5
bana göre komplo teorisi; takım olma ruhu, tecrübe, güzel oyun, stresi yönetebilmek, karakteri büyük futbolculara sahip olmak, iyi ve işi bilen kurt bir teknik adama sahip olmak, gerektiğinde masaya yumruğunu vurabilen ya da işini bilen yöneticilere sahip olmak, ilahi adalet( inanırım ), camianın tüm yüreğiyle istemesi, sinerji, karma etkisi vs. uzar gider... futbolu fifa, pes, fifa menajer gibi oyunlardan ibaret görmek tamamen yanlıştır zaten, dinamizmi çok fazla olan bir oyun, futbolun sadece futbol olmadığını bilenlerdenim ayrıca... bu konulara girmek istemiyorum... benim anlatmak istediğim; bir futbol topu, 3 direk arası kale, 22 futbolcu, teknik heyetler, taraftarlar ve dış etken olarak yöneticiler...
3 temmuz şike sürecini bilmeyenimiz yoktur herhalden. türkiye ile bağı olan herkes bir şekilde duymuştur. üniversitede bölüme devam ederken; çok koyu fenerbahçe taraftarı, gfb üni başkanı çok samimi olmasa da, ayak üstü veya aynı bölümde olduğumuz için cafede karşılaşınca arkadaş grupları ile sohbet ettiğim bir arkadaşım vardı. ne zaman kendinle aynı ortamda olsam; hep bir şekilde konuyu fenerbahçe ve şikeye getirirdi. bir keresinde anlatıyor; cumhurbaşkanı'nın oğlu helikopter ihalesine katılmış da, yok sonra aziz yıldırım'da katılınca düşman olmuşlar, o yüzden kumpas kurmuşlar falan... ama; öyle bir anlatıyor ki gerile gerile, adamı tanımasam mit'den sanacağım, o derece... sonra aradan bir kaç ay geçti başka bir hikaye anlattı... bir sene geçti, bu kez başka bir hikaye anlattı falan... en son dayanamadım, kolay kolay da anlatılan hiçbir şeyi unutmam; ulan dedim sürekli hikaye anlatıyorsun, hiçbiri birbirini tutmuyor, bari kendi içinde tutarlı ol dedim. baktım, savunmaya falan geçti, öyle demedim dedi, beni suçladı falan.. yahu de ki en başta; ben şikeye inanmıyorum, kumpas falan... olsun bitsin... niye altını doldurma çabasına giriyorsun ki; çünkü vicdanının bir tarafı ile inanıyorken, diğer tarafı ile bastırıyorsun işte...
yine bölümden nasıl denk geldim bilmiyorum ama, 3- 5 fenerli arkadaşla cafede oturuyoruz, bu konuyu kendi fenerli kuzenlerim ile de çokça tartiştığım oldu ayrıca... şöyle bir konu geçti; neymişte fenerbahçe'ye son haftada 3 şampiyonluk kaybettirilmiş. biri malum denizli faciası, biri 2-2 faciası, diğeri de süper final sezonunda bizle olan final maçı... içlerinden en koyusu; o kadar konuyu saptırıyor ki, hadi denizli ve süper finali anlarsın çünkü rekabet bizimleydi de... adam bursaspor ile yarıştıkları sezon kaybettiği şampiyonluğu, neymişte son hafta trabzonspor - bursaspor- galatasaray; fenerbahçe'ye şampiyonluğu kaybettirmek için hükümet ile birlikte lige heyecan getirebilmek adına anlaştığından kaybetmişler...
kusura bakmayın da; bizim sözlükte başlığı açıldığı ve bence tuhaf teorilerle desteklendiği için dayanamayıp yazmak istedim... arkadaşım; futbol topu yuvarlaktır, atanın da tutanın da iyiyse bir şekilde kazanırsın... bu işin lamı cimi yok... hea o topun canı ister, kaleden girmezse yapacak bir şey yok... daha bu hafta 17 mart 2019 kayserispor başakşehir maçında 40 tane şutun başakşehir adına gol girmemesi, visca gibi bir adamın karşı karşıya 15 şut kaçırması, başakşehir'in sol bekinin ve gökhan inler'in direkten dönen topları; 09-10 sezonu son haftası fenerbahçe- trabzonspor maçında, belki de türkiye ligi tarihinin en iyi iç saha performansını gösteren fenerbahçe'nin 4 topunun direkten dönmesi, sayısız şutunu onur kıvrak'ın kurtarması; fenerbahçe'nin denizli faciasında appiah'ın direkten dönen topu vs. uzar gider... bunların hiç birisi absürd komplo teorileriyle değil de ,belki de entrymin başında yazdığım gerekçelerde ki gibi '' kalk appiah allah'ın dediği olur'' daki ilahi adaletin tecellisiyle, şampiyonluk psikolojisini kaldıramayan futbolcularla, sinerji eksikliğiyle, başarmaya olan inancın yetersizliğiyle vs. açıklanabilir, belki bilemeyeceğim...
ha bunun haricinin olabilmesi için devreye tek bir şeyin girmesi lazım; hepinizin malumu '' şike ''... bir santraforu ayartırsan bilerek dışarı atarsa, bir kaleciyi ayartırsan bilerek tutmazsa, belki de bir savunma oyuncusunu ayartıp kendi kalesine attırırsan veya hakemi satın alıp, üfürükten yönettirirsen veya rakibin başkanlarını ayartıp namusunu satın alırsan yine sonucu bir şekilde etkilersin... ligin bir yerlerine bile koyabilirsin; ama eninde sonunda sonuçlarına da misliyle katlanmak zorunda kalırsın...
