28
eşref hamamcıoğlu’nun mehmet bilen ve sicil kurulu ile ilgili tutumu tamamen anti demokratik, ve etik dışıydı.
resmen mehmet bilen’i konuşturmak istemedi. üstelik bir de çıkıp gstv beni sansürlüyor dedi. sayın hamamcıoğlu, şikayet ettiği anda şikayetlik oldu. mehmet bilen’i sicil kurulundaki kararlarından dolayı cemiyette cezalandırmak isteyenlere teessüf ediyorum ama bu hukuksuzluğu divanda dile getirmesini engellemek istemesine daha da teessüf ediyorum. fikri, irfanı, vicdanı hür nesillerin yetiştirildiği tevfik fikret salonunda bunu yapmak da trajikomik bir durum.
mehmet bilen’in sicil kurulunda yaptığı ne? lise mezunu 130 kadar gencin usulsüz üye yapılmasına engel olmak. ali öğüdücü’nün imzalarını kabul ediyorlar savunması da üzücüydü. demek ki etik dışı bir üye kaydı girişimi var. öncelikle bu girişim galatasaray geleneklerine ters. hadi bunu yaptınız, bari sicil kurulunun en yasal tavrını kınamayın.
sayın başkan’ın o gençler önümüzdeki yıl üye yapılacak açıklaması büyük kadirşinaslık. ali öğüdücü ve eşref hamamcıoğlu’nun bundan ders çıkarması lazım. demek ki özel olarak üye kaydetme girişimleri çocukça. ben buradan ali öğüdücü ve divan başkanına açıkça teessüf ediyorum. üye yapılmak istenen o gençlerin yerinde olsam şu anda üye olmaktan da vaz geçer üç-dört yıl sonra özgür irademle üye olurdum.
galatasaray’da lisecilerin refleks olarak bazı yanlışlar yaptığını düşünüyorum. bunlara gerek yok. ayrımcılık bu milletin genlerine işlemiş ama galatasaray’da olması daha da üzücü. ayrımcılık konusunda galatasaray’ın tuz olması gerekir. başkan ya da yönetimin tamamının lise dışından olmasına dahi (böyle bir şey olmasını istemem ama) tahammül edilmesi gerektiğini düşünüyorum. en azından türkiye’ye örnek olması açısından böyle olmalı.
divan ve genel kurul toplantılarının açık ve şeffaf yapılması, kulüp televizyonunun iktidar-muhalefet tüm üyelere sonuna kadar açılmasının şerefi galatasaray’a aittir. bu şereften bizi kimse mahrum etmemeli/edememeli. demokrasinin en güzel örneği galatasaray’dır ve bunun tüm insanlığa örnek olması gerektiğini düşünüyorum. ali koç’un seçim sürecinde yaşadıklarını ve galatasaray’ı nasıl örnek gösterdiğini unutmayalım. bu meyanda divan başkanı’nın bazı konuşmalarının gstv’de sansürlendiği iddiaları var. böyle bir şey varsa bu da beni üzer. bir daha böyle bir hatanın yapılmaması en büyük temennimdir.
bugün türkiye’de ne kadar kulüp varsa, tv’den yayınlanan şeffaf ve demokratik genel kurul ve divan toplantılarının nasıl yapılması gerektiğini, yönetim-muhalefet (geniş anlamda iktidar-muhalefet) herkesin, hakaret etmeden her türlü söz hakkına sahip olduğunu ve bu hakkın nasıl özgürce kullanıldığını galatasaray’dan öğrendiler. bu bizim için şereftir çünkü galatasaray bir eğitim yuvasıdır ve asıl varlık amacı da budur.
galatasaray bu ülkenin medarı iftiharıdır. en köklü eğitim yuvasıdır ve her alanda ülkemize ve tüm dünyaya örnek olmuştur, olmaya da devam edecektir. bütün insanlığa haykırmaktadır ki; fikri hür, vicdanı hür, irfanı hür insanlar ve nesiller kurtaracaktır dünyayı. galatasaray’ın bu misyonuna aykırı davranmak hiçbir divan üyesine yakışmaz, hiçbir genel kurul üyesine ve taraftarına da yakışmaz. dünya’da ne kadar galatasaraylı varsa bu misyonumuzu bilmeli ve ona göre hareket etmeli.
iktidarın bile kanaatimce dönüp galatasaray’a bir bakması gerekir. en uç fikirlere sahip olanların bile asgari müştereklerde nasıl buluştuğunu ve nasıl işbirliği yaptığını, birbirlerini ezmeden, yok etmeden nasıl medenice mücadele ettiklerini galatasaray’dan öğrenebilirler. bu çok ama çok önemli bir konudur ve hatta insanlığın şu anda en fazla muhtaç olduğu konudur.
muhalifler bir şey söyledi diye hemen dünya yıkılmaz. yönetimde olanların bu nedenle daha sabırlı ve tahammüllü olması gerekir. bir muhalif aykırı bir şey söyledi diye onu yok etmeye çalışmak insanlık dışıdır. insanlar düşünen ve konuşan varlıklardır ve bu özelliklerini özgürce kullanma haklarından ve eften püften nedenlerle özgürlüklerinden mahrum edilmemeli.
belki biraz abartmış olabilirim ama galatasaray’ın, demokratik, özgür ve adil topluma en yakın topluluk olduğuna inanıyorum. ben daha da iyi olması gerektiğine inandığım için böyle abartmış olabilirim. ancak ülkemizde böyle bir parti ya da kulübün olmadığı gerçeğinden hareket edince çok da haksız sayılmam.
fikri hür, vicdanı hür, irfanı hür nesiller ve demokratik, özgür ve adil bir toplum en büyük dileğimdir. bütün galatasaraylıları da aynı dilek ve temennilere katılmaya davet ediyorum.
