410
rakiplerin hepsinin puan kaybetmesi travmayı az da olsa atlatmamızı sağladı. sakin kafayla maçı irdelersek, psg maçından 3 gün sonra yapıldı. marcao nun yaptırdığı penaltıya kadar gayet iyi bir oyun vardı. rakibe tek bir pozisyon verilmedi. maçı 88. dk marcao unu penaltısı öncesi ve sonrası diye ikiye ayırmamız gerekiyor. marcao nun penaltısından önce standart oyun iç saha baskısı belhandanın iyi oynaması. belhandanın iyi oynamasına rağmen taraftarın ıslıklaması çok ilginç. belhanda gidince 10 numaraya dyabalamının mı geleceğini düşünüyorlar.mert hakan yandaşın, emre akbaba nın orta sahada belhanda dan daha iyi olduğunu düşünen arkadaşlarla tartışmaya girmeye gerek yok zaten. orta saha ömer, lemina, belhandayla daha çok hareket kazandı. daha riskli oynayıp daha çok top kaybediyorlar ama takım tempo kazanıyor. nzonzi, seri, selçuk takımın vitesini düşüren arkadaşlar. öndeyken oyuna seri alınıp oyun soğutulup, topun bizde kalması sağlanabilir. eğer seride gitmezse tabi.maçın 88.dakikasından sonra marcao un aptalca penaltısı bu tarz penaltı, adam kaçırma, kırmızı kart görme hareketlerini çok yapıyor. stoper için yaşı daha genç, zamanla tecrübe kazandıkça bu aptalca hareketleri azalır. anadolu takımlarının galatasaraya karşı atak yaparken genelde yaptıkları sağ bek ve sol bek in olduğu yere uzun adam yollayıp o bölgeye top şişirmek. fatih hocada bunu düşünerek kısa boylu nagatomo yu çıkarıp emre taşdemiri aldı oyuna.fakat gamsız emre kardeşimiz elli metreden şişirilen topa girmeye tenezzül bile etmedi. hadi tenezzül etmedin sonra çalım yeme,onuda yedi. sonrası malum olaylar küfür, beddua, kıyamet....