421
acayip ihmal ettiğim mekan:
(bkz: kenshi)
beta zamanlarında aldıydım oyunu. beta sürümü olduğundan haberdar değildim :( sabrettim ve meyvesini verdi. postapocalyptic bir dönem ama hangi dünya bilemiyoruz. yani şöyle söyleyeyim gece olduğunda gökte bi kaç gezegen görünüyor :/ ve çelik üretimi yapabilmem için antik çağ kitaplarına ihtiyacım var :/ başa alayım mevzuyu. survival bir şekilde başlıyoruz. aklınız varsa yük taşıyan bir hayvanatla başlarsınız. elimizde sadece bir adet kazma var. bu hayvanı beslemek lazım kendimizi de beslemek lazım, ölmemek lazım. çöl gibi bir yerde başlatıyor bu yük taşıyan hayvanlıyı seçtiğimizde. hemen yanımızda da köle ticareti yapan bir şehir var. velhasıl el kelam bazı tehlikeler de var: aç haydutlar gördükleri an saldırırlar, insan avcıları eğer güçsüzseniz saldırırlar ve sizi köle yaparlar, dev böcekler genelde saldırırlar, samuraylar şehirn askerleri hesapta sizi korurlar. neden hesapta söylicem. neyse copper kazmaya başladık. malları yüklendikçe şehre gidip yiyecek aldık bir şekilde kolu bacaği kaybetmeden 3 5 kuruşumuz oldu. bir kısmını yemeğe harcadık ki hayvanat da hayvan gibi yemekte. köle pazarından bir köle aldık save/load yaparak kölelikten azad olarak grubumuza katıldı. 3 falan derken 5 kişi olduk. demir madeninin yanına demir işleme atöylesini ve rüzgar gülünü kurduk. çıkardığımız demirden inşaat malzemesi olarak kullanılan demiri işledik ve aynı şekilde taş ocağından building materyal yaptık. şehir kapısı ve duvarları inşaa ederek götü kollar gibi olduysak da kapıyı kilitleyip şehre gidip mal satmak en iyisi çünkü 5 götü boklu elemanla savunamayız hiçbir yeri. gel zaman git zaman paranın mına koya koya şehrimizi geliştirdik ve samuray ibneleri vergi toplamaya başladılar. onu da hallettik. ama bu kurak çöl mekanda yemek yetiştirme işine girişemiyoruz. bereket dev böcekleri şehrimizin sabit crossbowlarına konuşlandırdığımız elemanlarla öldürüp içlerinden çıkan yüklü miktardaki bozuk eti hayvanlarımıza yedirebilir olduk da istihkakımıza ortak olmaktan çıktılar. şansımıza manhunterlar delirip saldırdılar. iyi de oldu alayını hacamat ettik oklarımız ve savunmamız sayesinde zira kıyafetleri ve silahları muazzam. lakin bi sıkıntı var manhunterlar noırmalde saldırmazlar ancak kıyafetlerini giydiğimiz için bizi vay taklitçi ibneler diye belleyip saldırma durumları oluyor. mevzu basit adamlar yaklaşırken kıyafetleri çıkarıyoruz :( köle pazarından adam devşiremez olduk artık. kolsuz bacaksız tipler var. artık göçme vakti geliyordu buralardan. bereketli topraklara holyland'e gitme planımız hep vardı. holyland'de şöyle bi sıkıntı var kadın elemanı yalnız göndermeyecen zira adamlar biraz yobaz. bi de robotumsu elemanları (kolu bacağı olmayan köleleri alıp mekanik kol taktırmıştık) şeytan belleyip saldırıyorlar. zaten ibne samuraylara para bayılmaktan bıkmıştım. ibneler çünkü kapıma dayanan adamları sallamayıp koruma vergisi alan bir avuç mafya mklarım. neyse göçe başladık. mekana yaklaşırken robot bacaklı bi elemanı da azad ettim dedim anca gidersin. bereketli topraklara vardık. yeni şehrimizi inşa ettik. arada paladinler ziyaret ediyor. bi tane eleman var gel diyor dua edicez. dua etmezsen ya da dua sırasında satanist muhabbetler edersen savaş ilan ediyor. duada bi sıkıntı yok eleman zaten kutsal kitap da veriyor. duayı ediyoruz gidiyoruz rutini bu amcanın. haftada bir geliyor ordusuyla dua ediyoruz gönderiyoruz. paramıza para kattık. tarıma başladık. üretim hızla gidiyor. 