resmen mehmet bilen’i konuşturmak istemedi. üstelik bir de çıkıp gstv beni sansürlüyor dedi. sayın hamamcıoğlu, şikayet ettiği anda şikayetlik oldu. mehmet bilen’i sicil kurulundaki kararlarından dolayı cemiyette cezalandırmak isteyenlere teessüf ediyorum ama bu hukuksuzluğu divanda dile getirmesini engellemek istemesine daha da teessüf ediyorum. fikri, irfanı, vicdanı hür nesillerin yetiştirildiği tevfik fikret salonunda bunu yapmak da trajikomik bir durum.
mehmet bilen’in sicil kurulunda yaptığı ne? lise mezunu 130 kadar gencin usulsüz üye yapılmasına engel olmak. ali öğüdücü’nün imzalarını kabul ediyorlar savunması da üzücüydü. demek ki etik dışı bir üye kaydı girişimi var. öncelikle bu girişim galatasaray geleneklerine ters. hadi bunu yaptınız, bari sicil kurulunun en yasal tavrını kınamayın.
sayın başkan’ın o gençler önümüzdeki yıl üye yapılacak açıklaması büyük kadirşinaslık. ali öğüdücü ve eşref hamamcıoğlu’nun bundan ders çıkarması lazım. demek ki özel olarak üye kaydetme girişimleri çocukça. ben buradan ali öğüdücü ve divan başkanına açıkça teessüf ediyorum. üye yapılmak istenen o gençlerin yerinde olsam şu anda üye olmaktan da vaz geçer üç-dört yıl sonra özgür irademle üye olurdum.
galatasaray’da lisecilerin refleks olarak bazı yanlışlar yaptığını düşünüyorum. bunlara gerek yok. ayrımcılık bu milletin genlerine işlemiş ama galatasaray’da olması daha da üzücü. ayrımcılık konusunda galatasaray’ın tuz olması gerekir. başkan ya da yönetimin tamamının lise dışından olmasına dahi (böyle bir şey olmasını istemem ama) tahammül edilmesi gerektiğini düşünüyorum. en azından türkiye’ye örnek olması açısından böyle olmalı.
divan ve genel kurul toplantılarının açık ve şeffaf yapılması, kulüp televizyonunun iktidar-muhalefet tüm üyelere sonuna kadar açılmasının şerefi galatasaray’a aittir. bu şereften bizi kimse mahrum etmemeli/edememeli. demokrasinin en güzel örneği galatasaray’dır ve bunun tüm insanlığa örnek olması gerektiğini düşünüyorum. ali koç’un seçim sürecinde yaşadıklarını ve galatasaray’ı nasıl örnek gösterdiğini unutmayalım. bu meyanda divan başkanı’nın bazı konuşmalarının gstv’de sansürlendiği iddiaları var. böyle bir şey varsa bu da beni üzer. bir daha böyle bir hatanın yapılmaması en büyük temennimdir.
bugün türkiye’de ne kadar kulüp varsa, tv’den yayınlanan şeffaf ve demokratik genel kurul ve divan toplantılarının nasıl yapılması gerektiğini, yönetim-muhalefet (geniş anlamda iktidar-muhalefet) herkesin, hakaret etmeden her türlü söz hakkına sahip olduğunu ve bu hakkın nasıl özgürce kullanıldığını galatasaray’dan öğrendiler. bu bizim için şereftir çünkü galatasaray bir eğitim yuvasıdır ve asıl varlık amacı da budur.
galatasaray bu ülkenin medarı iftiharıdır. en köklü eğitim yuvasıdır ve her alanda ülkemize ve tüm dünyaya örnek olmuştur, olmaya da devam edecektir. bütün insanlığa haykırmaktadır ki; fikri hür, vicdanı hür, irfanı hür insanlar ve nesiller kurtaracaktır dünyayı. galatasaray’ın bu misyonuna aykırı davranmak hiçbir divan üyesine yakışmaz, hiçbir genel kurul üyesine ve taraftarına da yakışmaz. dünya’da ne kadar galatasaraylı varsa bu misyonumuzu bilmeli ve ona göre hareket etmeli.
iktidarın bile kanaatimce dönüp galatasaray’a bir bakması gerekir. en uç fikirlere sahip olanların bile asgari müştereklerde nasıl buluştuğunu ve nasıl işbirliği yaptığını, birbirlerini ezmeden, yok etmeden nasıl medenice mücadele ettiklerini galatasaray’dan öğrenebilirler. bu çok ama çok önemli bir konudur ve hatta insanlığın şu anda en fazla muhtaç olduğu konudur.
muhalifler bir şey söyledi diye hemen dünya yıkılmaz. yönetimde olanların bu nedenle daha sabırlı ve tahammüllü olması gerekir. bir muhalif aykırı bir şey söyledi diye onu yok etmeye çalışmak insanlık dışıdır. insanlar düşünen ve konuşan varlıklardır ve bu özelliklerini özgürce kullanma haklarından ve eften püften nedenlerle özgürlüklerinden mahrum edilmemeli.
belki biraz abartmış olabilirim ama galatasaray’ın, demokratik, özgür ve adil topluma en yakın topluluk olduğuna inanıyorum. ben daha da iyi olması gerektiğine inandığım için böyle abartmış olabilirim. ancak ülkemizde böyle bir parti ya da kulübün olmadığı gerçeğinden hareket edince çok da haksız sayılmam.
fikri hür, vicdanı hür, irfanı hür nesiller ve demokratik, özgür ve adil bir toplum en büyük dileğimdir. bütün galatasaraylıları da aynı dilek ve temennilere katılmaya davet ediyorum.
