• 767
    --- alıntı ---
    "gençlik ve serdeki hafif anarşistlik... 200 metrede altın ve bronz madalya kazanan amerikalı iki siyah atletin, tommie smith ve john carlos'un siyah deri eldivenli yumrukları havada, başları önde posteri yıllarca hayal dünyamızı ve asıl oda duvarlarımızı süslemişti. 20. yy'ın en etkileyici 20 fotoğrafı arasına giren o muhteşem poz. itiraf ediyorum ki, aynur çağlı'nın o muhteşem haberini okuyana kadar aynı karede önde duran, gümüş madalyalı avustralyalı beyaz atlete hiç dikkat etmemişim. adı peter norman imiş... işte bu atlet geçtiğimiz yıllarda öldü. onurlu yaşayıp onurlu ölen, onurlu beyaz atlet peter norman'ın hikayesine bakalım. 1968 mexico city olimpiyatları'nda 200 metre finali koşulmuş. amerikalı (siyah) atletler tommie smith ile john carlos birinci ve üçüncü gelirken, ikinciliği avustralyalı (beyaz) peter norman kazanmış. madalya töreni için bekledikleri sırada, carlos, peter norman'ın yanına gelerek sormuş:
    - insan haklarına inanıyor musun?
    - evet, inanıyorum.
    - peki ya tanrı'ya?
    - bütün kalbimle...

    bunun üzerine, iki siyah atlet kafalarındaki eylem planını açıklamışlar, norman tereddütsüz katılmış:
    - ben eyleminizi destekleyeceğim, bana ne yapmam gerektiğini söyleyin!

    ilk defa, o günler için müthiş bir provokasyon hatta devrim sayılacak bir eylem planlıyor iki genç adam: amerika'daki ırk ayrımcılığını ve siyahlara reva görülen fakirliği ve ikinci sınıf vatandaşlığı protesto edecekler... ama nasıl? fikir (avustralyalı beyaz atlet) norman'dan geliyor: bir çift siyah deri eldiven buluyorlar, sağ tekini tommie, sol tekini john eline geçiriyor; fakirliği sembolize etmek için çıplak ayakla kürsüye çıkıyorlar, başları kederle öne eğik, sıkılı yumruklarını havaya kaldırıyorlar. önlerinde duran beyaz atlet peter norman da, dayanışmasını göstermek için kalbinin üstüne insan hakları için olimpiyat projesi hareketi kokartını iğneliyor. amerikan milli marşı çalarken plan icra ediliyor ve eylem koyuluyor. ve tabii (hatırlıyorum) dünya birbirine giriyor. amerika ayağa kalkıyor. olimpiyatlar bile gölgede kalıyor, dünya gazeteleri yumrukları havada siyah atletlerin fotoğrafını birinci sayfadan veriyor... amerikan olimpiyat komitesi iki siyahın spor kariyerini o saniye bitiriyor. eylem amacına ulaşmış, amerika'daki zenci azınlığın durumu dünya gündemine girmiştir. smith ve carlos spor hayatlarını (ve buna bağlı olarak geleceklerini) feda etmişler ama dünya tarihine geçmişlerdir. dünyadaki yüz milyonlarca ezilmiş siyahın ilahı haline elmişlerdir. peki ya avustralyalı beyaz peter norman? meslektaşım aynur'un anlattığına göre, norman'ın da hayatı kararmış. tommie smith diyor ki: "peter, bir beyazdı. o günlerde siyahların haklarını savunma cesareti gösteren, onurlu ve belkemiği sahibi beyaz çok azdı. peter, avustralya'ya döndüğünde kimse yüzüne bakmadığı gibi, herkes tarafından yargılandı. onun da atletizm kariyeri bitti, spor çevrelerinden dışlandı. tehditler, işsizlik ve tecrit nedeniyle öyle sıkıntılı günler yaşadık ki, üçümüzün de ilk evliliği sona erdi".

    avustralya devleti norman'ı ölene kadar affetmemiş ama... norman intikamını mezara götürmüş: 1968 olimpiyatları finalinde ikinci olurken kırdığı 200 metre avusturalya rekoru hâlâ, 38 yıl sonra kırılamamış. ölene kadar süren eylem kardeşliği iki amerikalı ve bir avustralyalı lanetli atletin o gün başlayan eylem kardeşliği ve dostlukları ömür boyu sürmüş. üç atlet en son geçen yıl, amerika’nın san jose kentinde, o fotoğraftaki ölümsüz görüntüyü sabitleştiren heykelin açılış töreninde buluşmuşlar. aradan geçen 38 yıl oyunca, yazışmışlar, buluşmuşlar, görüşmüşler. ta, geçen hafta, peter norman evinin bahçesinde kalp krizi geçirip 64 yaşında ölene kadar. ve şimdi, o fotoğrafa iyi bakın: melbourne'de yapılan cenaze töreni. 'onurlu beyaz atlet' peter norman'ın tabutu, tommie smith (solda) ve john carlos'un omuzlarında! üç 'eylem kardeşi' son kez omuz omuza... nasıl, muhteşem bir haber değil miymiş? bu habere neredeyse tam sayfa ayıran star gazetesi'ne bravo. ve tabii meslektaşım aynur çağlı'ya da kocaman bir bravo. final onun ağzından: 'cenaze töreninde carlos ile smith'in yanına gidip 'siz mexico city'de yumruklarınızı havaya kaldırdığınızda, biz türkiye'deydik. şeref kürsüsündeki fotoğrafınız o gün bize ve kuşağımıza çok şey öğretti' dediğimde, carlos yüzünde içten ve gururlu bir gülümsemeyle eğilip, 'bizim de bütün amacımız buydu zaten' dedi.'

    kaynak: star gazetesi, 16 ekim 2006

    --- alıntı ---

    1968 mexico olimpiyatları üstteki kare ile hatırlanır;

    alttaki ise dostluğun resmidir.

    https://www.washingtonpost.com/...22JPRVZQEYT6ONIQ.jpg

    http://3.bp.blogspot.com/...eylem_kardesligi.jpg
App Store'dan indirin Google Play'den alın