93
benim de çok yaptığım, tadı kesinlikle ayrı olan ve televizyondan maç seyretmeyle kıyaslandığında çok çok daha zor olan hadisedir.
evet radyodan maç dinlemek zordur. çünkü spikerin her anlatışında pozisyonları zihninde canlandırırsın. mesela top orta sahadadır ama spiker öyle bir anlatır ki; gol pozisyonu zanneder, korkarsın. kendi takımındaysa top; gol olsun diye heyecanlanırsın, ama ortada ne pozisyon vardır ne bir şey. bu şekilde 90 dakika boyunca hop oturur, hop kalkarsın.
ayrıca; "orta sahanın kendi yarı alanına bakan dilimi" ifadesi maç içinde tasvir amaçlı bolca kullanılır ve dillere pelesenk olur. hatta bazen spikerler; dinleyenler zihninde canlandırsın diye takımların hangi kalede oynadıklarını stada göre tarif ederler. "galatasaray sami yen'de otoban tarafındaki kaleyi savunuyor" gibi.
radyodan takip ettiğim en efsane maç 12 mayıs 2012 fenerbahçe galatasaray maçıdır. o gün topun fenerbahçe'de olduğu her an, öldüm öldüm dirildim. asla unutamam o günü ve kazandığımız şampiyonluğu.
nedense radyodan maç dinlemek bana çok nostaljik gelir. özledim beeee!!!
evet radyodan maç dinlemek zordur. çünkü spikerin her anlatışında pozisyonları zihninde canlandırırsın. mesela top orta sahadadır ama spiker öyle bir anlatır ki; gol pozisyonu zanneder, korkarsın. kendi takımındaysa top; gol olsun diye heyecanlanırsın, ama ortada ne pozisyon vardır ne bir şey. bu şekilde 90 dakika boyunca hop oturur, hop kalkarsın.
ayrıca; "orta sahanın kendi yarı alanına bakan dilimi" ifadesi maç içinde tasvir amaçlı bolca kullanılır ve dillere pelesenk olur. hatta bazen spikerler; dinleyenler zihninde canlandırsın diye takımların hangi kalede oynadıklarını stada göre tarif ederler. "galatasaray sami yen'de otoban tarafındaki kaleyi savunuyor" gibi.
radyodan takip ettiğim en efsane maç 12 mayıs 2012 fenerbahçe galatasaray maçıdır. o gün topun fenerbahçe'de olduğu her an, öldüm öldüm dirildim. asla unutamam o günü ve kazandığımız şampiyonluğu.
nedense radyodan maç dinlemek bana çok nostaljik gelir. özledim beeee!!!