11
oyunu rakip yarı sahada oynarsanız; mariano: isabetli ortaları, içe kat etmesi ve kolay top kaybetmemesiyle çok işinize yarar; linnes, oyunu yarısahada tutmak için stoper gibi davranır ve seken toplara hamle yaparak baskıyı arttırmanızı sağlar dripling konusunda da fena değildir her iki bek pozisyonunda da skor katkısı verebilir.
yuto, bindirme yaparak alanı genişletir sağ ayaklı olduğu için çok isabetli orta açamaz ama kanat oyuncusuna iyi alan açar.
ömer eğer rakip yarısahada oynayacaksınız bir iç ortasaha oyuncusu gibi sizi rahatlatır. hızı, defans arkasına sarkabilmesi, (kötü de vursa şut imkanı buluyor.) fizik gücü ile çok faydalı olur.
sorun tek tek oyuncularda değil. sorun kolektif pres yapamayıp topu kazanamamızda. iki alternatif var savunma yaparken birincisi: 11 kişi topun arkasına geçip pozisyon vermeyeceğiz. mesela avrupada sık sık uygulayacağız bunu ve geçiş hücumu da top kayıpları hariç çok gol yiyeceğimizi sanmıyorum (tespit sıçtım bu arada istatistik zaten bu en çok gol geçişte kaybedilen toplarla yenir)
ikincisi ise: 2000 futbolu olarak adlandırabileceğimiz kolektif pres. topa sahip olan oyuncunun bütün pas alternatiflerini kapatıp ayağındaki topu en kısa sürede çalmak veya gelişi güzel geriye veya yana doğru vurmasını sağlamak.
biz geniş alanda çalım yememek için savunma yapıyoruz çalım yemiyor belki oyuncularımız ama 2-3 al ver 1-2 bindirme sonrasında pozisyon vermiş oluyoruz. kolektif pres yapamadığımız için pres yapan oyuncularımız boşa yorulmuş oluyor. neyse ki bu problemi de futbol otoriteleri 40 yıl önce farketmiş ve total futbolu bulmuşlar yani aöerikayı keşfetmemize gerek kalmamış.
sonuç bekler iyi takım savunması kötü:
not:benim favori ikilim ömer linnes bu arada, geçen sene marianoyo duyduğumuz ihtiyacı babel ve seri'nin varlığı karşılar savunmada daha az açık vermek için linnes. onyekuru yerine babel var babel'in ihtiyaç duyduğu bek bence yuto değil ömer.
yuto, bindirme yaparak alanı genişletir sağ ayaklı olduğu için çok isabetli orta açamaz ama kanat oyuncusuna iyi alan açar.
ömer eğer rakip yarısahada oynayacaksınız bir iç ortasaha oyuncusu gibi sizi rahatlatır. hızı, defans arkasına sarkabilmesi, (kötü de vursa şut imkanı buluyor.) fizik gücü ile çok faydalı olur.
sorun tek tek oyuncularda değil. sorun kolektif pres yapamayıp topu kazanamamızda. iki alternatif var savunma yaparken birincisi: 11 kişi topun arkasına geçip pozisyon vermeyeceğiz. mesela avrupada sık sık uygulayacağız bunu ve geçiş hücumu da top kayıpları hariç çok gol yiyeceğimizi sanmıyorum (tespit sıçtım bu arada istatistik zaten bu en çok gol geçişte kaybedilen toplarla yenir)
ikincisi ise: 2000 futbolu olarak adlandırabileceğimiz kolektif pres. topa sahip olan oyuncunun bütün pas alternatiflerini kapatıp ayağındaki topu en kısa sürede çalmak veya gelişi güzel geriye veya yana doğru vurmasını sağlamak.
biz geniş alanda çalım yememek için savunma yapıyoruz çalım yemiyor belki oyuncularımız ama 2-3 al ver 1-2 bindirme sonrasında pozisyon vermiş oluyoruz. kolektif pres yapamadığımız için pres yapan oyuncularımız boşa yorulmuş oluyor. neyse ki bu problemi de futbol otoriteleri 40 yıl önce farketmiş ve total futbolu bulmuşlar yani aöerikayı keşfetmemize gerek kalmamış.
sonuç bekler iyi takım savunması kötü:
not:benim favori ikilim ömer linnes bu arada, geçen sene marianoyo duyduğumuz ihtiyacı babel ve seri'nin varlığı karşılar savunmada daha az açık vermek için linnes. onyekuru yerine babel var babel'in ihtiyaç duyduğu bek bence yuto değil ömer.