343
inter'in klasik bir aralık çöküşü vardır. takım ne kadar dolu dizgin giderse gitsin aralık ayında çöküşe geçer. bu sezon bu çöküş aralıktan ocağa doğru kaydı. sassuolo beraberliği, torino yenilgisi, lazio'ya italya kupası'nda eleniş arka arkaya geldi ve bir başka inter klasiği meydana çıktı: hocanın sorgulanışı.
haberler der ki inter yönetimi spalletti'ye sezon sonunda ya bir kupa getirirsin ya da seni kovarız, demiş. italya kupası'ndan elenmiş, ligde juve'den 20'ye yakın puan farkı yemişken bahsedilen kupa avrupa ligi oluyor galiba.
şu anki durumla ilgili spalletti'yi de çok suçlayamıyorum doğrusu. icardi dallaması aşufte karısıyle birlikte sözleşme uzatma pazarlığını medyanın önünde alenen yaparken ve formunun dibindeyken, perisic "arsenal'e gidecem" diye tutturmuş ve takımla idmana bile çıkmamışken, takımın sonradan sonraya en iyi oyuncularından biri olan keita da sakatken spalletti ne yapsın? kendisine naçizane atfedebileceğim tek suçlama politano takıntısı olur. bu sezon kuşkusuz ki takımın en üretken ismi olan bu çocuğu neredeyse her maç son on beş, yirmi dakika kala oyundan almasına bir türlü anlam veremiyorum.
onun dışında spalletti'nin sevapları çok. çok iyi bir tandem kurdu: skriniar-de vrij (seneye buraya bir de godin gelecek ki anam anam). neredeyse üç kuruşa sevilla'ya gönderilecek olan brozovic'i registaya çekip hem takımın hem de hırvatistan'ın vazgeçilmezi yaptı. çöp gözüyle bakılan ve elden çıkartmak için gün sayılan joao mario'yu ilk 11'e monte etti. etmesi de mecburiydi çünkü nainggolan bitmiş. tamam büyük sakatlık geçirdi filan ama kafası başka yerlerde herifin. takımı baltalayan bir diğer durum ise vrsaljko'nun müzmin sakatlığı idi. adam sağlam olsa atletico bırakır mıydı zaten?
yine de olağanüstü bir başarı sergilenmediği sürece (avrupa ligi şampiyonluğu gibi) sezon sonu splalletti gider. adaylar ise çokça: conte, mourinho, simeone. milan veya roma neyse de inter'e gitmez bence conte çünkü gittiği an juve'yle tüm bağlarını koparır. simeone de ayrılacak gibi durmuyor ateltico'dan. geriye kalıyor mou. o da spalletti'den sonra ileriye mi yoksa geriye mi gidiş olur bilmiyorum.
haberler der ki inter yönetimi spalletti'ye sezon sonunda ya bir kupa getirirsin ya da seni kovarız, demiş. italya kupası'ndan elenmiş, ligde juve'den 20'ye yakın puan farkı yemişken bahsedilen kupa avrupa ligi oluyor galiba.
şu anki durumla ilgili spalletti'yi de çok suçlayamıyorum doğrusu. icardi dallaması aşufte karısıyle birlikte sözleşme uzatma pazarlığını medyanın önünde alenen yaparken ve formunun dibindeyken, perisic "arsenal'e gidecem" diye tutturmuş ve takımla idmana bile çıkmamışken, takımın sonradan sonraya en iyi oyuncularından biri olan keita da sakatken spalletti ne yapsın? kendisine naçizane atfedebileceğim tek suçlama politano takıntısı olur. bu sezon kuşkusuz ki takımın en üretken ismi olan bu çocuğu neredeyse her maç son on beş, yirmi dakika kala oyundan almasına bir türlü anlam veremiyorum.
onun dışında spalletti'nin sevapları çok. çok iyi bir tandem kurdu: skriniar-de vrij (seneye buraya bir de godin gelecek ki anam anam). neredeyse üç kuruşa sevilla'ya gönderilecek olan brozovic'i registaya çekip hem takımın hem de hırvatistan'ın vazgeçilmezi yaptı. çöp gözüyle bakılan ve elden çıkartmak için gün sayılan joao mario'yu ilk 11'e monte etti. etmesi de mecburiydi çünkü nainggolan bitmiş. tamam büyük sakatlık geçirdi filan ama kafası başka yerlerde herifin. takımı baltalayan bir diğer durum ise vrsaljko'nun müzmin sakatlığı idi. adam sağlam olsa atletico bırakır mıydı zaten?
yine de olağanüstü bir başarı sergilenmediği sürece (avrupa ligi şampiyonluğu gibi) sezon sonu splalletti gider. adaylar ise çokça: conte, mourinho, simeone. milan veya roma neyse de inter'e gitmez bence conte çünkü gittiği an juve'yle tüm bağlarını koparır. simeone de ayrılacak gibi durmuyor ateltico'dan. geriye kalıyor mou. o da spalletti'den sonra ileriye mi yoksa geriye mi gidiş olur bilmiyorum.