39
tarihimizi bilme noktasinda cogumuzun eksikligi var. milyonlarca taraftari gectim, ama saniyorum sozluk yazarlari da dahil olmak uzere ozellikle okumus kesimin bu konuya daha cok egilmesi gerekir. itiraf edeyim bu benim de eksikligimdir ve yapilacaklar listemde ust siralardadir. kafamda su var: bu konuda yazilmis birkac eseri alip okumak ve gorsel materyalleri (belgesel vs) izlemek. bu zamana kadar bazi seyleri parca parca okudum veya izledim ama sistematik bir cabam olmadi. “tarihe daha cok egilmek gerekir” derken de bunu kastediyorum.
“galatasaray tarihi” deyince akla 3 sey gelebilir: lisenin tarihi, kulubun tarihi ve futbol takiminin tarihi. bunlarin kesisen pek cok yani var, ornegin lisenin tarihine deginmeden kulubun tarihini anlatmaya veya anlamaya calismak olmaz. sadece lisenin tarihini iceren bir calisma da sporseverler icin eksik kalacaktir. benim kendi adima en cok ilgimi ceken futbol takiminin tarihi, sanirim pek cogumuz icin de bu boyle.
acikcasi “galatasaray tarihi” (2002, yapi kredi yayinlari) isimli kitaptan sozluk sayesinde haberim oldu, bu da benim ayibimdir. anladigim kadariyla bu eser 1905-2002 yillari arasinda kulubun oynadigi maclari rakamlar ve kadrolarla veriyor. hepimizin evinde bulunmasi ve zaman zaman karistirip surekli birseyler ogrenmemiz gereken 343 sayfalik bir kitap. yalniz sunu da farkettim, bu baslik 2008 yilinda acilmisken, kitaptan bahsedilmesi 2018 yilini bulmus (yazan arkadaslara tesekkur ediyorum). demek ki basta bahsettigim eksiklik gercekten de hissediliyor, nitekim bunu yakin cevremdeki galatasaraylilarda da goruyorum. ayrintilardan gectim, adini dilimizden dusurmedigimiz ve tezahuratlarimizda yasattigimiz metin oktay’i, yalniz galatasaray’a degil turk sporuna essiz emekleri gecmis ali sami yen’i bile yeterince taniyor muyuz acaba?
ulkemizde tarih bilimi konusunda yasanan sorunlarin cok daha fazlasi spor tarihi alaninda var. bugun turkiye’de kac spor tarihcisi vardir, herhalde sayilari bir elin parmaklarini bulmaz. halbuki bizim gerek lise gerekse de universitemiz sayesinde cok kuvvetli bir insan kaynagimiz var, taraftar agimiz da cabasi. bunlarin icerisinde akademisyen olarak gorev yapanlar (tarih bolumunde olmasi gerekmez, ornegin sosyoloji kursusunden de olabilir) illa ki vardir. benim hayalim bu kisilerden birisinin bir gun tasin altina elini koyup kuluple de ortaklasa olarak modern zamanlarin tarihini yazmasi. boyle bir calisma 80’li yillardan baslayarak gunumuze kadar gelebilir ve mulakatlarla desteklenir (haydi ismini de koyalim, “galataray futbol takimi tarihinde altin yillar: 1986-2019” olsun mesela!). kulubun destegi hem finansal kaynak hem de mulakat yapilacak kisilere (fatih terim, mustafa denizli gibi) ulasma imkani tanir. bu eser tam zamanli olarak odaklanildiginda 4-5 icerisinde biter ve hem bizler hem de gelecek nesiller icin bir hazine olur. eger cabuk olmazsak bu donemlere sahitlik etmis kisilerin (alp yalman, terim, denizli, faruk suren) bilgilerine ve anilarina birinci elden ulasma sansimizi yitirecegiz. keske yonetimimiz bu konuda bir yoneticiyi gorevlendirse ve boyle bir calismayi kim yapabilir diye arastirmaya baslasa.
su da var: galatasaray tarihini yazacak kisinin illa ki galatasarayli olmasi gerekmez. ama boyle bir durum hakli olarak hos karsilanmayacak ve bir burukluk yaratacaktir. ayrica yukarida yazdiklarima bazilari “ya kardesim, kulubun destegiyle yazilacak bir kitap resmî tarih olur ve objektiflikten uzaklasir” diyerek karsi cikabilir. hak veriyorum ama kulubun destegi olmadan da belli kaynaklara ulasamazsiniz ve ortaya eksik bir eser cikar.
kendi adima dilegim en kisa zamanda daha fazla okuyup galatasaray tarihi konusundaki acigimi kapatmak. kulubum acisindan dilegim ise yeni bir tarih calismasinin baslatilmasi. bu konuda bazi planlar veya girisimlerden haberdar olan varsa bizleri bilgilendirsin lutfen.
