115
net olarak türk futbol tarihinin en zor maçıdır. inanılmaz gerilimli bir atmosferde oynanmıştır. maçı kahvede okuldan arkadaşlarla birlikte izlemiştik 6 7 kişilik bir gruptuk. yaşımız 18 falan da değildi, öyle ya da böyle girmiştik kural tanımadan. aralarında fenerlisi beşiktaşlısı da vardı ama oynayan takım umurlarında değildi o gün. türk takımı olarak bakıyorlardı. belki başka bir milliyetin takımı olsa desteklemezlerdi ama ingilizlere karşı oynanınca mecburen galatasaraylı olmuşlardı çünkü futbolu icad eden ve bizi her bulduğunda rencide eden ingilizlere karşı türk kimliğiyle maçı desteklemekten başka çare yoktu o zamanlar. aynı şekilde ben de manchester united fenerbahçe maçında elvir boliç'in attığı gol sonrası küçükken çok sevinmiştim net hatırlıyorum. o zamanlar daha bir birlik beraberlik vardı. doğru düzgün başarımızın olmadığından olsa gerek. neyse..
maç başladı müthiş bir uğultu hani ercan taner diyor ya kulakları sağır eden cinsten, aynen öyleydi. gergin de başlamıştı üstelik. sürekli faullerle oyun duruyordu oyunun başı. ayaklarımın bu kadar titrediği başka bir maç hatırlamıyorum. 12 mayıs 2012 fenerbahçe galatasaray maçı belki, bilemiyorum... ama bizim topçuların allahı var inanılmaz konsantre ve soğukkanlı başladığı belli. kontra futbolunun en temiz örneğini o gün sundular. ben hatırlamıyorum galatasaray tarihinde bu kadar kontra futbolunu başarıyla oynadığımızı başka bir maçta. önce emre'nin pasında hakan şükür kaleciyi geçip woodgate'in çelmesiyle yerde kalınca penaltı kazandık. inanın ekrana bile bakamadım heyecandan. kahvedekilerin goooool duyduktan sonra sevinebildim. şu an bile izlesem halen heyecanlanırım ama hagi inanılmaz bir penaltı atmış. tam köşeye, kurtarılması imkansız olan cinsten. aynı penaltı örneğini 23 şubat 2020 fenerbahçe galatasaray maçında falcao attı. çok benzerler birbirine. zaten gergin olan ingilizler iyice agresifleşti. taraftar olarak da futbolcular olarak da çığrından çıkmaya hazır gibilerdi. bu maç oynanmaz tatil olur falan diyorduk hatta. duran topları klasik olarak hep iyi kullanıyorlardı ve atılan her köşe vuruşu tehlike yaratıyordu. zaten fazla dayanamadık yedik köşe vuruşundan. ama ilk golü attıktan sonra rahatlamıştık. 4 yemeyiz herhalde diyorduk ama hemen 2'yi atsalardı 4 5 olurdu büyük ihtimal.
dedim ya fazla soğukkanlıydık diye, takım inanılmaz oynuyordu. kaptığımız her topu kontra atağa çevirmeye çalışıyorduk. hagi resitali vardı sahada. o maç inanılmaz oynadı. hatta uefa serüveninin en iyi topunu oynamıştır. sanat yaptı o gece sanat. yine anlaşmazlık sonucu kaptırdıkları topta hagi öyle bir döndü ki radebe'nin belini kırıp aldı topu ve inanılmaz bi ara pası attı. hakan şükür aldığında ölü noktaya doğru sürmesine önce sövdük, sonra da vurmamasına sövdük ama çalımlarla içeri girip köşeye plasesi net olarak en iyi kariyer golüdür kendisinin. şimdi bu golü ve kendisinin golcülüğünü ballandıra ballandıra anlatamıyorsam bi durup kendisi düşünsün ben ne yaptım diye. amına koduğumun cemaati yüzünden türkiyenin en büyük golcüsü yok sayılıyor şu an. yapacak bir şey yok. ikinci golden sonra net olarak bitmişti maç artık. ingilizler de havlu atmış sadece çirkeflik yoluna başvurdular. kırmızı kartlar vs sadece gergin olan maçın getirileri. ama inanılmaz oynamıştık. hatta avrupadaki en cesur maçımızı oynadık ülkece. bir an bile ezilmedik. aksine takır takır top oynadık. o gün maçtan sonra demiştim bu kupa bizim artık diye. arsenal daha güçlüydü leeds'ten belki ama burda bu maçı vermediysek andromeda galaksisinde oynayalım yine vermeyiz o kupayı demiştim. haklı da çıktım. çok şükür ki o kupayı aldık. ama bu maçın önemi başkadır gözümde. final maçı olan arsenal maçının son yarım saati ve penaltıları bile bu maç kadar heyecanlandırmadı.
