1564
tudor döneminde açık ara en beğendiğim transfer kendisiydi. inanılmaz oynuyordu. şu yüzden inanılmazdı;
bana göre günümüz futbolunda -ve basketbolda da- en önemli faktör geçiş oyunundaki becerin. topu kaptığın anda çok hızlı hücum etmeli, kaybettiğin anda da çok çabuk savunma pozisyonu almalısın ki burada kastettiğim şey kontratağa çıkmak veya geriye koşmak değil, onlar sadece bu geçiş oyununun bir parçası. fernando, tudor döneminde de savunmadan topu alıp çok iyi oyun kurduğu için falan sevilmedi. öyle sırtı dönük top alıp yüzünü dönebilen, topla mesafe kat edip de takımı ileri taşıyan bir adam falan değildi ki arzumuz hep böyle bir adam görmek oldu orta sahada. buna rağmen, bu saydıklarımı yapmamasına rağmen hayran oldum adama. galatasaray tarihinin en özel oyuncularından biri olacak diye düşündüm. bu kadar açıklamadan sonra sadede gelirsem, bana fernando' yu sevdiren şey geçiş oyununu muazzam oynamasıydı. topu kaptığı bölge ve zaman fark etmeksizin atak başlatmış oluyordu ve keza rakip topu kaptığı anda da doğru yerde durmuş oluyordu. kaybedilen bir topun ardından baskı gerekiyorsa baskıyı yapıyor, adam kaçıyorsa onu kovalıyor, ortaya düşen bir top varsa doğru pozisyon alması ve sezgileri sayesinde o topları topluyordu. atak devamlılığı konusunda inanılmaz faydalı bir adamdı. zira rakipten dönen topu aldığı anda o topu hücum bölgesindeki boş alana hemen aktarıyordu. çünkü oyunu çok iyi okuyordu. tudor' un ilk 5 6 maçından istediğinizi izleyelim, fernando aynen bu dediklerimi yapıyordu. bu yüzden çok sevdik hepimiz. artık fernando mu geri gitti yoksa fatih hoca mı onu yanlış kullanıyor bilmiyorum ama maalesef dümdüz bir orta saha oyuncusuna dönüştü şu an kendisi.
bana göre günümüz futbolunda -ve basketbolda da- en önemli faktör geçiş oyunundaki becerin. topu kaptığın anda çok hızlı hücum etmeli, kaybettiğin anda da çok çabuk savunma pozisyonu almalısın ki burada kastettiğim şey kontratağa çıkmak veya geriye koşmak değil, onlar sadece bu geçiş oyununun bir parçası. fernando, tudor döneminde de savunmadan topu alıp çok iyi oyun kurduğu için falan sevilmedi. öyle sırtı dönük top alıp yüzünü dönebilen, topla mesafe kat edip de takımı ileri taşıyan bir adam falan değildi ki arzumuz hep böyle bir adam görmek oldu orta sahada. buna rağmen, bu saydıklarımı yapmamasına rağmen hayran oldum adama. galatasaray tarihinin en özel oyuncularından biri olacak diye düşündüm. bu kadar açıklamadan sonra sadede gelirsem, bana fernando' yu sevdiren şey geçiş oyununu muazzam oynamasıydı. topu kaptığı bölge ve zaman fark etmeksizin atak başlatmış oluyordu ve keza rakip topu kaptığı anda da doğru yerde durmuş oluyordu. kaybedilen bir topun ardından baskı gerekiyorsa baskıyı yapıyor, adam kaçıyorsa onu kovalıyor, ortaya düşen bir top varsa doğru pozisyon alması ve sezgileri sayesinde o topları topluyordu. atak devamlılığı konusunda inanılmaz faydalı bir adamdı. zira rakipten dönen topu aldığı anda o topu hücum bölgesindeki boş alana hemen aktarıyordu. çünkü oyunu çok iyi okuyordu. tudor' un ilk 5 6 maçından istediğinizi izleyelim, fernando aynen bu dediklerimi yapıyordu. bu yüzden çok sevdik hepimiz. artık fernando mu geri gitti yoksa fatih hoca mı onu yanlış kullanıyor bilmiyorum ama maalesef dümdüz bir orta saha oyuncusuna dönüştü şu an kendisi.