8
yugoslav ve afrika kökenli futbolculara alışık olan bünyeleri, sadece saçlarıyla heyecanlandırabilecek olan vennison ve kadim kankası saunders ile birlikte; souness getirmişti bu futbolcuyu britanyadan. o zaman "ara-p-ası atkinson mı daha iyi yoksa saunders mı?" şeklinde mahallede kavgaya tutuştuğumuzu hatırlıyorum. kariyer olarak bakıldığında, saunders çok daha iyi ve önemli bir futbolcuydu. fakat hayrettin, buna izin veremezdi, değil mi?
neyse, her unutulan serisinde olduğu gibi, unuttuğumu kanıtlarcasına, gene bıraktık mike marsh'ı, başka şeyler anlatmaya başladık. hatırladığım babamın "tugay varken, buna ne gerek var?" sözüydü. galiba, galatasaray yönetimi ilk defa babamı dinledi ki, adamı bir iki hafta sonra gönderdiler. gerçi babama kalsa, capone arka direkte çok gol atıyor diye, galatasaray'da hala oynaması gerekiyor. haksız da sayılmaz, sabri'yi düşününce.
ingiliz taifasından ilk giden olması, unutturdu. fakat birazcık araştırma yaptığımda, liverpool'da 100 maça çıkmış, 6 gol atmış. fena bir kariyer sayılmaz. west ham, zamanının coventry city'si (fifa 98 sevenlere bol bol selam, southampton'daki le tissier'e devam) gibi takımlar da var cv'sinde. liverpool'un sitesinde, mike marsh için şu yorumlara yer verilmiş:
despite his obvious quality, marsh couldn't hold down a regular place in his favoured central midfield role and was sold by souness along with david burrows to west ham united in 1993 in a swap deal for julian dicks.
yani, "gözle görülür kalitesine rağmen, orta sahanın göbeğinde oynayabilecek kadar düzenli yer bulamadı ve souness tarafından, west ham'dan julian dicks takasında kullanıldı vs .." along with ne demekti ya? bu prepositionlu bağlaçlardan nefret ediyorum.
bu şekilde bağlayalım. gönüller hoş olsun.
http://ohabeprekazi.blogspot.com/...ar-6-mike-marsh.html
neyse, her unutulan serisinde olduğu gibi, unuttuğumu kanıtlarcasına, gene bıraktık mike marsh'ı, başka şeyler anlatmaya başladık. hatırladığım babamın "tugay varken, buna ne gerek var?" sözüydü. galiba, galatasaray yönetimi ilk defa babamı dinledi ki, adamı bir iki hafta sonra gönderdiler. gerçi babama kalsa, capone arka direkte çok gol atıyor diye, galatasaray'da hala oynaması gerekiyor. haksız da sayılmaz, sabri'yi düşününce.
ingiliz taifasından ilk giden olması, unutturdu. fakat birazcık araştırma yaptığımda, liverpool'da 100 maça çıkmış, 6 gol atmış. fena bir kariyer sayılmaz. west ham, zamanının coventry city'si (fifa 98 sevenlere bol bol selam, southampton'daki le tissier'e devam) gibi takımlar da var cv'sinde. liverpool'un sitesinde, mike marsh için şu yorumlara yer verilmiş:
despite his obvious quality, marsh couldn't hold down a regular place in his favoured central midfield role and was sold by souness along with david burrows to west ham united in 1993 in a swap deal for julian dicks.
yani, "gözle görülür kalitesine rağmen, orta sahanın göbeğinde oynayabilecek kadar düzenli yer bulamadı ve souness tarafından, west ham'dan julian dicks takasında kullanıldı vs .." along with ne demekti ya? bu prepositionlu bağlaçlardan nefret ediyorum.
bu şekilde bağlayalım. gönüller hoş olsun.
http://ohabeprekazi.blogspot.com/...ar-6-mike-marsh.html