69
şu kısa hayatımda deneyimlediğim en korkunç şeylerden biriydi. stadın inanılmaz yakınında yaşıyordum. ne zaman önemli bir maç olsa yurda giden yolu kapatırlar ben de söylene söylene diğer yoldan geçerdim. o gün patlamadan yaklaşık 1 saat önce yurda geçmeye yeltenmişken bu sefer yolun tamamının hem de inanılmaz bir güvenlik önlemiyle kapatıldığını gördüm. şöyle bir düşündüm allah allah derbi ya da şampiyonlar ligi maçı mı vardı? hayır. girişteki polisten rica ettim, yürüyeceğim yol 100 metre bile değil, beni geçirsinler de soğukta onca yolu dolanmayayım. çok net bir şekilde hayır dedi ben de 5-10 dk dolanıp yurda ulaştım. neyse.
yurda gelince o günkü yorgunluktan dolayı hemen uzandım. oda arkadaşım da nedense o gün erken yatmıştı. tam uykuya dalmak üzereyken (ki saat de erkendi) inanılmaz bir sarsılmayla uyandım. bakın, tarif edemeyeceğim kadar kötü bir şey. inanılmaz acı bir ses ve sonrasında çok şiddetli bir sarsılma. direkt aklıma büyük istanbul depremi geldi ve masanın altına girdim son gücümle. ama devamı gelmedi. patlamanın şiddetinden hafif aralık duran tüm pencereler sonuna kadar açıldı. stada bakan tarafta kalanların tüm camları ve aynaları parçalanmış, vaktinde whatsappta şöyle bir fotoğraf dönüyordu buraya da atayım: http://gss.gs/pLK.png
oda arkadaşımla birlikte ayağa kalktık. şok olmuş bir şekilde birbirimize bakarken ikinci patlama duyuldu. o an anladık bomba olduğunu. o geceki telaşı, korkuyu, endişeyi yazacağım hiçbir kelime tanımlayamaz. biz binbir umutlarla türkiye'nin her bir yanından istanbul'a güzel bir gelecek için gelmiş öğrenciler idik. o geceki gergin sessizlik belki her şeyi açıklıyordu. o dönemi de bilen bilir. sürekli konsolosluklardan uyarı haberleri geliyordu. taksim'de şu saatte bomba patlayacak dendi, patladı. korkudan bir hafta yurttan çıkamadığım olmuştu. yemek söylerken bile binbir türlü şey düşünüyordum acaba kurye nereden gelecek bir şey olur mu diye.
sözün özü, bizi böyle korku içinde yaşayan sinik bir millet haline getirmeye çalıştılar. hatta hâlâ çalışıyorlar. yaşamak istediğimiz ülke bu mu? yine böyle korkular içinde mi geçirelim günlerimizi? şapkayı önümüze koyup düşünme vakti.
yurda gelince o günkü yorgunluktan dolayı hemen uzandım. oda arkadaşım da nedense o gün erken yatmıştı. tam uykuya dalmak üzereyken (ki saat de erkendi) inanılmaz bir sarsılmayla uyandım. bakın, tarif edemeyeceğim kadar kötü bir şey. inanılmaz acı bir ses ve sonrasında çok şiddetli bir sarsılma. direkt aklıma büyük istanbul depremi geldi ve masanın altına girdim son gücümle. ama devamı gelmedi. patlamanın şiddetinden hafif aralık duran tüm pencereler sonuna kadar açıldı. stada bakan tarafta kalanların tüm camları ve aynaları parçalanmış, vaktinde whatsappta şöyle bir fotoğraf dönüyordu buraya da atayım: http://gss.gs/pLK.png
oda arkadaşımla birlikte ayağa kalktık. şok olmuş bir şekilde birbirimize bakarken ikinci patlama duyuldu. o an anladık bomba olduğunu. o geceki telaşı, korkuyu, endişeyi yazacağım hiçbir kelime tanımlayamaz. biz binbir umutlarla türkiye'nin her bir yanından istanbul'a güzel bir gelecek için gelmiş öğrenciler idik. o geceki gergin sessizlik belki her şeyi açıklıyordu. o dönemi de bilen bilir. sürekli konsolosluklardan uyarı haberleri geliyordu. taksim'de şu saatte bomba patlayacak dendi, patladı. korkudan bir hafta yurttan çıkamadığım olmuştu. yemek söylerken bile binbir türlü şey düşünüyordum acaba kurye nereden gelecek bir şey olur mu diye.
sözün özü, bizi böyle korku içinde yaşayan sinik bir millet haline getirmeye çalıştılar. hatta hâlâ çalışıyorlar. yaşamak istediğimiz ülke bu mu? yine böyle korkular içinde mi geçirelim günlerimizi? şapkayı önümüze koyup düşünme vakti.