9323
kendi kendini bitirmiştir. gerçi teknik direktörlük mesleği için konuşursak yaşı çok yok. belki iyi bir kariyer planlamasıyla tekrar yükselişe geçer ama şu an bitik durumda.
takım ne güzel şampiyon olmuş, 4. yıldızı takmış her şey daha da güzel olacak, 2011'de fatih terim'in kurduğu iskeleti ufak dokunuşlarla revize edeceğiz derken o lanet transfer sezonuna maruz kaldık. rakipler kadrolarını en güzel şekilde güçlendirirken biz ise yerimizde saydık. yerimizde saymayı geç geri bile gittik. 2015 yazı öyle bir dönemdi ki tam da yabancı kuralı esnetilmişken dünya kalitesinde bir ton adamın bonservisi elindeydi ve kulüp arıyordu. bir daha öyle bir sezon denk gelir mi gerçekten bilemiyorum.
yıldızları almadığımız gibi elimizdeki kadrodan da olduk. yok yere bruma'yı kiraya verdik. kanat rotasyonu podolski ve yasin'den ibaret durumdayken hoca bruma'yı neden apar topar ispanya'ya yolladı hiç anlamadım. yine forvet lazımken burak'a yazık değil mi, umut takımın en çok koşanı gibi güya oyuncu motive edici ama taraftara muhalefet işlere girişti. sonra o burak çok kötü bir ilk yarı geçirip çin'e gitti ve forvetsiz kaldık. yine son gün durduk yere hem de maaşında indirime gitmiş melo'yu sattık. bunların hepsini hamza hamzaoğlu'na yazmak haksızlık olur ama bu süreçte yürüttüğü iletişim stratejisindeki yanlışlıklarla olacaklara adeta çanak tuttu.
rakipler kadrosunu güçlendirirken hamza hoca taraftarın sinir uçlarıyla oynaya oynaya hem futbolcuları hem de bizleri boş yere gerdi. melo gitse defansif orta saha almasak da olur orada hakan balta'yı kullanırım dedi ve dediğini yaptı. şu laf dursun özbek denen gereksize kalkan olmaktan başka bir şey değildi. ama özbekler sağolsun takımı dmc'siz sezona başlattı ve hoca yönetimi suçlamak yerine ciddi ciddi hakan balta'yı atletico madrid karşısında dmc oynattı. sonuç olarak 2 ay sonra çok güvendiği ve paratoneri olduğu yönetim tarafından bileti kesildi. sürekli savunduğu, kampta kapılarda karşıladığı burak altı pastan golleri kaçırıp bu süreçte hocanın sonunu hazırlayan unsurlardan bir diğeri oldu.
hocanın yapacağı şey basitti aslında. transfer için soru sorulduğunda arkadaşlar yönetimimiz çok sıkı bir şekilde çalışıyor. umarız ki en kısa zamanda yeni isimler aramıza katılır ve kampta çalışma fırsatı buluruz diyecekti. bu kadar. şunu dediğin anda topu yönetime atıyorsun ve kurtuluyorsun. hoca ise tam aksine ne transferi. transfere gerek yok. biz şampiyon takımız gibi gereksiz açıklamalarda bulunup taraftarı gerdi ve tepkiyi kendi üzerinde yoğunlaştırdı. o yaz rakiplerin nanileri, gomezleri getirirken sen transfer isteyen şerefsizdir dercesine topa girersen ömrün uzun olmaz ve zaten olmadı da. trabzonspor'un bile sevilla'dan bedavaya mbia'yı getirdiği dönem sen defansif orta sahasız sezona başladın ve bunun adı para yok oldu. bakın bedavaya mbia diyorum. trabzonspor o adamı 6 ay sonra keyfine çin'e satıp kar etti.
sonuç olarak dursun özbek yönetimiyle el ele vererek yaptığı hatalar yüzünden galatasaray'a 2 sene ve ciddi para kaybettirmiştir. 2017 yazında yaptığımız revizyonu daha ucuz bir bütçeyle ve bedava alacağımız oyuncularla gerçekleştirebilirdik. o sene de şampiyon olmamız durumunda beşiktaş'ın işini baştan bitirecek ve o gereksiz 2 yıllık tinerci hakimiyetini görmeyecektik. keza aziz'in ömrü de daha kısa olacaktı. kısacası şu an bulunduğumuz konuma 2 sene erken varacaktık.
