436
uygulanması imkansızdır imkansız. kaç örneğe daha ihtiyacımız var gerçekten bilmiyorum. psg başkanı, yıllar önce david luiz'in imza töreninde "bu tarz transferler yapmaya devam edeceğiz, gözü yiyen bizi men etsin" dedi, yetmedi.
manchester city daha lige ambargo koymaya başlamamışken ve stadında her hafta 20 bin boş koltuk olması geyik malzemesiyken sahibi çıktı, kendi şirketlerinden birini milyar poundluk anlaşmayla sponsor diye yazdırdı stadın çatısına, yetmedi.
zenit, lokomotiv moskova, rubin kazan ve fenerbahçe gibi avrupa futbolunda esamesi okunmayan ama başkan/sahip aracılığıyla uefa'ya ciddi reklam ve sponsorluk veren takımlar, dört işlem yapmayı öğrenmiş 7 yaşındaki bir çocuğun bile tespit edebileceği kadar büyük transfer açıklarına karşı uyarı bile denemeyecek cevaplar alıyor yıllardır, yetmedi. üstelik bu kulüplerin başkan/sahipleri de bizzat çıkıp ffp'ye uymayacaklarını açık ve net şekilde söylüyorlar. yetmiyor.
nolsun abi daha? ne olması gerekiyor yani ikna olmamız için? çıkıp açık açık söylesinler mi diyeceğim, yapıyorlar zaten.
tüm sponsorluk anlaşmalarının ve bağış kampanyalarının tek kurum tarafından denetlenemediği bir dünyada finansal fair play uygulanamaz. kulüplerin sahiplerinin ve/veya yöneticilerinin, ilgili kulüpten başka bir ticari girişimi olduğu bir dünyada finansal fair play uygulanamaz. bonservis ücretli transfer yapılabilen, bonservislerin üçüncü kişiler ve kurumlar aracılığıyla alınıp satılabildiği bir dünyada finansal fair play uygulanamaz. menajerlik ücretlerinin serbest piyasa kuralları dahilinde belirlendiği bir dünyada finansal fair play uygulanamaz. yani kısacası kapitalizm varken uluslararası ölçekte bir "capping" uygulaması mümkün değildir. abd'deki örnekler yerel olmalarının yanısıra toplu iş sözleşmeleri, grev ve lokavt gibi enstrümanlarla, oyuncuların ilgili lig fabrikasının birer işçisi hüviyetinde olması sayesinde çalışmaktadır.
ffp hiçbir işe yaramadı mı? yaramaz mı; futbol gibi dünyada yozlaşmaya en müsait olan piyasalardan birinin ekonomisini daha da yer altına itmeye yaradı mesela. tebrikler.
manchester city daha lige ambargo koymaya başlamamışken ve stadında her hafta 20 bin boş koltuk olması geyik malzemesiyken sahibi çıktı, kendi şirketlerinden birini milyar poundluk anlaşmayla sponsor diye yazdırdı stadın çatısına, yetmedi.
zenit, lokomotiv moskova, rubin kazan ve fenerbahçe gibi avrupa futbolunda esamesi okunmayan ama başkan/sahip aracılığıyla uefa'ya ciddi reklam ve sponsorluk veren takımlar, dört işlem yapmayı öğrenmiş 7 yaşındaki bir çocuğun bile tespit edebileceği kadar büyük transfer açıklarına karşı uyarı bile denemeyecek cevaplar alıyor yıllardır, yetmedi. üstelik bu kulüplerin başkan/sahipleri de bizzat çıkıp ffp'ye uymayacaklarını açık ve net şekilde söylüyorlar. yetmiyor.
nolsun abi daha? ne olması gerekiyor yani ikna olmamız için? çıkıp açık açık söylesinler mi diyeceğim, yapıyorlar zaten.
tüm sponsorluk anlaşmalarının ve bağış kampanyalarının tek kurum tarafından denetlenemediği bir dünyada finansal fair play uygulanamaz. kulüplerin sahiplerinin ve/veya yöneticilerinin, ilgili kulüpten başka bir ticari girişimi olduğu bir dünyada finansal fair play uygulanamaz. bonservis ücretli transfer yapılabilen, bonservislerin üçüncü kişiler ve kurumlar aracılığıyla alınıp satılabildiği bir dünyada finansal fair play uygulanamaz. menajerlik ücretlerinin serbest piyasa kuralları dahilinde belirlendiği bir dünyada finansal fair play uygulanamaz. yani kısacası kapitalizm varken uluslararası ölçekte bir "capping" uygulaması mümkün değildir. abd'deki örnekler yerel olmalarının yanısıra toplu iş sözleşmeleri, grev ve lokavt gibi enstrümanlarla, oyuncuların ilgili lig fabrikasının birer işçisi hüviyetinde olması sayesinde çalışmaktadır.
ffp hiçbir işe yaramadı mı? yaramaz mı; futbol gibi dünyada yozlaşmaya en müsait olan piyasalardan birinin ekonomisini daha da yer altına itmeye yaradı mesela. tebrikler.