943
form grafiğinin düşmemiş olmasından memnun olduğum futbolcu, son 3-4 maçtır "elano n'apacak bakalım..." diye düşünme sıkıntısı çekmiyoruz.
valla dürüst olayım; ben adamı manchester city'den beri biliyorum, shakhtar'da n'aptı hiç bi' fikrim yok. brezilya'daki görevi de tamamen kategori dışı, ondan da bi ara etraflıca bahsetmek lazım. benim gördüğüm kadarıyla forvet arkasından çok, orta saha oyuncusu elano. yani yaptığı şey dribling değil; top saklama. topu şut/orta/pas yoluyla ayağından çıkarma konusunda virtüöz, orası malum ama dribling dedin mi topu kaptırmayacak kadar hakim topa sadece.
19 aralık 2009 gençlerbirliği galatasaray maçı'nda savunmamız çoğumuzun beklemediği şekilde önde kuruluydu. maç başlamadan önce mi bu şekilde kararlaştırıldı, yoksa maç sırasında mustafa ve mehmet'ten bi türlü top çıkmadığını gören elano "iş başa düştü yine" diye düşünerek mi insiyatif kullandı bilemiyorum; forvet arkası olarak değil, rakip kaleye ön liberolarla eşit uzaklıkta oynadı. onlarla beraber pres yaptı, hatta rakip topla gelirken onlardan çok ayak soktu topa.
ben sözlüğe geleli 2-3 gün oldu, o yüzden henüz belirtmiş değilim; ben de geçtiğimiz 2-3 maçta elano'nun pas alamamasına hayret ediyordum. ama bu maçta millet bi şekilde kafayı yiyip adama kasten pas verilmediğinden falan bahsediyor. adam ön libero bölgesinde çırpınıyordu abi; maç boyunca bi kez olsun boş görmedim ki ben adamı, 2 rakip ön libero + yarı orta saha/yarı forvet oynayan bi brezilyalı'nın arasında geçirdi maçı. hatta bi ara mustafa sarp bile rakip ceza sahasına yaklaşmak için ondan daha çok fırsat buldu...
maç bitince televizyonu kapatıp çakır kafayla benzinciye bira almaya çıktım hemen, o yüzden maçtan sonra kim ne dedi dinleyemedim. o yüzden bu lafı rıdvan'ın çıkartmış olmasından ince ince kıllanıyorum... bi döndüm eve ki elano'ya yeşilçam dayağı atılmış gibi bi durum var. ben maçı bi daha izleyecem lig tv'den, ondan sonra daha kesin konuşurum ama 90 dakika çok sıkı tutulan elano'nun markajdan bi türlü sıyrılamamasına hayıflanıyodum ben; şimdi pas gelmedi denmesi tuhaf geldi.
hasılı; bu adam çok değerli galatasaray için, orası zaten geldiğinden beri biliniyor. brezilya'da devamlı oynayabilmek için bur'da olduğu da aşikar zaten ama; telaşa mahal yok, işini ve giydiği formayı en az kewell kadar ciddiye alıyor. 2. yarıdan önceki kamp döneminin de katkısıyla, tıpkı kewell gibi; yüzünü görmek güven veriyor olacak.
valla dürüst olayım; ben adamı manchester city'den beri biliyorum, shakhtar'da n'aptı hiç bi' fikrim yok. brezilya'daki görevi de tamamen kategori dışı, ondan da bi ara etraflıca bahsetmek lazım. benim gördüğüm kadarıyla forvet arkasından çok, orta saha oyuncusu elano. yani yaptığı şey dribling değil; top saklama. topu şut/orta/pas yoluyla ayağından çıkarma konusunda virtüöz, orası malum ama dribling dedin mi topu kaptırmayacak kadar hakim topa sadece.
19 aralık 2009 gençlerbirliği galatasaray maçı'nda savunmamız çoğumuzun beklemediği şekilde önde kuruluydu. maç başlamadan önce mi bu şekilde kararlaştırıldı, yoksa maç sırasında mustafa ve mehmet'ten bi türlü top çıkmadığını gören elano "iş başa düştü yine" diye düşünerek mi insiyatif kullandı bilemiyorum; forvet arkası olarak değil, rakip kaleye ön liberolarla eşit uzaklıkta oynadı. onlarla beraber pres yaptı, hatta rakip topla gelirken onlardan çok ayak soktu topa.
ben sözlüğe geleli 2-3 gün oldu, o yüzden henüz belirtmiş değilim; ben de geçtiğimiz 2-3 maçta elano'nun pas alamamasına hayret ediyordum. ama bu maçta millet bi şekilde kafayı yiyip adama kasten pas verilmediğinden falan bahsediyor. adam ön libero bölgesinde çırpınıyordu abi; maç boyunca bi kez olsun boş görmedim ki ben adamı, 2 rakip ön libero + yarı orta saha/yarı forvet oynayan bi brezilyalı'nın arasında geçirdi maçı. hatta bi ara mustafa sarp bile rakip ceza sahasına yaklaşmak için ondan daha çok fırsat buldu...
maç bitince televizyonu kapatıp çakır kafayla benzinciye bira almaya çıktım hemen, o yüzden maçtan sonra kim ne dedi dinleyemedim. o yüzden bu lafı rıdvan'ın çıkartmış olmasından ince ince kıllanıyorum... bi döndüm eve ki elano'ya yeşilçam dayağı atılmış gibi bi durum var. ben maçı bi daha izleyecem lig tv'den, ondan sonra daha kesin konuşurum ama 90 dakika çok sıkı tutulan elano'nun markajdan bi türlü sıyrılamamasına hayıflanıyodum ben; şimdi pas gelmedi denmesi tuhaf geldi.
hasılı; bu adam çok değerli galatasaray için, orası zaten geldiğinden beri biliniyor. brezilya'da devamlı oynayabilmek için bur'da olduğu da aşikar zaten ama; telaşa mahal yok, işini ve giydiği formayı en az kewell kadar ciddiye alıyor. 2. yarıdan önceki kamp döneminin de katkısıyla, tıpkı kewell gibi; yüzünü görmek güven veriyor olacak.
