174
kullanıcıların kolay kolay tespit edilemeyeceği, ancak yayıncıların cezai yaptırımlara maruz kalabileceği platform.
kaçak windows kullanmak, mp3 indirmek, torrent kullanmak gibi tabana yayılan davranışları tek tek cezalandırmak hem mantıksız hem de zor. bunun yerine bunları yayınlayan, bunları ürünleştiren, bunları kullancılara ulaştıran kişilere ceza uygulamak lazım gelir. uyuşturucu kullanmanın bir cezası olmamalı mesela -bulundurmak veya uyuşturucu etkisinde suç işlemek gibi noktalara girmiyorum-, uyuşturucuyla mücadele satışını veya üretimini engellemek üzerine olur. bu yüzden açıklanan bu kararlar sembolik kalacaktır.
yeri gelmişken ülkemizdeki kabullenilmiş bir saçmalığa değinmek istiyorum. karşılıklı yapılan bir sözleşme, muhataplarını bağlar. her iki taraf da oturur, riskleri ve potansiyeli fiyatlandırır, mutabık kalınırsa da imzalar. ve belirlenen süre içerisinde de iki taraf bu şartlara sadık kalarak yükümlülüklerini yerine getirir. süreç içerisinde olağan üstü haller ya da şartlar meydana gelirse de fesih hakkı denilen, belli bir tazminat içeren haklar vardır. bunları hepimiz biliyoruz. sözleşeme nedir ile ilgili temel bilgiler.
peki ülkemizde bu nasıl algılanıyor ya da işliyor? biz hele bir işe başlayalım da, şartları her sene oturur konuşuruz. bir futbolcuya 4 senelik sözleşme imzalatılıyor. sonra o futbolcudan bir sene sonra memnuniyetsizlik doğunca hadi kalksın gitsin deniyor. gidebilir elbette futbol oynamak için ama gitmek istemeyebilir de. bunu kabullenemiyoruz camialar olarak. "oturduğu yerden para kazanıyor", ee o zaman sen de bir sonrakinde daha dikkatli futbolcu seçersin. ya da futbolcu sözleşmesinin ilk senesinde çok iyi performans gösterdi, seneye sözleşmesi devam ederken maaşına zam yapılıyor. neden? hak etti. ee peki aynı sene büyük bir sakatlık yaşasaydı ve tüm sezon oynamasaydı maaşından indirim mi yapacaktı? muhtemelen hayır.
gelelim yayıncı kuruluşa. kur yükselmiş de, kar oranları düşmüş de, 'bak çekilir haa' demişler de, biz de döviz kurunu bilmem kaç yıl öncesine sabitlemişiz. neresinden bakarsan rezalet. ama kabul etmiş takımlar. onlardan gelecek paraya göre yaptıkları planları bozup, yine de tamam demişler. bu süreçte neredeyse hiçbir kuruluşa görüntü ve özet hakkı vermeyip, twitter'da telif kovaladıklarını falan geçiyorum. aylık ücretleri de 100 tl'nin üzerine çıkarmışlar. bunu da geçiyoruz. yetmemiş, doymamışlar bir de kaybettikleri müşterilerinin peşinden koşup hapsettirme para cezası verme derdine düşmüşler. ee siz yayıncı kuruluş ve daha önemlisi bu sözleşmenin bir tarafı olarak neye sadık kalmış oldunuz? yarın bir gün başka aç gözlü taleplerle gelmeyececğinizi nereden bileceğiz?
ben kendi adıma dört sene boyunca internet üzerinden satılan digiplay uygulamasını satın alarak izliyordum. para vermeme rağmen aksaklıklar da yaşıyordum ama yine de legal yolları seçmek istiyordum. yıllık zamlarını da makul tuttukları için çok da canımı yakmıyordu açıkçası. kullandığım paket spor extra idi. "tüm spor karşılaşmaları ve ulusal kanallar" şeklinde satılan, her şeyin dahil olduğu en üst paket buydu ve bu şekilde satın aldım. aylık da ortalama 80 tl civarı ücret ödüyordum, ki yalnızca internet aboneliği için yüksek bir ücret gerçekten. sonra bein sports media, şampiyonlar ligi ve avrupa ligi'nin yayın haklarını satın aldı. ben de sevindim açıkçası. zaten üyeliğim var, nereden izleyeceğim derdi kalmadı. maçlar yayınlanmaya başlayınca bir baktım, üyeliğiniz bu yayını kapsamamaktadır gibi bir üye alıyorum. nedir bu? "biz avrupa maçlarının da içerisinde bulunduğu bir paket sunuyoruz sizlere, adı da spor extra plus, aylık 30 tl ücreti var". bak sen. o gün tüm üyelik paketlerimi iptal ettirdim. her türlü illegal siteden ve uygulamadan yayınları takip ettim. kusura bakmayın ama siz üye kaybetmeyi hak ettiniz. zam yapacaksanız da sene sonunu, yeni dönemi bekleyecektiniz. siz böyle aç gözlü davranırsanız, insanlar da size para ödememek konusunda böyle cimri davranır. al gülüm, ver gülüm. şimdi de kimseyi suçlamayın yok insanlar iptv izliyormuş, yok twitter'da link dönüyormuş falan. adam gibi bir ücret politikası belirleyin, adil olun, kimse tutup da illegal yayın peşinde koşmaz zaten.