20 kişi olduk. köyümüze saldıran bir ninja ordusunu parasını vererek 1 haftalığına tuttuğumuz paralı askerlerle de olsa hacamat ettik. kılıç üretimine başladık ama ninjaların kılıçları muazzam. grubun yarısı manhunter kıyafetinde (holyland'de manhunter yok kafamız rahat) yarısı ise ninja. yakındaki şehirlerden de (buralarda kölelik yasak) maceraperestleri yine parasıyla topladık gurubumuza kattık. artık teknolojide ilerlemek lazım. çelikten silahlar kıyafetler yapmak lazım. mekanı da bulduk uzak ama örümcek kaynıyor anasını satim. sağlam bir orduyla gitmek lazım. gidince anlatırım gerisini. tavsiye olunur. betadayken ucuzdu tabi şimdi 50-100 tl arası bişi olması lazım steamde.
(bkz: elite dangerous)
daha önce yazdıydım bu oyunla ilgili. 2 senedir yenilikler var. öncelikle nihayet uzaylı ırk targoitlerle tanıştık. bir de madencilik değişti gelişti. herhalde 3 senedir oynuyorum. 1 haftada madencilikten 3 senede kazandığım parayı kazandım. oyunu sıkılıp bırakmışlar varsa tavsiye ederim. feysbukta da elite dangerous türkiye grubuna gelirseniz adamlar her türlü yardımcı oluyorlar.
(bkz: gta v online)
burda da yenilikler var. gece kulübümüz var artık. heyvanlar gibi dans ediyoruz ama bir taraftan da: varsa kokain esrar meth silah ve sahte para üretiminiz hiç hammadde taşımadan kulüpte bu saydığım tükkanlardan üretim yapıyor ve dağıtımından para geliyor. ancak asıl para crate görevlerinde. 2 warehouse varsa 3 dakikalık bekleme olayı da çöpe gidiyor ve seri bir şekilde malları toplayıp satabiliyorsunuz.
şimdilik bunları dönüşerek oynuyorum. bi de total war attila oynuyorum ki orda da saksonlarla seviyeli bi ilişkimiz var. 3 bölge fetih esası var. yani bir valilik merkezi artı 2 bölge. bu 3 bölge 3 farklı uygarlığın da elinde olabilir ancak genişleme niyetine girdiğinizde 3 bölgeyi de fethetme politikanız olsun. zira bazen sadece bir bölgede hamam ve türevi binalar ekleyip diğer bölgelerdeki gelişimden doğan kirlilik ve vebayı bertaraf edebilirsiniz. doğu roma'yı aldıydım ilk ama yüksek dağın dumanı da pek oluyor. her yerde isyan savaş dedim bunlarla uğraşılmaz. saksonları aldım. ufak olsun bizim olsun. güney ve orta ingiltereyi aldım. başta hunlarla aram iyiydi ama genişleyince papaz olduk. henüz üzerime gelmiyorlar ben de batı romayı istila ediyorum 3'er bölge 3'er bölge. taktiğimiz istila et, dönüştür, geliştir, savun, istila et. şimdilik bi sıkıntı yok ama gerçi attila da 3 yaşında falan hala. bir de senatoyu çok ele geçirmemek lazım içerde. handen çok kuvvetli olursa ekonomi batıyor çok güçsüz olursa iç savaşa kadar yolu var.
hayat böyle işte. 1 tanesiyle yetinmiyoruz.
