139
(bkz: 6 aralık 2009 galatasaray istanbul bb spor maçı)
eski açık merdivenlerinden çıkarken yeşil zemini ilk gördüğümde adeta büyülenmiştim. yıllarca hayalini kurduğum bir anı canlı kanlı yaşıyordum. söylenen marşlar, kapalı ile yapılan karşılıklı tezahüratlar dün gibi hatırımda.
(bkz: taraftar çıldırdı liderliği istiyor)
(bkz: güle güle hoşçakal sevgilim)
(bkz: şampiyonluk kimin umrunda)
maçın ikinci yarısında, uğur uçar’ın ortasına, harry kewell’ın yeni açık tarafındaki kaleye yaptığı kafa vuruşuyla 1-0 öne geçmiştik. her şey harikaydı. maçın son dakikalarında hüseyin göçek’in verdiği birkaç yanlış karar ile taraftar olarak çileden çıkıyorduk. sanki bir şeylerin bizim adımıza ters gideceğini hisseder gibiydik. ve dakika 90+4’te maalesef topu ağlarımızda görmüştük. maç 1-1 sonuçlanmıştı. tüm stat tek bir ağızdan hüseyin göçek’e sevgilerimizi iletmiştik. arkadaşlarla büyük bir üzüntü içinde ayrılıyorduk sami yen’den. uzun süre kimsenin konuşmadığını hatırlıyorum.
daha sonra, ali sami yen’de bir bursa ve bir gençlerbirliği maçına gitmek nasip oldu ve onlarda da galip gelememiştik.
velhasıl-ı kelam sami yen’in atmosferi bambaşkaydı. daha agresif ve daha samimi bir tribün ortamı vardı. arena da evimiz, yuvamız tabii ki ama sanki sami yen’de burada olmayan bir şeyler vardı. bazen rüyamda görüyorum sami yen’i ve o güne mutlu, huzurlu başlıyorum. satırlarıma bir şarkı sözleriyle son vermek istiyorum. şimdi uzaklardasın, rüyalardasın, hayallerdesin...
(bkz: ne maçlar yaşandı, dünya cehennemi burda tanıdı)
(bkz: seni yıkacak dozerin)
eski açık merdivenlerinden çıkarken yeşil zemini ilk gördüğümde adeta büyülenmiştim. yıllarca hayalini kurduğum bir anı canlı kanlı yaşıyordum. söylenen marşlar, kapalı ile yapılan karşılıklı tezahüratlar dün gibi hatırımda.
(bkz: taraftar çıldırdı liderliği istiyor)
(bkz: güle güle hoşçakal sevgilim)
(bkz: şampiyonluk kimin umrunda)
maçın ikinci yarısında, uğur uçar’ın ortasına, harry kewell’ın yeni açık tarafındaki kaleye yaptığı kafa vuruşuyla 1-0 öne geçmiştik. her şey harikaydı. maçın son dakikalarında hüseyin göçek’in verdiği birkaç yanlış karar ile taraftar olarak çileden çıkıyorduk. sanki bir şeylerin bizim adımıza ters gideceğini hisseder gibiydik. ve dakika 90+4’te maalesef topu ağlarımızda görmüştük. maç 1-1 sonuçlanmıştı. tüm stat tek bir ağızdan hüseyin göçek’e sevgilerimizi iletmiştik. arkadaşlarla büyük bir üzüntü içinde ayrılıyorduk sami yen’den. uzun süre kimsenin konuşmadığını hatırlıyorum.
daha sonra, ali sami yen’de bir bursa ve bir gençlerbirliği maçına gitmek nasip oldu ve onlarda da galip gelememiştik.
velhasıl-ı kelam sami yen’in atmosferi bambaşkaydı. daha agresif ve daha samimi bir tribün ortamı vardı. arena da evimiz, yuvamız tabii ki ama sanki sami yen’de burada olmayan bir şeyler vardı. bazen rüyamda görüyorum sami yen’i ve o güne mutlu, huzurlu başlıyorum. satırlarıma bir şarkı sözleriyle son vermek istiyorum. şimdi uzaklardasın, rüyalardasın, hayallerdesin...
(bkz: ne maçlar yaşandı, dünya cehennemi burda tanıdı)
(bkz: seni yıkacak dozerin)