14451
sahadan ayrılmadan formasını çıkarıp tugay'a verdiği an hala dün gibi aklımda. o gün tribündeydim ve seneler geçti hiç unutamadım. sezonlar geçti, kimler geldi kimler geçti ama maç öncesi tribüne çağırırken, oyuna girerken, gol attığında hiçbir zaman eskisi kadar sevinemediğimi fark ettim. kendimi de bu yüzden sorguladım hatta "aptal mısın oğlum sen? senin kaptanın o, hadi onu geçtim adam arman için mücadele ediyor. tavrın, tribin kime?" diye. ama gördüm ki üzerinden yıllar da geçse içimde yenemediğim bazı şeyler vardı. tabi bu düşüncemi özellikle son yıllardaki fiyat/performans durumu da hep güçlü tuttu...
sadede gelirsem uzun lafın kısası; selçuk inan, türk futboluna damga vurmuş, galatasaray futbol takımı tarihine adını yazdırmış bir futbolcu olarak futbolu, galatasaray'da bırakmalı çünkü onun evi burası. tahmin ediyorum ki yönetim de uygun mali kriterlerle sözleşmesini güncelleyip selçuk'un güzel bir sonla futbola burada veda etmesini sağlayacaktır. bundan sonrası için futbol anlamında büyük beklentilerim yok ama kullanmasını bildiğimiz takdirde (burada en önemli olan yine ekonomik olarak uygun kriterlerle) belli maçlar özelinde performans sergileyebileceğini de düşünüyorum.
sadede gelirsem uzun lafın kısası; selçuk inan, türk futboluna damga vurmuş, galatasaray futbol takımı tarihine adını yazdırmış bir futbolcu olarak futbolu, galatasaray'da bırakmalı çünkü onun evi burası. tahmin ediyorum ki yönetim de uygun mali kriterlerle sözleşmesini güncelleyip selçuk'un güzel bir sonla futbola burada veda etmesini sağlayacaktır. bundan sonrası için futbol anlamında büyük beklentilerim yok ama kullanmasını bildiğimiz takdirde (burada en önemli olan yine ekonomik olarak uygun kriterlerle) belli maçlar özelinde performans sergileyebileceğini de düşünüyorum.