(bkz: kenshi)
beta zamanlarında aldıydım oyunu. beta sürümü olduğundan haberdar değildim :( sabrettim ve meyvesini verdi. postapocalyptic bir dönem ama hangi dünya bilemiyoruz. yani şöyle söyleyeyim gece olduğunda gökte bi kaç gezegen görünüyor :/ ve çelik üretimi yapabilmem için antik çağ kitaplarına ihtiyacım var :/ başa alayım mevzuyu. survival bir şekilde başlıyoruz. aklınız varsa yük taşıyan bir hayvanatla başlarsınız. elimizde sadece bir adet kazma var. bu hayvanı beslemek lazım kendimizi de beslemek lazım, ölmemek lazım. çöl gibi bir yerde başlatıyor bu yük taşıyan hayvanlıyı seçtiğimizde. hemen yanımızda da köle ticareti yapan bir şehir var. velhasıl el kelam bazı tehlikeler de var: aç haydutlar gördükleri an saldırırlar, insan avcıları eğer güçsüzseniz saldırırlar ve sizi köle yaparlar, dev böcekler genelde saldırırlar, samuraylar şehirn askerleri hesapta sizi korurlar. neden hesapta söylicem. neyse copper kazmaya başladık. malları yüklendikçe şehre gidip yiyecek aldık bir şekilde kolu bacaği kaybetmeden 3 5 kuruşumuz oldu. bir kısmını yemeğe harcadık ki hayvanat da hayvan gibi yemekte. köle pazarından bir köle aldık save/load yaparak kölelikten azad olarak grubumuza katıldı. 3 falan derken 5 kişi olduk. demir madeninin yanına demir işleme atöylesini ve rüzgar gülünü kurduk. çıkardığımız demirden inşaat malzemesi olarak kullanılan demiri işledik ve aynı şekilde taş ocağından building materyal yaptık. şehir kapısı ve duvarları inşaa ederek götü kollar gibi olduysak da kapıyı kilitleyip şehre gidip mal satmak en iyisi çünkü 5 götü boklu elemanla savunamayız hiçbir yeri. gel zaman git zaman paranın mına koya koya şehrimizi geliştirdik ve samuray ibneleri vergi toplamaya başladılar. onu da hallettik. ama bu kurak çöl mekanda yemek yetiştirme işine girişemiyoruz. bereket dev böcekleri şehrimizin sabit crossbowlarına konuşlandırdığımız elemanlarla öldürüp içlerinden çıkan yüklü miktardaki bozuk eti hayvanlarımıza yedirebilir olduk da istihkakımıza ortak olmaktan çıktılar. şansımıza manhunterlar delirip saldırdılar. iyi de oldu alayını hacamat ettik oklarımız ve savunmamız sayesinde zira kıyafetleri ve silahları muazzam. lakin bi sıkıntı var manhunterlar noırmalde saldırmazlar ancak kıyafetlerini giydiğimiz için bizi vay taklitçi ibneler diye belleyip saldırma durumları oluyor. mevzu basit adamlar yaklaşırken kıyafetleri çıkarıyoruz :( köle pazarından adam devşiremez olduk artık. kolsuz bacaksız tipler var. artık göçme vakti geliyordu buralardan. bereketli topraklara holyland'e gitme planımız hep vardı. holyland'de şöyle bi sıkıntı var kadın elemanı yalnız göndermeyecen zira adamlar biraz yobaz. bi de robotumsu elemanları (kolu bacağı olmayan köleleri alıp mekanik kol taktırmıştık) şeytan belleyip saldırıyorlar. zaten ibne samuraylara para bayılmaktan bıkmıştım. ibneler çünkü kapıma dayanan adamları sallamayıp koruma vergisi alan bir avuç mafya mklarım. neyse göçe başladık. mekana yaklaşırken robot bacaklı bi elemanı da azad ettim dedim anca gidersin. bereketli topraklara vardık. yeni şehrimizi inşa ettik. arada paladinler ziyaret ediyor. bi tane eleman var gel diyor dua edicez. dua etmezsen ya da dua sırasında satanist muhabbetler edersen savaş ilan ediyor. duada bi sıkıntı yok eleman zaten kutsal kitap da veriyor. duayı ediyoruz gidiyoruz rutini bu amcanın. haftada bir geliyor ordusuyla dua ediyoruz gönderiyoruz. paramıza para kattık. tarıma başladık. üretim hızla gidiyor. 