180
hayrettin demirbaş ile semih yuvakuran’ın galatasaraydaki fenerliler olduğunu düşünürdüm hep. genç yaşta olsam da bu ikilinin fener maçlarında mutlak hata yapacağına ve gol yememize neden olacaklarına inanırdım ve de gerçekten öyle olurdu.
bazen rüya görürdüm. semih yuvakuran ceza alanı çevresinde gereksizce çift dalıp frikik yaptırıyor ve atılan frikikte de gol yememize neden oluyor. hayrettin demirbaş ise olmadık goller yiyor. hatta topu kurtarabilecekken bile dışarı değil içeri tokatlıyor.
düşüncelerimde haklı mıydım değil miydim, bu iki futbolcu kasten mi yapardı bunları bilmiyorum vebal alamam ama o yıllardan kalma bir inancım vardır benim. takımda, fenerbahçe’yi tutan bir türk futbolcu olmasını asla istemem. isterse messi olsun. bu inancım beşiktaş fanatiği sabri sarıoğlu yüzünden beşiktaşı tutan futbolcular için de geçerlidir. çünkü sabri sarıoğlu kadar galatasaray’a zarar veren ikinci bir futbolcu yoktur tarihimizde. (tarık çamdal dahil) yaptığı kulislerle eboue’yi yiyenin de sabri olduğuna inanırım hep.
şu anda takımda fenerbahçe’yi tuttuğunu düşündüğüm yerli futbolcu sadece selçuk inan. selçuk inan eğer fatih terim galatasaray teknik direktörü olmasaydı kesinlikle fenerbahçe’ye gidecekti diye düşünüyorum. nitekim galatasaray’a ilk iki yıl faydalı oldu ama sonraki beş yıl adeta sülük gibi emdi galatasaray’ı. hala da emiyor.
bazıları selçuk inan’ın galatasaray teknik kadrosunda olmasını istiyor. ben onlara hayret ediyorum. bu insanlar hayattan ders almasını bilmeyen insanlar. adam beş yıl yatarak galatasaray’ı sömürmüş. bu ne demektir? adam zararlı demektir. zararlı adamı teknik kadroya almak ne demektir? tek kelimeyle enayilik değil mi? bir şirket düşünün beş yıl üst üste zarar ettiren bir müdürü ceo’luğa terfi ettiriyor. o şirketin batması hak değil midir?
kısacası bu topraklar üzerinde ihanet sıkça yenen bir yemektir. hain yılana aynı delikten iki defa ısırılırsan kabahati başkasında aramayacaksın. yem olacaksan da yılanlara değil aslanlara olmalısın. hiç olmazsa hayatına yılan değil aslan olarak devam edersin.
bazen rüya görürdüm. semih yuvakuran ceza alanı çevresinde gereksizce çift dalıp frikik yaptırıyor ve atılan frikikte de gol yememize neden oluyor. hayrettin demirbaş ise olmadık goller yiyor. hatta topu kurtarabilecekken bile dışarı değil içeri tokatlıyor.
düşüncelerimde haklı mıydım değil miydim, bu iki futbolcu kasten mi yapardı bunları bilmiyorum vebal alamam ama o yıllardan kalma bir inancım vardır benim. takımda, fenerbahçe’yi tutan bir türk futbolcu olmasını asla istemem. isterse messi olsun. bu inancım beşiktaş fanatiği sabri sarıoğlu yüzünden beşiktaşı tutan futbolcular için de geçerlidir. çünkü sabri sarıoğlu kadar galatasaray’a zarar veren ikinci bir futbolcu yoktur tarihimizde. (tarık çamdal dahil) yaptığı kulislerle eboue’yi yiyenin de sabri olduğuna inanırım hep.
şu anda takımda fenerbahçe’yi tuttuğunu düşündüğüm yerli futbolcu sadece selçuk inan. selçuk inan eğer fatih terim galatasaray teknik direktörü olmasaydı kesinlikle fenerbahçe’ye gidecekti diye düşünüyorum. nitekim galatasaray’a ilk iki yıl faydalı oldu ama sonraki beş yıl adeta sülük gibi emdi galatasaray’ı. hala da emiyor.
bazıları selçuk inan’ın galatasaray teknik kadrosunda olmasını istiyor. ben onlara hayret ediyorum. bu insanlar hayattan ders almasını bilmeyen insanlar. adam beş yıl yatarak galatasaray’ı sömürmüş. bu ne demektir? adam zararlı demektir. zararlı adamı teknik kadroya almak ne demektir? tek kelimeyle enayilik değil mi? bir şirket düşünün beş yıl üst üste zarar ettiren bir müdürü ceo’luğa terfi ettiriyor. o şirketin batması hak değil midir?
kısacası bu topraklar üzerinde ihanet sıkça yenen bir yemektir. hain yılana aynı delikten iki defa ısırılırsan kabahati başkasında aramayacaksın. yem olacaksan da yılanlara değil aslanlara olmalısın. hiç olmazsa hayatına yılan değil aslan olarak devam edersin.