1480
geldiğinden beri devlet memuru zihniyetinde görev yapan, canı isteyince bir anda maça dahil olup herhangi bir arkadaşına gol attırabilen (o kişi de franco olabilir, sabri asla) ama çoğunlukla şu maç bitse de 30 bavulla birlikte hatunu kapıp bilmem nereye gitsem havasında takılan 10 numara. adam üzerinden istatistik yapılıyor ve beyimizin deplasman maçlarının yarısına bir şekilde gitmediği görülüyor. böyle oyuncular ister istemez tüm takımı etkiler aslında. ben dana gibi koşuyorum (sabri değil) elime üç beş euro geçiyor, adam tatilden geç dönüyor, tatile erken gidiyor, sakatım diyor evde kalıyor ama götürüyor parayı. kabul edilir şey değil. bu şartlar altında hâlâ "ulan hertha berlin maçında da soldan ne şık depara kalkmıştı beaa" muhabbeti yapmak galatasaraylılığa yakışmaz. asist kralı ama sayılar mıdır her şey? disiplinin olmadığı yerde başarılar ancak tesadüfen olur (hoş beşincilik de ödül oldu resmen).
şu günlerde de "rijkaard onu adam eder" muhabbeti var. rijkaard yapısı gereği eli maşalı bir hoca değil bu barcelona günlerinden bilinen bir şey. kısacası bu ailenin zeki ama çalışmayan bir çocuğa ihtiyacı yok.
şu günlerde de "rijkaard onu adam eder" muhabbeti var. rijkaard yapısı gereği eli maşalı bir hoca değil bu barcelona günlerinden bilinen bir şey. kısacası bu ailenin zeki ama çalışmayan bir çocuğa ihtiyacı yok.