20 kişi olduk. köyümüze saldıran bir ninja ordusunu parasını vererek 1 haftalığına tuttuğumuz paralı askerlerle de olsa hacamat ettik. kılıç üretimine başladık ama ninjaların kılıçları muazzam. grubun yarısı manhunter kıyafetinde (holyland'de manhunter yok kafamız rahat) yarısı ise ninja. yakındaki şehirlerden de (buralarda kölelik yasak) maceraperestleri yine parasıyla topladık gurubumuza kattık. artık teknolojide ilerlemek lazım. çelikten silahlar kıyafetler yapmak lazım. mekanı da bulduk uzak ama örümcek kaynıyor anasını satim. sağlam bir orduyla gitmek lazım. gidince anlatırım gerisini. tavsiye olunur. betadayken ucuzdu tabi şimdi 50-100 tl arası bişi olması lazım steamde.
(bkz: elite dangerous)
daha önce yazdıydım bu oyunla ilgili. 2 senedir yenilikler var. öncelikle nihayet uzaylı ırk targoitlerle tanıştık. bir de madencilik değişti gelişti. herhalde 3 senedir oynuyorum. 1 haftada madencilikten 3 senede kazandığım parayı kazandım. oyunu sıkılıp bırakmışlar varsa tavsiye ederim. feysbukta da elite dangerous türkiye grubuna gelirseniz adamlar her türlü yardımcı oluyorlar.
(bkz: gta v online)
burda da yenilikler var. gece kulübümüz var artık. heyvanlar gibi dans ediyoruz ama bir taraftan da: varsa kokain esrar meth silah ve sahte para üretiminiz hiç hammadde taşımadan kulüpte bu saydığım tükkanlardan üretim yapıyor ve dağıtımından para geliyor. ancak asıl para crate görevlerinde. 2 warehouse varsa 3 dakikalık bekleme olayı da çöpe gidiyor ve seri bir şekilde malları toplayıp satabiliyorsunuz.
şimdilik bunları dönüşerek oynuyorum. bi de total war attila oynuyorum ki orda da saksonlarla seviyeli bi ilişkimiz var. 3 bölge fetih esası var. yani bir valilik merkezi artı 2 bölge. bu 3 bölge 3 farklı uygarlığın da elinde olabilir ancak genişleme niyetine girdiğinizde 3 bölgeyi de fethetme politikanız olsun. zira bazen sadece bir bölgede hamam ve türevi binalar ekleyip diğer bölgelerdeki gelişimden doğan kirlilik ve vebayı bertaraf edebilirsiniz. doğu roma'yı aldıydım ilk ama yüksek dağın dumanı da pek oluyor. her yerde isyan savaş dedim bunlarla uğraşılmaz. saksonları aldım. ufak olsun bizim olsun. güney ve orta ingiltereyi aldım. başta hunlarla aram iyiydi ama genişleyince papaz olduk. henüz üzerime gelmiyorlar ben de batı romayı istila ediyorum 3'er bölge 3'er bölge. taktiğimiz istila et, dönüştür, geliştir, savun, istila et. şimdilik bi sıkıntı yok ama gerçi attila da 3 yaşında falan hala. bir de senatoyu çok ele geçirmemek lazım içerde. handen çok kuvvetli olursa ekonomi batıyor çok güçsüz olursa iç savaşa kadar yolu var.
hayat böyle işte. 1 tanesiyle yetinmiyoruz.