takım ne güzel şampiyon olmuş, 4. yıldızı takmış her şey daha da güzel olacak, 2011'de fatih terim'in kurduğu iskeleti ufak dokunuşlarla revize edeceğiz derken o lanet transfer sezonuna maruz kaldık. rakipler kadrolarını en güzel şekilde güçlendirirken biz ise yerimizde saydık. yerimizde saymayı geç geri bile gittik. 2015 yazı öyle bir dönemdi ki tam da yabancı kuralı esnetilmişken dünya kalitesinde bir ton adamın bonservisi elindeydi ve kulüp arıyordu. bir daha öyle bir sezon denk gelir mi gerçekten bilemiyorum.
yıldızları almadığımız gibi elimizdeki kadrodan da olduk. yok yere bruma'yı kiraya verdik. kanat rotasyonu podolski ve yasin'den ibaret durumdayken hoca bruma'yı neden apar topar ispanya'ya yolladı hiç anlamadım. yine forvet lazımken burak'a yazık değil mi, umut takımın en çok koşanı gibi güya oyuncu motive edici ama taraftara muhalefet işlere girişti. sonra o burak çok kötü bir ilk yarı geçirip çin'e gitti ve forvetsiz kaldık. yine son gün durduk yere hem de maaşında indirime gitmiş melo'yu sattık. bunların hepsini hamza hamzaoğlu'na yazmak haksızlık olur ama bu süreçte yürüttüğü iletişim stratejisindeki yanlışlıklarla olacaklara adeta çanak tuttu.
rakipler kadrosunu güçlendirirken hamza hoca taraftarın sinir uçlarıyla oynaya oynaya hem futbolcuları hem de bizleri boş yere gerdi. melo gitse defansif orta saha almasak da olur orada hakan balta'yı kullanırım dedi ve dediğini yaptı. şu laf dursun özbek denen gereksize kalkan olmaktan başka bir şey değildi. ama özbekler sağolsun takımı dmc'siz sezona başlattı ve hoca yönetimi suçlamak yerine ciddi ciddi hakan balta'yı atletico madrid karşısında dmc oynattı. sonuç olarak 2 ay sonra çok güvendiği ve paratoneri olduğu yönetim tarafından bileti kesildi. sürekli savunduğu, kampta kapılarda karşıladığı burak altı pastan golleri kaçırıp bu süreçte hocanın sonunu hazırlayan unsurlardan bir diğeri oldu.
hocanın yapacağı şey basitti aslında. transfer için soru sorulduğunda arkadaşlar yönetimimiz çok sıkı bir şekilde çalışıyor. umarız ki en kısa zamanda yeni isimler aramıza katılır ve kampta çalışma fırsatı buluruz diyecekti. bu kadar. şunu dediğin anda topu yönetime atıyorsun ve kurtuluyorsun. hoca ise tam aksine ne transferi. transfere gerek yok. biz şampiyon takımız gibi gereksiz açıklamalarda bulunup taraftarı gerdi ve tepkiyi kendi üzerinde yoğunlaştırdı. o yaz rakiplerin nanileri, gomezleri getirirken sen transfer isteyen şerefsizdir dercesine topa girersen ömrün uzun olmaz ve zaten olmadı da. trabzonspor'un bile sevilla'dan bedavaya mbia'yı getirdiği dönem sen defansif orta sahasız sezona başladın ve bunun adı para yok oldu. bakın bedavaya mbia diyorum. trabzonspor o adamı 6 ay sonra keyfine çin'e satıp kar etti.
sonuç olarak dursun özbek yönetimiyle el ele vererek yaptığı hatalar yüzünden galatasaray'a 2 sene ve ciddi para kaybettirmiştir. 2017 yazında yaptığımız revizyonu daha ucuz bir bütçeyle ve bedava alacağımız oyuncularla gerçekleştirebilirdik. o sene de şampiyon olmamız durumunda beşiktaş'ın işini baştan bitirecek ve o gereksiz 2 yıllık tinerci hakimiyetini görmeyecektik. keza aziz'in ömrü de daha kısa olacaktı. kısacası şu an bulunduğumuz konuma 2 sene erken varacaktık.