene üst üste şampiyon olması, galatasaray'ın uefa kupası'nı alması ve 25 ağustos 2000 galatasaray real madrid maçı ile dönülmez bir noktaya geliyor. galatasaray diğer türk takımlarından ayrılıyor, bambaşka bir noktaya yükseliyor. bu 4 sezonluk efsane dönemde 3 kez arkamızda beşiktaş'ı bırakıyoruz. bu 3 sezonun 3'ünde de son 5-6 hafta kala hep inönü deplasmanına gidiyoruz, ev sahibi avantajı beşiktaş'ta, kazansalar farkı 2 veya 3'e indirecekler. tam 3 kez gerçekleşiyor bu olay. ancak bir kez bile kazanamıyor bjk. hepsi 1-1 bitiyor.
hatta maçları da yazalım;
(bkz: 20 nisan 1997 beşiktaş galatasaray maçı)
(bkz: 9 mayıs 1999 beşiktaş galatasaray maçı)
(bkz: 14 nisan 2000 beşiktaş galatasaray maçı)
dediğim gibi hepsi 1-1.
uzun bir yazı oldu ama dediğim gibi nefretin temel sebebinin bu olduğunu düşünüyorum. özellikle 2002-2011 arası lanet bir dönemdir galatasaray için. bu dönemde herkes memnundu ve galatasaray'a bu kadar aşırı saldırılmazdı hatırladığım kadarıyla. çünkü 2002-2011 arası kabul edelim fenerbahçe başarılıydı ya da daha ön plana çıkıyordu diyelim. ne zaman 2011-2012 sezonunun başında imparator fatih terim tekrar geldi yine o saldırılar başladı. 2015-2017 arası dönemde yine tatsızdı. sonra yine geldi imparator. ve görüyorsunuz, anlatmaya gerek yok şu an olanları.*
1984-1985 sezonu bittiğinde şampiyonluk sayıları da bunu açıklıyor;
fb 11
gs 6
ts 6
bjk 4 (sonradan verilen 2 şampiyonluk hariç)
işte bu tarihten sonra fenerbahçe bayağı düşüşe geçiyor. sonraki 15 sezonda şampiyonluk sayıları;
gs 8
bjk 5
fb 2
fenerbahçe'nin 2 şampiyonluğunun birisi 1989'da -beşiktaş'a 10 bize 24 puan fark atmışlardı, rahat bir şampiyonluktu bir bakıma- diğeri ise 1996'da -son 5 haftaya kadar trabzonspor, fenerbahçe ve beşiktaş yarışta, son 5 hafta bjk 0 puan alınca (şaka gibi ama gerçek) zirve trabzon ile fenere kalıyor, sonra o meşhur maç * gerçekleşiyor ve bu sezon fb-ts kapışması diye akıllarda kalıyor.
işte bu geriye kalan 13 sezonda sürekli bir galatasaray-beşiktaş kapışması izliyoruz. hatta bazı yeşilçam filmlerine konu oluyor bu rekabet, örnek olarak kemal sunal'ın garip filmi. nefretin burada başlaması normal. zaten bu sürecin finali galatasaray'ın 4 sene üst üste şampiyon olması, galatasaray'ın uefa kupası'nı alması ve 25 ağustos 2000 galatasaray real madrid maçı ile dönülmez bir noktaya geliyor. galatasaray diğer türk takımlarından ayrılıyor, bambaşka bir noktaya yükseliyor. bu 4 sezonluk efsane dönemde 3 kez arkamızda beşiktaş'ı bırakıyoruz. bu 3 sezonun 3'ünde de son 5-6 hafta kala hep inönü deplasmanına gidiyoruz, ev sahibi avantajı beşiktaş'ta, kazansalar farkı 2 veya 3'e indirecekler. tam 3 kez gerçekleşiyor bu olay. ancak bir kez bile kazanamıyor bjk. hepsi 1-1 bitiyor.
hatta maçları da yazalım;
(bkz: 20 nisan 1997 beşiktaş galatasaray maçı)
(bkz: 9 mayıs 1999 beşiktaş galatasaray maçı)
(bkz: 14 nisan 2000 beşiktaş galatasaray maçı)
dediğim gibi hepsi 1-1.
uzun bir yazı oldu ama dediğim gibi nefretin temel sebebinin bu olduğunu düşünüyorum. özellikle 2002-2011 arası lanet bir dönemdir galatasaray için. bu dönemde herkes memnundu ve galatasaray'a bu kadar aşırı saldırılmazdı hatırladığım kadarıyla. çünkü 2002-2011 arası kabul edelim fenerbahçe başarılıydı ya da daha ön plana çıkıyordu diyelim. ne zaman 2011-2012 sezonunun başında imparator fatih terim tekrar geldi yine o saldırılar başladı. 2015-2017 arası dönemde yine tatsızdı. sonra yine geldi imparator. ve görüyorsunuz, anlatmaya gerek yok şu an olanları.*