1104
hatalı yönleri bir hayli fazla olan ancak haksız yere yerden yere vurulan yönetimdir.
öncelikle ilk kazandıkları seçim galatasaray başkanlığı seçim tarihinin en efsanesidir. resmen what a come back yaparak yıllardır nefret edilen gitmesi halinde kurbanlar kesilecek bir başkanı geriden gelerek yıktı ve seçimi kazandı hemen ardından yellow friday gibi akılcı bir iş yaparak yönetim futbolcu taraftar üçlemesini iyice kenetledi fatih hocanın yanına abdurrahim albayrak’ı getirdi, şuan ne kadar eleştirilsede abdurrahim albayrak’ta o dönem aranan yönetici profiliydi ve bir nerede kalmıştıkda ondan geldi adete herkes mest olmuş galatasaray taraftarının özlemini duyduğu kim varsa teker teker geliyordu.
bu yönetimle ilgili ilk çatlak, ndiaye’nin gönderilmesi olmuştu gelinen noktada o fiyata satılması bugün için çok doğru bir hamle gözükse de o dönem için öyle değildi ayrıca geçen yaz transfer döneminde olduğu gibi ndiaye gittikten sonra orta alınmadı. yeni seçildikleri ve dursun özbek gibi bir profilden sonra geldikleri için galatasaray taraftarı ağzını açmadı.
fatih hoca aldırış etmedi, alt yapıda sürünen donk’tan inanılmaz bir performans aldı ve şampiyonluğun kazanılmasına büyük etti donk.
sezon sonu gelmiş galatasaray şampiyon olmuş, mustafa cengiz tekrar seçilmiş, uefa ile yapılan görüşmeler olumlu geçmiş, grey weekend felan derken herkes zafer sarhoşuydu.
yaz transfer dönemi gelmiş. takımın eksikleri çok açık belli savunmaya, orta sahaya ve forvete takviye lazım.
ama günler geçti aylar geçti o bölgelere gelen giden olmadı bu sırada denayer’in kiralik sözleşmesi bitmiş, o.lyon ile anlaşmıştı. denayer varken bile bir lider stoper eksikliği göze batarken o gittiği halde bile oraya transfer yapılmamış tüm yaz boyunca trezeguet, emre akbaba ve ndiaye isimleri dönüp duruyordu.
ndiaye’ye herkes okeydi gelince çok sevindik. ancak emre akbaba transferi bize çok maliyete patlamıştı hemde sattığı kadar al cezası yiyen bir takım için, ha çok eksik bölgen olur orası, katılırım ancak o bölgede belhanda ve feghouli gibi isimler varken eksik bölgeler hala takviye edilmemişken küçük aziz, ali koç’un çevirdiği oyun sayesinde gurur meselesi yapıp emre akbabayı aldık. transfer günlerinin son günleri geliyor son 1 hafta kala gomis arabistan’a sessiz sedasız gidiyordu.
ilk başlarda bütün internet siteleri çok yüksek bir bonservis bedeli olduğundan bahsediyordu böyle ücretlere gitmesine hiçbir galatasaray taraftarının şikayeti yoktu. gomis gitmiş kap'a yapılan açıklamada 6 milyon € bonservis bedeli ile gittiği yazıyordu. bu 6 milyon euronun zaten 4 milyonu emre akbabaya 800 bin eurosu onyekuru kiralik ücretine tam hatırlamıyorum ama bir kısmıda ndiaye'nin kiralik ücretine gidiyordu.
taraftar olarak herkes durumu anladı son 1 hafta kala kim gelebilirdi ki hemde elimizde verecek para olmazken, bu kargaşa sosyal medya da dolaşırken, modeste ismi geçmeye başladı hem bonservisi yoktu hemde çok kaliteli bir isimdi hepimiz heyecanlandık ha geldi ha gelecek derken sanki ismi basına ilk düştüğünde bile çin takımı ile arasında fifa'lık durumu olduğunu yönetim dahil herkes biliyordu.
ama böyle olmadı abdurrahim albayrak galatasaray futbol takımını böyle bir riske sokamayacağını, modesteden vazgeçildiğini açıkladığında transferin bitmesine 3 gün kalmıştı. herkes dolmuştu homurdanmalar üst düzeye çıkmış herkes gereken forvet transferini bekliyordu.
yine abdurrahim albayrak kazanılan maçtan sonra ekranlara çıkıp 1 değil 2 forvet alacağız deyip taraftarın içine umut serpiyordu. ama yine öyle olmadı transfer dönemi bitmiş galatasaray forvet ve stoper alamadan sezona başlayacaktı.bu durum herkesi deliye döndürmüştü. fatih hocanın yaz transfer dönemiyle ilgili yaptığı açıklama her şeyi özetliyordu. 'öyle bir transfer dönemi yaşadık ki allah düşmanımızın başına vermesin!
