1350
sözleşme yenilemeye yanaşmayıp 7,5m euro serbest kalma maddesi sebebiyle başka takımlara gitmesi sözkonusu olan futbolcumuz.
bu olaylar ilk duyulmaya başladığından beri sürekli bir duygu karmaşası içerisindeyim. yıllardır iyi olduğunu bildiğimiz altyapımızdan uzun süre sonra böylesine umut verici bir futbolcunun çıkacak olması hepimizi heyecanlandırdı. hem de böylesine bir sezonda tüm haralarına rağmen hepimiz bağrımıza bastık. belki de birçoğumuzun hayatta başaramadığı şeyleri yapabileceğini gördük de bu kadar sevdik, “biz”den hissettik. burda herkes sevdi bu çocuğu, bizden biri gibiydi. futbolundan karakterine herkesin içine sinmişti bu çocuk. hepimiz “benimsedik” ozanı.
ama şu son dönemde sağda solda dönen muhabbetler hepimizin içine oturdu biraz. bizim onu benimsediğimiz gibi onun bizi benimsemediğini düşündük. hani koydu hepimize bu biraz, hevesimiz kursağımızda kaldı gibi. hepimizi değişik ruh hallerine soktu. kimimiz kızgın kimimiz üzgün kimimiz de kırgın bu çocuğa. bizim de hayallerimizin bir parçasıydı çünkü her ne kadar bilmese de.
çok duygusal yaklaştığımızı söyleyen de haklı aslında ya da dünyanın gerçeklerinden, profesyonellikten bahseden de haklı burada. daha herhangi bir resmi açıklamanın yapılmadığını söyleyen de haklı, neden çıkıp bir şey söylemiyor diyen de. ben bile yeri geldiğinde gitmesi mantıklı derken, 2dk sonra gönül koyabiliyorum içten içe.
ama galatasaray “ruh takımı”dır ya. “hislerin” takımıdır ya. ondan aslında bu kadar yaygarayı koparmamız. ve bu hisler bizi yeniden o “ruhlu” ekip yapıp başarıdan başarıya koşturacak tekrardan.
umarım en kısa sürede öyle ya da böyle, bir şekilde sonuçlanır bu transfer hikayesi. fakat kalması ya da gitmesi durumunda, hem taraftar hem de ozan nezdinde çok iyi yönetilmesi lazım artık sürecin. çünkü galatasaray taraftarının zihni, duyguları bu bilgi kirliliğinde çok karıştı artık. umarım bu süreç herkese hayırlı neticeler doğurur.
bu olaylar ilk duyulmaya başladığından beri sürekli bir duygu karmaşası içerisindeyim. yıllardır iyi olduğunu bildiğimiz altyapımızdan uzun süre sonra böylesine umut verici bir futbolcunun çıkacak olması hepimizi heyecanlandırdı. hem de böylesine bir sezonda tüm haralarına rağmen hepimiz bağrımıza bastık. belki de birçoğumuzun hayatta başaramadığı şeyleri yapabileceğini gördük de bu kadar sevdik, “biz”den hissettik. burda herkes sevdi bu çocuğu, bizden biri gibiydi. futbolundan karakterine herkesin içine sinmişti bu çocuk. hepimiz “benimsedik” ozanı.
ama şu son dönemde sağda solda dönen muhabbetler hepimizin içine oturdu biraz. bizim onu benimsediğimiz gibi onun bizi benimsemediğini düşündük. hani koydu hepimize bu biraz, hevesimiz kursağımızda kaldı gibi. hepimizi değişik ruh hallerine soktu. kimimiz kızgın kimimiz üzgün kimimiz de kırgın bu çocuğa. bizim de hayallerimizin bir parçasıydı çünkü her ne kadar bilmese de.
çok duygusal yaklaştığımızı söyleyen de haklı aslında ya da dünyanın gerçeklerinden, profesyonellikten bahseden de haklı burada. daha herhangi bir resmi açıklamanın yapılmadığını söyleyen de haklı, neden çıkıp bir şey söylemiyor diyen de. ben bile yeri geldiğinde gitmesi mantıklı derken, 2dk sonra gönül koyabiliyorum içten içe.
ama galatasaray “ruh takımı”dır ya. “hislerin” takımıdır ya. ondan aslında bu kadar yaygarayı koparmamız. ve bu hisler bizi yeniden o “ruhlu” ekip yapıp başarıdan başarıya koşturacak tekrardan.
umarım en kısa sürede öyle ya da böyle, bir şekilde sonuçlanır bu transfer hikayesi. fakat kalması ya da gitmesi durumunda, hem taraftar hem de ozan nezdinde çok iyi yönetilmesi lazım artık sürecin. çünkü galatasaray taraftarının zihni, duyguları bu bilgi kirliliğinde çok karıştı artık. umarım bu süreç herkese hayırlı neticeler doğurur.