12174
dün gece yaşanan kızgınlık, üzüntü ve aldatılmışlık hissiyatı ile beraber yaşanan kaos ortamından her halükarda nasibini alacak ve almış olan güzide platform.
lakin şunu anlamakta güçlük çekiyorum; her tartışmada "yok sözlük eski halinde değil, yok güzel insanlar bir bir gidiyor, ekşi gibi olacağız vs." denilmesinden artık gına geldi.
1) taş gibi bir moderatör ekibi var ve gördükleri yanlışlıklara müdahale etmektedirler. (bu bile yeterlidir bir yandan.)
2) efsane yazarlar bir bir gidiyor, seviyor düşüyor ve "yerlerini dolduramıyoruz" gibi bir takım eleştiriler geliyor. bırakın bu söylemi sevgili renktaşlar. bir kere bu söylem hayatın olağan akışına aykırı. insanlar yaşamlarının vadesini dolduruyor bir nevi ona benziyor esasında.
otsukarci gitti, evet yok şu an ama napalım adamı zorla sözlüğe mi geri döndürelim? ben muzeciyim beni kendi özgünlüğüm ile kabul etmeyi denemelisin.
3) birilerinin yerini dolduramamaktan bahsediliyor ve bu bana garip geliyor açıkçası. böyle bir sorunsal yok ki ortada. zaten bir şekilde birileri birilerinin yerini dolduruyor burada ama "kendi özgünlükleri" içerisinde. sözlüğün emektar insanları zaten bunu yapıyor bir şekilde.
iki somut durumdan örnek vereceğim; birincisi, "otsukarci tarzında entry girmek" yani tek tek emek harcayarak entry ve başlık sayısını arttırmak ve sözlüğün dinamizmini yüksek tutmak. ikincisi ise "ne dediler" başlığını güncel tutmak mevzusudur.
buradan hareketle şahsi gözlemim birinci durum için otsukarci'nin yaptığı işleri artık baymeursault çok doğru bir şekilde yapıyor zaten.
ikinci durum ise "ne dediler" başlığı idi. o başlığı sürükleyen bir mocuishle gerçeği vardı ortada. onun bu misyonunu kendiliğinden gelişerek bir şekilde genç kardeşimiz robb stark aldı. bu kardeşimiz ise bu yazı emekçilerin arasında geçirmeyi tercih ettiği için ortada bir ihtiyaç hasıl oldu. bu kez ise on direge kesilen orta nickli renktaşımız bu misyonu kendine görev edindi ve gayet doğru bir şekilde o başlığı güncel tutuyor.
*tüm bunlar olurken de bu yukarıda saydığım insanlar bu işleri -bakın üçüncü defa yazıyorum- "kendi özgünlükleri"nden taviz vermeden yapıyor.
"eskiden sözlük böyle güzeldi şöyle iyiydi şimdi tü kaka demek" için toplumumuzun sosyolojik yapısını bir irdeleyin bakalım derim. toptan bir kirlenme yaşıyoruz ve bu durumdan az çok hepimiz etkileniyoruz. bunun yanında internet kullanıcısı profili de değişiyor.
he bir de eskiden dolar 2.5 liraydı değil mi?
lakin şunu anlamakta güçlük çekiyorum; her tartışmada "yok sözlük eski halinde değil, yok güzel insanlar bir bir gidiyor, ekşi gibi olacağız vs." denilmesinden artık gına geldi.
1) taş gibi bir moderatör ekibi var ve gördükleri yanlışlıklara müdahale etmektedirler. (bu bile yeterlidir bir yandan.)
2) efsane yazarlar bir bir gidiyor, seviyor düşüyor ve "yerlerini dolduramıyoruz" gibi bir takım eleştiriler geliyor. bırakın bu söylemi sevgili renktaşlar. bir kere bu söylem hayatın olağan akışına aykırı. insanlar yaşamlarının vadesini dolduruyor bir nevi ona benziyor esasında.
otsukarci gitti, evet yok şu an ama napalım adamı zorla sözlüğe mi geri döndürelim? ben muzeciyim beni kendi özgünlüğüm ile kabul etmeyi denemelisin.
3) birilerinin yerini dolduramamaktan bahsediliyor ve bu bana garip geliyor açıkçası. böyle bir sorunsal yok ki ortada. zaten bir şekilde birileri birilerinin yerini dolduruyor burada ama "kendi özgünlükleri" içerisinde. sözlüğün emektar insanları zaten bunu yapıyor bir şekilde.
iki somut durumdan örnek vereceğim; birincisi, "otsukarci tarzında entry girmek" yani tek tek emek harcayarak entry ve başlık sayısını arttırmak ve sözlüğün dinamizmini yüksek tutmak. ikincisi ise "ne dediler" başlığını güncel tutmak mevzusudur.
buradan hareketle şahsi gözlemim birinci durum için otsukarci'nin yaptığı işleri artık baymeursault çok doğru bir şekilde yapıyor zaten.
ikinci durum ise "ne dediler" başlığı idi. o başlığı sürükleyen bir mocuishle gerçeği vardı ortada. onun bu misyonunu kendiliğinden gelişerek bir şekilde genç kardeşimiz robb stark aldı. bu kardeşimiz ise bu yazı emekçilerin arasında geçirmeyi tercih ettiği için ortada bir ihtiyaç hasıl oldu. bu kez ise on direge kesilen orta nickli renktaşımız bu misyonu kendine görev edindi ve gayet doğru bir şekilde o başlığı güncel tutuyor.
*tüm bunlar olurken de bu yukarıda saydığım insanlar bu işleri -bakın üçüncü defa yazıyorum- "kendi özgünlükleri"nden taviz vermeden yapıyor.
"eskiden sözlük böyle güzeldi şöyle iyiydi şimdi tü kaka demek" için toplumumuzun sosyolojik yapısını bir irdeleyin bakalım derim. toptan bir kirlenme yaşıyoruz ve bu durumdan az çok hepimiz etkileniyoruz. bunun yanında internet kullanıcısı profili de değişiyor.
he bir de eskiden dolar 2.5 liraydı değil mi?