kaçak windows kullanmak, mp3 indirmek, torrent kullanmak gibi tabana yayılan davranışları tek tek cezalandırmak hem mantıksız hem de zor. bunun yerine bunları yayınlayan, bunları ürünleştiren, bunları kullancılara ulaştıran kişilere ceza uygulamak lazım gelir. uyuşturucu kullanmanın bir cezası olmamalı mesela -bulundurmak veya uyuşturucu etkisinde suç işlemek gibi noktalara girmiyorum-, uyuşturucuyla mücadele satışını veya üretimini engellemek üzerine olur. bu yüzden açıklanan bu kararlar sembolik kalacaktır.
yeri gelmişken ülkemizdeki kabullenilmiş bir saçmalığa değinmek istiyorum. karşılıklı yapılan bir sözleşme, muhataplarını bağlar. her iki taraf da oturur, riskleri ve potansiyeli fiyatlandırır, mutabık kalınırsa da imzalar. ve belirlenen süre içerisinde de iki taraf bu şartlara sadık kalarak yükümlülüklerini yerine getirir. süreç içerisinde olağan üstü haller ya da şartlar meydana gelirse de fesih hakkı denilen, belli bir tazminat içeren haklar vardır. bunları hepimiz biliyoruz. sözleşeme nedir ile ilgili temel bilgiler.
peki ülkemizde bu nasıl algılanıyor ya da işliyor? biz hele bir işe başlayalım da, şartları her sene oturur konuşuruz. bir futbolcuya 4 senelik sözleşme imzalatılıyor. sonra o futbolcudan bir sene sonra memnuniyetsizlik doğunca hadi kalksın gitsin deniyor. gidebilir elbette futbol oynamak için ama gitmek istemeyebilir de. bunu kabullenemiyoruz camialar olarak. "oturduğu yerden para kazanıyor", ee o zaman sen de bir sonrakinde daha dikkatli futbolcu seçersin. ya da futbolcu sözleşmesinin ilk senesinde çok iyi performans gösterdi, seneye sözleşmesi devam ederken maaşına zam yapılıyor. neden? hak etti. ee peki aynı sene büyük bir sakatlık yaşasaydı ve tüm sezon oynamasaydı maaşından indirim mi yapacaktı? muhtemelen hayır.
gelelim yayıncı kuruluşa. kur yükselmiş de, kar oranları düşmüş de, 'bak çekilir haa' demişler de, biz de döviz kurunu bilmem kaç yıl öncesine sabitlemişiz. neresinden bakarsan rezalet. ama kabul etmiş takımlar. onlardan gelecek paraya göre yaptıkları planları bozup, yine de tamam demişler. bu süreçte neredeyse hiçbir kuruluşa görüntü ve özet hakkı vermeyip, twitter'da telif kovaladıklarını falan geçiyorum. aylık ücretleri de 100 tl'nin üzerine çıkarmışlar. bunu da geçiyoruz. yetmemiş, doymamışlar bir de kaybettikleri müşterilerinin peşinden koşup hapsettirme para cezası verme derdine düşmüşler. ee siz yayıncı kuruluş ve daha önemlisi bu sözleşmenin bir tarafı olarak neye sadık kalmış oldunuz? yarın bir gün başka aç gözlü taleplerle gelmeyececğinizi nereden bileceğiz?
ben kendi adıma dört sene boyunca internet üzerinden satılan digiplay uygulamasını satın alarak izliyordum. para vermeme rağmen aksaklıklar da yaşıyordum ama yine de legal yolları seçmek istiyordum. yıllık zamlarını da makul tuttukları için çok da canımı yakmıyordu açıkçası. kullandığım paket spor extra idi. "tüm spor karşılaşmaları ve ulusal kanallar" şeklinde satılan, her şeyin dahil olduğu en üst paket buydu ve bu şekilde satın aldım. aylık da ortalama 80 tl civarı ücret ödüyordum, ki yalnızca internet aboneliği için yüksek bir ücret gerçekten. sonra bein sports media, şampiyonlar ligi ve avrupa ligi'nin yayın haklarını satın aldı. ben de sevindim açıkçası. zaten üyeliğim var, nereden izleyeceğim derdi kalmadı. maçlar yayınlanmaya başlayınca bir baktım, üyeliğiniz bu yayını kapsamamaktadır gibi bir üye alıyorum. nedir bu? "biz avrupa maçlarının da içerisinde bulunduğu bir paket sunuyoruz sizlere, adı da spor extra plus, aylık 30 tl ücreti var". bak sen. o gün tüm üyelik paketlerimi iptal ettirdim. her türlü illegal siteden ve uygulamadan yayınları takip ettim. kusura bakmayın ama siz üye kaybetmeyi hak ettiniz. zam yapacaksanız da sene sonunu, yeni dönemi bekleyecektiniz. siz böyle aç gözlü davranırsanız, insanlar da size para ödememek konusunda böyle cimri davranır. al gülüm, ver gülüm. şimdi de kimseyi suçlamayın yok insanlar iptv izliyormuş, yok twitter'da link dönüyormuş falan. adam gibi bir ücret politikası belirleyin, adil olun, kimse tutup da illegal yayın peşinde koşmaz zaten.