• 13
    kondisyon konusunda dünya genelinde genel olarak iki türlü anlayış vardır.

    birincisi sezon öncesi tam yükleme yapılır ve takım sezona fit girer (tudor bu sisteme inanıyordu). bu sistemde takım lige fiziken ateş ederek girer 10 uncu haftadan itibaren fiziksel düşüş başlar ve tekrar form yakalamanız sezonun son haftalarına denk gelir.

    ikincisinde sezon öncesi tam yükleme yapmazsınız ve takım sezona yarı fit girer (terim buna inanıyor). bu sistemde takım lige fiziken ağır aksak girer ama 10 uncu haftadan itibaren toplamaya başlar ve sezonun ortasında zirveyi görür, sezon sonuna doğru düşüş yaşanır.

    şimdi bu iki sistemin avantaj ve dezavantajları da var. bu konuyu zamanlama ayarlaması açısından biraz formula 1' deki pitstop olayına benzetebilirsiniz. ben ikincisine inanıyorum çünkü hemen hemen bütün liglerde sezonun ortası can alıcı noktadır. mesela ingiltere'de noel döneminde 3 günden bir maç yapılır ve bu dönemi en iyi geçiren takımın şampiyon olacağına inanılır.

    kendi inancımı savunmak adına şunları da ekleyebilirim; sezon başı ligdeki takım kurguları oturmadığı için fiziken harika olmasanız da maç kazanırsınız ve yine sezon sonuna doğru küme hattı ve şampiyonluk hattı belli olacağından iddiasız takımlarla düşük tansiyonlu maçlar oynarsınız. sezon ortası ise herkesin düşme korkusunu veya şampiyonluk iddiasını en yoğun hissetiği ve tansiyonun zirve yaptığı dönemdir. bu döneme hazır olmalısınız.

    gelelim biz niye form tutmadık kısmına. şansız biçimde takımın hemen hepsi sakatlık yaşadığı için form tutmaları gereken dönem biraz daha uzayacaktır. yaşadığımız sıkıntı tam olarak budur. ilk yarının sonuna doğru yükseleceğimizi ve ikinci yarıda iyi duruma geleceğimizi düşünüyorum.
App Store'dan indirin Google Play'den alın