“galatasaray tarihi” deyince akla 3 sey gelebilir: lisenin tarihi, kulubun tarihi ve futbol takiminin tarihi. bunlarin kesisen pek cok yani var, ornegin lisenin tarihine deginmeden kulubun tarihini anlatmaya veya anlamaya calismak olmaz. sadece lisenin tarihini iceren bir calisma da sporseverler icin eksik kalacaktir. benim kendi adima en cok ilgimi ceken futbol takiminin tarihi, sanirim pek cogumuz icin de bu boyle.
acikcasi “galatasaray tarihi” (2002, yapi kredi yayinlari) isimli kitaptan sozluk sayesinde haberim oldu, bu da benim ayibimdir. anladigim kadariyla bu eser 1905-2002 yillari arasinda kulubun oynadigi maclari rakamlar ve kadrolarla veriyor. hepimizin evinde bulunmasi ve zaman zaman karistirip surekli birseyler ogrenmemiz gereken 343 sayfalik bir kitap. yalniz sunu da farkettim, bu baslik 2008 yilinda acilmisken, kitaptan bahsedilmesi 2018 yilini bulmus (yazan arkadaslara tesekkur ediyorum). demek ki basta bahsettigim eksiklik gercekten de hissediliyor, nitekim bunu yakin cevremdeki galatasaraylilarda da goruyorum. ayrintilardan gectim, adini dilimizden dusurmedigimiz ve tezahuratlarimizda yasattigimiz metin oktay’i, yalniz galatasaray’a degil turk sporuna essiz emekleri gecmis ali sami yen’i bile yeterince taniyor muyuz acaba?
ulkemizde tarih bilimi konusunda yasanan sorunlarin cok daha fazlasi spor tarihi alaninda var. bugun turkiye’de kac spor tarihcisi vardir, herhalde sayilari bir elin parmaklarini bulmaz. halbuki bizim gerek lise gerekse de universitemiz sayesinde cok kuvvetli bir insan kaynagimiz var, taraftar agimiz da cabasi. bunlarin icerisinde akademisyen olarak gorev yapanlar (tarih bolumunde olmasi gerekmez, ornegin sosyoloji kursusunden de olabilir) illa ki vardir. benim hayalim bu kisilerden birisinin bir gun tasin altina elini koyup kuluple de ortaklasa olarak modern zamanlarin tarihini yazmasi. boyle bir calisma 80’li yillardan baslayarak gunumuze kadar gelebilir ve mulakatlarla desteklenir (haydi ismini de koyalim, “galataray futbol takimi tarihinde altin yillar: 1986-2019” olsun mesela!). kulubun destegi hem finansal kaynak hem de mulakat yapilacak kisilere (fatih terim, mustafa denizli gibi) ulasma imkani tanir. bu eser tam zamanli olarak odaklanildiginda 4-5 icerisinde biter ve hem bizler hem de gelecek nesiller icin bir hazine olur. eger cabuk olmazsak bu donemlere sahitlik etmis kisilerin (alp yalman, terim, denizli, faruk suren) bilgilerine ve anilarina birinci elden ulasma sansimizi yitirecegiz. keske yonetimimiz bu konuda bir yoneticiyi gorevlendirse ve boyle bir calismayi kim yapabilir diye arastirmaya baslasa.
su da var: galatasaray tarihini yazacak kisinin illa ki galatasarayli olmasi gerekmez. ama boyle bir durum hakli olarak hos karsilanmayacak ve bir burukluk yaratacaktir. ayrica yukarida yazdiklarima bazilari “ya kardesim, kulubun destegiyle yazilacak bir kitap resmî tarih olur ve objektiflikten uzaklasir” diyerek karsi cikabilir. hak veriyorum ama kulubun destegi olmadan da belli kaynaklara ulasamazsiniz ve ortaya eksik bir eser cikar.
kendi adima dilegim en kisa zamanda daha fazla okuyup galatasaray tarihi konusundaki acigimi kapatmak. kulubum acisindan dilegim ise yeni bir tarih calismasinin baslatilmasi. bu konuda bazi planlar veya girisimlerden haberdar olan varsa bizleri bilgilendirsin lutfen.