sezon başlar başlamaz forvet eksikliği kendisini hayli fazla belli ederken eren derkiyok'un kaçırdığı her golden sonra ve kaybedilen her puandan sonra eleştiri okları hep mustafa cengiz yönetimine çevrildi. bu da yetmezmiş gibi galatasaray'ın tff ile olan husumetinde hocaya gereken destek olunmamış, gereken eleştiri yapılmamıştı. daha sonra hatalar devam ettikçe galatasaray taraftarı baskısıyla zorunlu bir açıklama yapılmıştı.
ama daha bitmedi tüm bu olayların ardından abdurrahim albayrak kulüpler birliği'nin yaptığı skandal açıklaması ile ilgili barışmalıyız deyip galatasaray taraftarının ona olan saygısını hem bu yaptığı açıklamalar ve de her maç sonu yaptığı skandal açıklamalarla kaybediyordu.
gelinen noktada ben bu yönetimin bütün hatalarını saymaya çalıştım bu hataları bende görüyorum yetersiz oldukları açık ama galatasaray'ın başına bizim istediğimiz bizim arzuladığımız başkan gelmeyecek, geleni zaten türlü oyunlarla pes ettiriyorlar.
mustafa cengiz yönetimden önce dursun özbek gibi bir başkanı görmüşken ve başkanlık seçiminde diğer adayları görmüşken bu kadar eleştiri boş yere yapılıyor, hadi diyelim mustafa cengiz yönetimi istifa etti yeni bir seçim olacak siz kimin gelmesini bekliyorsunuz ? gelecek başkanın türkiye'nin bu koşullarında tff'yi istifa ettirebilecek gücü olacak mı ? ya da türlü sponsorluklarla takıma para yardımı yapabilecek bir maddi gücü var mı ? bu soruların bana göre cevabı hayır o yüzden tamam yanlışlarını söyleyelim ama bırakın tek amacı galatasaray'a hizmet etmek olan ve galatasaray'ın parasını zerre çar çur edeceğine dair şüphemiz olmayan şu yönetimi istifa diyecek kadar kaos yaratmayalım çünkü bu yönetimden çok ama çok daha kötülerini gördük.
öncelikle ilk kazandıkları seçim galatasaray başkanlığı seçim tarihinin en efsanesidir. resmen what a come back yaparak yıllardır nefret edilen gitmesi halinde kurbanlar kesilecek bir başkanı geriden gelerek yıktı ve seçimi kazandı hemen ardından yellow friday gibi akılcı bir iş yaparak yönetim futbolcu taraftar üçlemesini iyice kenetledi fatih hocanın yanına abdurrahim albayrak’ı getirdi, şuan ne kadar eleştirilsede abdurrahim albayrak’ta o dönem aranan yönetici profiliydi ve bir nerede kalmıştıkda ondan geldi adete herkes mest olmuş galatasaray taraftarının özlemini duyduğu kim varsa teker teker geliyordu.
bu yönetimle ilgili ilk çatlak, ndiaye’nin gönderilmesi olmuştu gelinen noktada o fiyata satılması bugün için çok doğru bir hamle gözükse de o dönem için öyle değildi ayrıca geçen yaz transfer döneminde olduğu gibi ndiaye gittikten sonra orta alınmadı. yeni seçildikleri ve dursun özbek gibi bir profilden sonra geldikleri için galatasaray taraftarı ağzını açmadı.
fatih hoca aldırış etmedi, alt yapıda sürünen donk’tan inanılmaz bir performans aldı ve şampiyonluğun kazanılmasına büyük etti donk.
sezon sonu gelmiş galatasaray şampiyon olmuş, mustafa cengiz tekrar seçilmiş, uefa ile yapılan görüşmeler olumlu geçmiş, grey weekend felan derken herkes zafer sarhoşuydu.
yaz transfer dönemi gelmiş. takımın eksikleri çok açık belli savunmaya, orta sahaya ve forvete takviye lazım.
ama günler geçti aylar geçti o bölgelere gelen giden olmadı bu sırada denayer’in kiralik sözleşmesi bitmiş, o.lyon ile anlaşmıştı. denayer varken bile bir lider stoper eksikliği göze batarken o gittiği halde bile oraya transfer yapılmamış tüm yaz boyunca trezeguet, emre akbaba ve ndiaye isimleri dönüp duruyordu.
