1080
artık misyonunu tamamlayan yönetim...
şu bir gerçek ki dursun aydın özbek ve yönetiminden galatasaray'ın kurtulması için yaptıkları ve kulübün uefa'dan men cezası almadan yoluna devam edebilmesini sağlamaları takdir edilmesi ve unutulmaması gereken -görevlerinden dolayı- en önemli hizmetleridir. ancak, gerek sezon öncesi transfer döneminde oyuncu alma ve satma kosundaki başarısızlıkları ve bunun takıma yansımaları gerekse de teknik heyet üzerinde gerekli yönetim ve denetim görevlerini yerine getirememeleri nedeniyle ve aynı zamanda kulübü dış çevrelerin tehditlerine açık hale getirmeleri ve temsil edememeleri nedeniyle artık kulübe verebilecekleri bir yönetimsel değer olmadığıklarını düşündüğümden misyonlarını tamamladıklarını düşündüğüm yönetimdir. baktığınızda her biri iş dünyasında kariyerli başarılı insanlar ancak galatasaray farklı bir ölçek elbette. başkan mustafa cengiz faruk süren seviyesinde başarılı bir başkanın yönetiminde değerli bir yönetim kurulu üyesi olabilir -ki öyle olacağına inancım tam- ancak başkanlık seviyesinde kararlar alabilecek ve galatasaray'a can suyu verilirken konan hedeflere götürebilecek kabiliyette olduğu konsunda görünen bir eksiklik var. aynı şey ikinci başkan ve diğer yönetim kurulu üyeleri için de geçerli; yetenekleri ve yetkinlikleri ölçüsünde görevler aldıkları takdirde galatasaray'a faydalı olacaklardır şüphesiz ancak bu örgütlenme ve planlama ile değil.
şu bir gerçek ki dursun aydın özbek ve yönetiminden galatasaray'ın kurtulması için yaptıkları ve kulübün uefa'dan men cezası almadan yoluna devam edebilmesini sağlamaları takdir edilmesi ve unutulmaması gereken -görevlerinden dolayı- en önemli hizmetleridir. ancak, gerek sezon öncesi transfer döneminde oyuncu alma ve satma kosundaki başarısızlıkları ve bunun takıma yansımaları gerekse de teknik heyet üzerinde gerekli yönetim ve denetim görevlerini yerine getirememeleri nedeniyle ve aynı zamanda kulübü dış çevrelerin tehditlerine açık hale getirmeleri ve temsil edememeleri nedeniyle artık kulübe verebilecekleri bir yönetimsel değer olmadığıklarını düşündüğümden misyonlarını tamamladıklarını düşündüğüm yönetimdir. baktığınızda her biri iş dünyasında kariyerli başarılı insanlar ancak galatasaray farklı bir ölçek elbette. başkan mustafa cengiz faruk süren seviyesinde başarılı bir başkanın yönetiminde değerli bir yönetim kurulu üyesi olabilir -ki öyle olacağına inancım tam- ancak başkanlık seviyesinde kararlar alabilecek ve galatasaray'a can suyu verilirken konan hedeflere götürebilecek kabiliyette olduğu konsunda görünen bir eksiklik var. aynı şey ikinci başkan ve diğer yönetim kurulu üyeleri için de geçerli; yetenekleri ve yetkinlikleri ölçüsünde görevler aldıkları takdirde galatasaray'a faydalı olacaklardır şüphesiz ancak bu örgütlenme ve planlama ile değil.