2979
milli takımın trabzonsporlu teknik direktörü, eski kaleci.
bu adam ağır şanssız. cidden bakın. terim'in 69 puanla, denizli'nin 71 puanla şampiyon olduğu ligde bu adam iki kez 82 puan topladı ve ikisinde de ikinci oldu.* üstelik 82 puan topladığı takım üç büyükler değil trabzonspor gibi 35 yıldır şampiyon olamayan ve genellikle ligi en iyi ihtimalle dördüncü ya da beşinci bitiren bir takım.
galatasaray ve fenerbahçe bu ligin başat takımları bu bir gerçek. ama hepi topu dönemsel bir 10 yıllık süreçte 6 şampiyonluk toplamak dışında elle tutulur bir başarısı olmayan trabzonspor'u şampiyonluğa oynatmak (1996, 2005 ve 2011'de olmak üzere 3 kez başarmış) ve ortalama 10 yılda bir şampiyon olabilen beşiktaş'ı şampiyon yapmak (hem de üst üste 2 kez; 2016 ve 2017'de) hiç ama hiç kolay değildir. üstelik menderes döneminden kalma 1954'ü saymazsak modern futbolda milli takımımızın tek dünya kupası'na katılım hakkını (2002) elde etmiş bu teknik direktör.
2002'de fatih terim'in ekmeğini yedi diyenler var ama adil olalım, bir zamanlar denizli de derwall'ın; terim de hem derwall'ın hem feldkamp'ın ekmeğini yemedi mi galatasaray'da? yine de kariyeri son virajları alamaması ve finalleri kaybedişlerle doludur güneş'in. bu nedenle terim varsa esamesi okunmaz. nitekim 1996, 2011 ve 2017'de terim galatasaray'a geldiğinde güneş bir önceki sezonlarda hep zirvededir. ama terim ona yolun sonunu gösterir.
1995-96'da trabzonla kılpayı şampiyonluğu kaçırır. terim 1996-97'de galatasaray'ın başına geçer. güneş o sezonun ortasında trabzonspor'dan ayrılır. şampiyon galatasaray olur.
2010-11'de bu kez averajla yine şampiyonluğu kaçırır. 2011-12'de terim galatasaray'a geri döner. güneş pek bir varlık gösterememeye başlar. nitekim 2012-13'ün ortalalarında trabzonspor'dan ayrılır. bu iki yıllık süreci galatasaray üst üste şampiyon tamamlar.
2015-16 ve 2016-17'de güneş kariyerinde nihayet şampiyonluk kupası kazanır. üstelik beşiktaş ile avrupa'da başarılı bir ivme yakalamıştır. 2017-18'in ilk yarısında şampiyonlar ligi gruplarından bile çıkacak kadar sansasyonel bir başarı yakalar beşiktaş ile. 2017-18'in ortasında terim gelir ve tarih yeniden aynı şekilde tekerrür eder; güneş ve beşiktaş hızla düşüşe geçer. 2018-19'da beşiktaş uefa avrupa ligi gruplarından bile çıkamaz, ligde de pek bir varlık gösteremez. güneş, soluğu milli takımda alır. fatih terim ve galatasaray ise son iki yılın şampiyonu ünvanını elde eder.
işte bu nedenlerle şenol güneş iyi bir teknik direktördür. mustafa denizli de iyi teknik direktördür. ama aykut kocaman, ersun yanal, samet aybaba, abdullah avcı, erol bulut vs. işte kötü olan, balon olan teknik direktörler bunlardır.
fatih terim mi? o bambaşka bir şey. o iyi bir teknik direktörden çok, benzersiz bir teknik direktör. çünkü hegemonyaya kapalı, sürekli üç büyükleri dengelemek üzerine kurulu bir dinamiğin hüküm sürdüğü türk futbolunda 10 sezonda 8 şampiyonluk almak hiçbir baba yiğidin harcı değil. var mı başka bir örneği?
zaten tarihe bakın; denizli, güneş, kocaman, yanal vs. hepsi ancak terim galatasaray'ın başında yokken başarılı olabilmişlerdir. hikayelerinin sonu da bellidir. terim gelir kazanır, onlar hüsrana uğrar ve giderler. bu da imparatorun mesleki donanımının kuvvetini müspet şekilde ortaya koymaktadır.