bir de bu maçta çok üzülmüştüm ama çubuklu tosunun kırmızı görüp final maçında oynayamaması benim en için sonraların en güzel olayıydı. 20 sene geçmiş üzerinden. daha dün gibi. vay be....
edit: eklemesem ayıp etmiş olurum. taffarel de mükemmel oynamıştır o gün.
maç başladı müthiş bir uğultu hani ercan taner diyor ya kulakları sağır eden cinsten, aynen öyleydi. gergin de başlamıştı üstelik. sürekli faullerle oyun duruyordu oyunun başı. ayaklarımın bu kadar titrediği başka bir maç hatırlamıyorum. 12 mayıs 2012 fenerbahçe galatasaray maçı belki, bilemiyorum... ama bizim topçuların allahı var inanılmaz konsantre ve soğukkanlı başladığı belli. kontra futbolunun en temiz örneğini o gün sundular. ben hatırlamıyorum galatasaray tarihinde bu kadar kontra futbolunu başarıyla oynadığımızı başka bir maçta. önce emre'nin pasında hakan şükür kaleciyi geçip woodgate'in çelmesiyle yerde kalınca penaltı kazandık. inanın ekrana bile bakamadım heyecandan. kahvedekilerin goooool duyduktan sonra sevinebildim. şu an bile izlesem halen heyecanlanırım ama hagi inanılmaz bir penaltı atmış. tam köşeye, kurtarılması imkansız olan cinsten. aynı penaltı örneğini 23 şubat 2020 fenerbahçe galatasaray maçında falcao attı. çok benzerler birbirine. zaten gergin olan ingilizler iyice agresifleşti. taraftar olarak da futbolcular olarak da çığrından çıkmaya hazır gibilerdi. bu maç oynanmaz tatil olur falan diyorduk hatta. duran topları klasik olarak hep iyi kullanıyorlardı ve atılan her köşe vuruşu tehlike yaratıyordu. zaten fazla dayanamadık yedik köşe vuruşundan. ama ilk golü attıktan sonra rahatlamıştık. 4 yemeyiz herhalde diyorduk ama hemen 2'yi atsalardı 4 5 olurdu büyük ihtimal.
dedim ya fazla soğukkanlıydık diye, takım inanılmaz oynuyordu. kaptığımız her topu kontra atağa çevirmeye çalışıyorduk. hagi resitali vardı sahada. o maç inanılmaz oynadı. hatta uefa serüveninin en iyi topunu oynamıştır. sanat yaptı o gece sanat. yine anlaşmazlık sonucu kaptırdıkları topta hagi öyle bir döndü ki radebe'nin belini kırıp aldı topu ve inanılmaz bi ara pası attı. hakan şükür aldığında ölü noktaya doğru sürmesine önce sövdük, sonra da vurmamasına sövdük ama çalımlarla içeri girip köşeye plasesi net olarak en iyi kariyer golüdür kendisinin. şimdi bu golü ve kendisinin golcülüğünü ballandıra ballandıra anlatamıyorsam bi durup kendisi düşünsün ben ne yaptım diye. amına koduğumun cemaati yüzünden türkiyenin en büyük golcüsü yok sayılıyor şu an. yapacak bir şey yok. ikinci golden sonra net olarak bitmişti maç artık. ingilizler de havlu atmış sadece çirkeflik yoluna başvurdular. kırmızı kartlar vs sadece gergin olan maçın getirileri. ama inanılmaz oynamıştık. hatta avrupadaki en cesur maçımızı oynadık ülkece. bir an bile ezilmedik. aksine takır takır top oynadık. o gün maçtan sonra demiştim bu kupa bizim artık diye. arsenal daha güçlüydü leeds'ten belki ama burda bu maçı vermediysek andromeda galaksisinde oynayalım yine vermeyiz o kupayı demiştim. haklı da çıktım. çok şükür ki o kupayı aldık. ama bu maçın önemi başkadır gözümde. final maçı olan arsenal maçının son yarım saati ve penaltıları bile bu maç kadar heyecanlandırmadı.
bir de bu maçta çok üzülmüştüm ama çubuklu tosunun kırmızı görüp final maçında oynayamaması benim en için sonraların en güzel olayıydı. 20 sene geçmiş üzerinden. daha dün gibi. vay be....
edit: eklemesem ayıp etmiş olurum. taffarel de mükemmel oynamıştır o gün.