ndiaye’ye herkes okeydi gelince çok sevindik. ancak emre akbaba transferi bize çok maliyete patlamıştı hemde sattığı kadar al cezası yiyen bir takım için, ha çok eksik bölgen olur orası, katılırım ancak o bölgede belhanda ve feghouli gibi isimler varken eksik bölgeler hala takviye edilmemişken küçük aziz, ali koç’un çevirdiği oyun sayesinde gurur meselesi yapıp emre akbabayı aldık. transfer günlerinin son günleri geliyor son 1 hafta kala gomis arabistan’a sessiz sedasız gidiyordu.
ilk başlarda bütün internet siteleri çok yüksek bir bonservis bedeli olduğundan bahsediyordu böyle ücretlere gitmesine hiçbir galatasaray taraftarının şikayeti yoktu. gomis gitmiş kap'a yapılan açıklamada 6 milyon € bonservis bedeli ile gittiği yazıyordu. bu 6 milyon euronun zaten 4 milyonu emre akbabaya 800 bin eurosu onyekuru kiralik ücretine tam hatırlamıyorum ama bir kısmıda ndiaye'nin kiralik ücretine gidiyordu.
taraftar olarak herkes durumu anladı son 1 hafta kala kim gelebilirdi ki hemde elimizde verecek para olmazken, bu kargaşa sosyal medya da dolaşırken, modeste ismi geçmeye başladı hem bonservisi yoktu hemde çok kaliteli bir isimdi hepimiz heyecanlandık ha geldi ha gelecek derken sanki ismi basına ilk düştüğünde bile çin takımı ile arasında fifa'lık durumu olduğunu yönetim dahil herkes biliyordu.
ama böyle olmadı abdurrahim albayrak galatasaray futbol takımını böyle bir riske sokamayacağını, modesteden vazgeçildiğini açıkladığında transferin bitmesine 3 gün kalmıştı. herkes dolmuştu homurdanmalar üst düzeye çıkmış herkes gereken forvet transferini bekliyordu.
yine abdurrahim albayrak kazanılan maçtan sonra ekranlara çıkıp 1 değil 2 forvet alacağız deyip taraftarın içine umut serpiyordu. ama yine öyle olmadı transfer dönemi bitmiş galatasaray forvet ve stoper alamadan sezona başlayacaktı.bu durum herkesi deliye döndürmüştü. fatih hocanın yaz transfer dönemiyle ilgili yaptığı açıklama her şeyi özetliyordu. 'öyle bir transfer dönemi yaşadık ki allah düşmanımızın başına vermesin!
sezon başlar başlamaz forvet eksikliği kendisini hayli fazla belli ederken eren derkiyok'un kaçırdığı her golden sonra ve kaybedilen her puandan sonra eleştiri okları hep mustafa cengiz yönetimine çevrildi. bu da yetmezmiş gibi galatasaray'ın tff ile olan husumetinde hocaya gereken destek olunmamış, gereken eleştiri yapılmamıştı. daha sonra hatalar devam ettikçe galatasaray taraftarı baskısıyla zorunlu bir açıklama yapılmıştı.
ama daha bitmedi tüm bu olayların ardından abdurrahim albayrak kulüpler birliği'nin yaptığı skandal açıklaması ile ilgili barışmalıyız deyip galatasaray taraftarının ona olan saygısını hem bu yaptığı açıklamalar ve de her maç sonu yaptığı skandal açıklamalarla kaybediyordu.
gelinen noktada ben bu yönetimin bütün hatalarını saymaya çalıştım bu hataları bende görüyorum yetersiz oldukları açık ama galatasaray'ın başına bizim istediğimiz bizim arzuladığımız başkan gelmeyecek, geleni zaten türlü oyunlarla pes ettiriyorlar.
mustafa cengiz yönetimden önce dursun özbek gibi bir başkanı görmüşken ve başkanlık seçiminde diğer adayları görmüşken bu kadar eleştiri boş yere yapılıyor, hadi diyelim mustafa cengiz yönetimi istifa etti yeni bir seçim olacak siz kimin gelmesini bekliyorsunuz ? gelecek başkanın türkiye'nin bu koşullarında tff'yi istifa ettirebilecek gücü olacak mı ? ya da türlü sponsorluklarla takıma para yardımı yapabilecek bir maddi gücü var mı ? bu soruların bana göre cevabı hayır o yüzden tamam yanlışlarını söyleyelim ama bırakın tek amacı galatasaray'a hizmet etmek olan ve galatasaray'ın parasını zerre çar çur edeceğine dair şüphemiz olmayan şu yönetimi istifa diyecek kadar kaos yaratmayalım çünkü bu yönetimden çok ama çok daha kötülerini gördük.