3 temmuz şike sürecini bilmeyenimiz yoktur herhalden. türkiye ile bağı olan herkes bir şekilde duymuştur. üniversitede bölüme devam ederken; çok koyu fenerbahçe taraftarı, gfb üni başkanı çok samimi olmasa da, ayak üstü veya aynı bölümde olduğumuz için cafede karşılaşınca arkadaş grupları ile sohbet ettiğim bir arkadaşım vardı. ne zaman kendinle aynı ortamda olsam; hep bir şekilde konuyu fenerbahçe ve şikeye getirirdi. bir keresinde anlatıyor; cumhurbaşkanı'nın oğlu helikopter ihalesine katılmış da, yok sonra aziz yıldırım'da katılınca düşman olmuşlar, o yüzden kumpas kurmuşlar falan... ama; öyle bir anlatıyor ki gerile gerile, adamı tanımasam mit'den sanacağım, o derece... sonra aradan bir kaç ay geçti başka bir hikaye anlattı... bir sene geçti, bu kez başka bir hikaye anlattı falan... en son dayanamadım, kolay kolay da anlatılan hiçbir şeyi unutmam; ulan dedim sürekli hikaye anlatıyorsun, hiçbiri birbirini tutmuyor, bari kendi içinde tutarlı ol dedim. baktım, savunmaya falan geçti, öyle demedim dedi, beni suçladı falan.. yahu de ki en başta; ben şikeye inanmıyorum, kumpas falan... olsun bitsin... niye altını doldurma çabasına giriyorsun ki; çünkü vicdanının bir tarafı ile inanıyorken, diğer tarafı ile bastırıyorsun işte...
yine bölümden nasıl denk geldim bilmiyorum ama, 3- 5 fenerli arkadaşla cafede oturuyoruz, bu konuyu kendi fenerli kuzenlerim ile de çokça tartiştığım oldu ayrıca... şöyle bir konu geçti; neymişte fenerbahçe'ye son haftada 3 şampiyonluk kaybettirilmiş. biri malum denizli faciası, biri 2-2 faciası, diğeri de süper final sezonunda bizle olan final maçı... içlerinden en koyusu; o kadar konuyu saptırıyor ki, hadi denizli ve süper finali anlarsın çünkü rekabet bizimleydi de... adam bursaspor ile yarıştıkları sezon kaybettiği şampiyonluğu, neymişte son hafta trabzonspor - bursaspor- galatasaray; fenerbahçe'ye şampiyonluğu kaybettirmek için hükümet ile birlikte lige heyecan getirebilmek adına anlaştığından kaybetmişler...
kusura bakmayın da; bizim sözlükte başlığı açıldığı ve bence tuhaf teorilerle desteklendiği için dayanamayıp yazmak istedim... arkadaşım; futbol topu yuvarlaktır, atanın da tutanın da iyiyse bir şekilde kazanırsın... bu işin lamı cimi yok... hea o topun canı ister, kaleden girmezse yapacak bir şey yok... daha bu hafta 17 mart 2019 kayserispor başakşehir maçında 40 tane şutun başakşehir adına gol girmemesi, visca gibi bir adamın karşı karşıya 15 şut kaçırması, başakşehir'in sol bekinin ve gökhan inler'in direkten dönen topları; 09-10 sezonu son haftası fenerbahçe- trabzonspor maçında, belki de türkiye ligi tarihinin en iyi iç saha performansını gösteren fenerbahçe'nin 4 topunun direkten dönmesi, sayısız şutunu onur kıvrak'ın kurtarması; fenerbahçe'nin denizli faciasında appiah'ın direkten dönen topu vs. uzar gider... bunların hiç birisi absürd komplo teorileriyle değil de ,belki de entrymin başında yazdığım gerekçelerde ki gibi '' kalk appiah allah'ın dediği olur'' daki ilahi adaletin tecellisiyle, şampiyonluk psikolojisini kaldıramayan futbolcularla, sinerji eksikliğiyle, başarmaya olan inancın yetersizliğiyle vs. açıklanabilir, belki bilemeyeceğim...
ha bunun haricinin olabilmesi için devreye tek bir şeyin girmesi lazım; hepinizin malumu '' şike ''... bir santraforu ayartırsan bilerek dışarı atarsa, bir kaleciyi ayartırsan bilerek tutmazsa, belki de bir savunma oyuncusunu ayartıp kendi kalesine attırırsan veya hakemi satın alıp, üfürükten yönettirirsen veya rakibin başkanlarını ayartıp namusunu satın alırsan yine sonucu bir şekilde etkilersin... ligin bir yerlerine bile koyabilirsin; ama eninde sonunda sonuçlarına da misliyle katlanmak zorunda kalırsın...