bu adam ağır şanssız. cidden bakın. terim'in 69 puanla, denizli'nin 71 puanla şampiyon olduğu ligde bu adam iki kez 82 puan topladı ve ikisinde de ikinci oldu.* üstelik 82 puan topladığı takım üç büyükler değil trabzonspor gibi 35 yıldır şampiyon olamayan ve genellikle ligi en iyi ihtimalle dördüncü ya da beşinci bitiren bir takım.
galatasaray ve fenerbahçe bu ligin başat takımları bu bir gerçek. ama hepi topu dönemsel bir 10 yıllık süreçte 6 şampiyonluk toplamak dışında elle tutulur bir başarısı olmayan trabzonspor'u şampiyonluğa oynatmak (1996, 2005 ve 2011'de olmak üzere 3 kez başarmış) ve ortalama 10 yılda bir şampiyon olabilen beşiktaş'ı şampiyon yapmak (hem de üst üste 2 kez; 2016 ve 2017'de) hiç ama hiç kolay değildir. üstelik menderes döneminden kalma 1954'ü saymazsak modern futbolda milli takımımızın tek dünya kupası'na katılım hakkını (2002) elde etmiş bu teknik direktör.
2002'de fatih terim'in ekmeğini yedi diyenler var ama adil olalım, bir zamanlar denizli de derwall'ın; terim de hem derwall'ın hem feldkamp'ın ekmeğini yemedi mi galatasaray'da? yine de kariyeri son virajları alamaması ve finalleri kaybedişlerle doludur güneş'in. bu nedenle terim varsa esamesi okunmaz. nitekim 1996, 2011 ve 2017'de terim galatasaray'a geldiğinde güneş bir önceki sezonlarda hep zirvededir. ama terim ona yolun sonunu gösterir.
1995-96'da trabzonla kılpayı şampiyonluğu kaçırır. terim 1996-97'de galatasaray'ın başına geçer. güneş o sezonun ortasında trabzonspor'dan ayrılır. şampiyon galatasaray olur.
2010-11'de bu kez averajla yine şampiyonluğu kaçırır. 2011-12'de terim galatasaray'a geri döner. güneş pek bir varlık gösterememeye başlar. nitekim 2012-13'ün ortalalarında trabzonspor'dan ayrılır. bu iki yıllık süreci galatasaray üst üste şampiyon tamamlar.
2015-16 ve 2016-17'de güneş kariyerinde nihayet şampiyonluk kupası kazanır. üstelik beşiktaş ile avrupa'da başarılı bir ivme yakalamıştır. 2017-18'in ilk yarısında şampiyonlar ligi gruplarından bile çıkacak kadar sansasyonel bir başarı yakalar beşiktaş ile. 2017-18'in ortasında terim gelir ve tarih yeniden aynı şekilde tekerrür eder; güneş ve beşiktaş hızla düşüşe geçer. 2018-19'da beşiktaş uefa avrupa ligi gruplarından bile çıkamaz, ligde de pek bir varlık gösteremez. güneş, soluğu milli takımda alır. fatih terim ve galatasaray ise son iki yılın şampiyonu ünvanını elde eder.
işte bu nedenlerle şenol güneş iyi bir teknik direktördür. mustafa denizli de iyi teknik direktördür. ama aykut kocaman, ersun yanal, samet aybaba, abdullah avcı, erol bulut vs. işte kötü olan, balon olan teknik direktörler bunlardır.
fatih terim mi? o bambaşka bir şey. o iyi bir teknik direktörden çok, benzersiz bir teknik direktör. çünkü hegemonyaya kapalı, sürekli üç büyükleri dengelemek üzerine kurulu bir dinamiğin hüküm sürdüğü türk futbolunda 10 sezonda 8 şampiyonluk almak hiçbir baba yiğidin harcı değil. var mı başka bir örneği?
zaten tarihe bakın; denizli, güneş, kocaman, yanal vs. hepsi ancak terim galatasaray'ın başında yokken başarılı olabilmişlerdir. hikayelerinin sonu da bellidir. terim gelir kazanır, onlar hüsrana uğrar ve giderler. bu da imparatorun mesleki donanımının kuvvetini müspet şekilde ortaya koymaktadır.