482
bu maçın kaderi aslında ilk maçtan çizilmişti. real madrid ile deplasmanda oynuyorsun. kendi sikletinden olmayan takımlara (barça, bayern, manu hariç mesela) zaten 2-0 önde başlıyorlar. hani fenerliler sürekli ivan bebek diyorlar ya. daha beteri ilk real madrid maçında oldu. ben hayatımda bir maçın bir taraftan alınıp diğer tarafa verildiği böylesine bir maç görmedim. bu turda yaşanan her şey zincirleme gelişti. önce ilk maça gidiyorum:
maç 1-0 iken 28. dakikada meşhur topun elden ele değmesi pozisyonu oluyor. penaltı verilmiyor. o top dönüp sadece 45 saniye sonra bizim kalemize gol oluyor.
72. dakikada durum 2-0 iken drogba olduğu yerde duruyor ve ramos uçarak(süperman hatta matrix'teki neo) geliyor. ramos'un ayağı drogba'nın boğazına takılıyor. hayatımda gördüğüm en gerizekalıca faul kararı veriliyor. faulü real madrid kullanıyor ve üçüncü golü atıyor.
78. dakikada ceza sahasında ramos, burak'ın ayağına basıyor. hani evlenince gelin damadın ayağına basar ya aynen öyle. hakem bunu aldatmadan sayarak ceza sınırındaki burak'a sarı kart veriyor. hakem penaltı vermese bile burak'a sarı kart vermesi tam bir skandaldı. burak ki o maça kadar gol krallığına oynuyordu onun cezalı duruma düşmesi en büyük gol silahımızı etkisiz hale getirdi.
böyle skandal bir ilk maçtan sonra, real madrid'e zorla 3 gol hediye edilmişken bu maça çıkmak çok zordu. ama duuuuuuur. bir de real madrid'e ofsayttan gol verelim ki 4-0 öne geçsin. ne olur ne olmaz. şöyle bir durumda bu maçı 3-1'e getirebilmek büyük bir inanç ve taktik meselesidir. galatasaray ilk maçta uzaktan şuta odaklanmıştı. ama bu maç özellikle ikinci yarıda kanatların etkili kullanıldığı maç oldu. sağdan soldan gelen toplar real madrid'e ecel terleri döktürdü. taraftar muazzamdı ve domino taşı gibi maça etki etti. bunca hakem hatasının içine acaba drogba'nın 4. golündeki ofsayt görülmeseydi olmaz mıydı diye soruyor insan ama aman real madrid'in ağzının tadı kaçmasına odaklanıldığı için ofsaytı süzebildiler. bu maç o an 4-1 olsaydı inanılmaz bir son on dakika izlerdik. aslında son dakikalarda ultraslan'a biraz yüklenildi ama herkes artık maçın dönmeyeceğinin farkındaydı. o sırada 2. golü yedik zaten. galatasaray için büyük bir sınav ve tertemiz bir galibiyet oldu. eğer adil bir yönetim olsaydı yarı finale çıkacağımıza inanıyordum. çünkü bir tur bir takımdan ancak bu kadar alınıp diğer takıma verilirdi. bunun bir tık ötesi hakemin maçı durup dururken bitirip uefa'nın real madrid'i üst tura çıkarması olurdu.
real madrid o sezon çok da iyi değildi. barcelona'dan 15 puan ve 15 averaj geride kalmış hatta barcelona sezon başından ligi alıp yürümüş, rahat bir sezon geçirmişti. şampiyonlar liginde real madrid grubu ikinci bitirmiş ve o sezon çok da iyi olmayan manchester united'ı eleyip gelmişti. bizden sonra da dortmund'un sağlı sollu ataklarına direnememiş ve elenmiştir :) bu noktada da madrid'in elenmesine katkıda bulunduğumuz için mutluyum. dediğim gibi ilk maç farklı olsaydı bu maç daha da farklı olurdu. yine de galatasaray tarihine altın harflerle kazınmış bir maç oldu.
maç 1-0 iken 28. dakikada meşhur topun elden ele değmesi pozisyonu oluyor. penaltı verilmiyor. o top dönüp sadece 45 saniye sonra bizim kalemize gol oluyor.
72. dakikada durum 2-0 iken drogba olduğu yerde duruyor ve ramos uçarak(süperman hatta matrix'teki neo) geliyor. ramos'un ayağı drogba'nın boğazına takılıyor. hayatımda gördüğüm en gerizekalıca faul kararı veriliyor. faulü real madrid kullanıyor ve üçüncü golü atıyor.
78. dakikada ceza sahasında ramos, burak'ın ayağına basıyor. hani evlenince gelin damadın ayağına basar ya aynen öyle. hakem bunu aldatmadan sayarak ceza sınırındaki burak'a sarı kart veriyor. hakem penaltı vermese bile burak'a sarı kart vermesi tam bir skandaldı. burak ki o maça kadar gol krallığına oynuyordu onun cezalı duruma düşmesi en büyük gol silahımızı etkisiz hale getirdi.
böyle skandal bir ilk maçtan sonra, real madrid'e zorla 3 gol hediye edilmişken bu maça çıkmak çok zordu. ama duuuuuuur. bir de real madrid'e ofsayttan gol verelim ki 4-0 öne geçsin. ne olur ne olmaz. şöyle bir durumda bu maçı 3-1'e getirebilmek büyük bir inanç ve taktik meselesidir. galatasaray ilk maçta uzaktan şuta odaklanmıştı. ama bu maç özellikle ikinci yarıda kanatların etkili kullanıldığı maç oldu. sağdan soldan gelen toplar real madrid'e ecel terleri döktürdü. taraftar muazzamdı ve domino taşı gibi maça etki etti. bunca hakem hatasının içine acaba drogba'nın 4. golündeki ofsayt görülmeseydi olmaz mıydı diye soruyor insan ama aman real madrid'in ağzının tadı kaçmasına odaklanıldığı için ofsaytı süzebildiler. bu maç o an 4-1 olsaydı inanılmaz bir son on dakika izlerdik. aslında son dakikalarda ultraslan'a biraz yüklenildi ama herkes artık maçın dönmeyeceğinin farkındaydı. o sırada 2. golü yedik zaten. galatasaray için büyük bir sınav ve tertemiz bir galibiyet oldu. eğer adil bir yönetim olsaydı yarı finale çıkacağımıza inanıyordum. çünkü bir tur bir takımdan ancak bu kadar alınıp diğer takıma verilirdi. bunun bir tık ötesi hakemin maçı durup dururken bitirip uefa'nın real madrid'i üst tura çıkarması olurdu.
real madrid o sezon çok da iyi değildi. barcelona'dan 15 puan ve 15 averaj geride kalmış hatta barcelona sezon başından ligi alıp yürümüş, rahat bir sezon geçirmişti. şampiyonlar liginde real madrid grubu ikinci bitirmiş ve o sezon çok da iyi olmayan manchester united'ı eleyip gelmişti. bizden sonra da dortmund'un sağlı sollu ataklarına direnememiş ve elenmiştir :) bu noktada da madrid'in elenmesine katkıda bulunduğumuz için mutluyum. dediğim gibi ilk maç farklı olsaydı bu maç daha da farklı olurdu. yine de galatasaray tarihine altın harflerle kazınmış bir maç oldu.