3738
adı ne olursa olsun gitmesine, gönderilmesine, satılmasına ve bonservisine laf etmediğim, ancak yerine birini almazsak üzüleceğim topçu. yine “kör ölür badem gözlü olur” denmemesi adına rasyonel açıklama yapmak istiyorum.
1) geçen sene attığı 29 gol dışında (ki gol sayısı mevcut düzende birinci kriter değildir) duvar olma, atılan uzun topları indirerek takımı öne çıkarma, defans ile boğuşarak 2 kişiyi kilitleme gibi önemli roller üstlendiğini sanırım hepimiz gördük. mevcut kadroda eren bu işleri, fiziği daha müsait olmasına rağmen yapamıyor.
2) süreci doğru yönetmek önemliydi; burada ciddi bir hata yaptığımızı düşünüyorum. bu adam sorunlu mu? temmuz başında ayyuka çıktı zam talebi; demek ki sorunlu. yönetim ya taviz verip zam yapacak, ya da kendisini satacaktı. yönetimin zam yapmama kararının arkasında durmakla birlikte, yönetimin daha 1. dakikadan tavrının belli olduğunu biliyoruz. bu da şu demek, bu adam %51 gidici. hangi ülke, hangi lig, hangi hedef olursa olsun, ilk 11 forvetinin %51 gidici olduğunu düşündüğün an alternatifler ile görüşmen lazım. türk kulüpleri olarak en büyük sorunumuz ve en büyük kazık yediğimiz transferler hep son dakika “panik” transferleri olmuştur. gomis’i gönderdiniz, kimse çıkıp laf etmedi ancak galatasaray gibi bir takımda, hele de gomis’in sisteme uymadığı ve sorun yaşadığı dönemde a, b, c, hatta d planları için kulüpler ve oyuncu ile prensip anlaşmasına varılmış, gomis’in gittiği gün hoca ile görüşülerek seçeneklerden hangisinin takıma katılacağının, fiyatları da bilinmek sureti ile bundan en az 5 gün önce belirlenmiş olması lazımdı.
3) gomis a- bir forvet. ülkemizde a+ olmasına rağmen avrupa seviyesinde a- ve bu sene mutsuz hali ile en iyi formatta eski formunu koruyarak a-, muhtemelen b+ bir forvet olarak takımda kalacaktı. ligi biliyor olması, takımı, hocayı iyi kötü tanıyor olması diğer artılardı. işin kötü tarafı, yukarıda bahsettiğim plansız ve programsız hareketler nedeniyle baktığımız forvetler, skor katkısında gomis kadar olamayacakları gibi, en iyi günlerinde b+ olmalarını umacağımız adamlar gibi duruyor. eren ise benim gözümde c-, ona göre ne demek istediğimi anlayabilirsiniz.
özetle, gitmiş olmasında herhangi bir sıkıntı olmayan ancak gidiş tarihi itibariyle alternatifi ile anlaşılmış olmamız gereken (geçmiş zaman) forvet.
1) geçen sene attığı 29 gol dışında (ki gol sayısı mevcut düzende birinci kriter değildir) duvar olma, atılan uzun topları indirerek takımı öne çıkarma, defans ile boğuşarak 2 kişiyi kilitleme gibi önemli roller üstlendiğini sanırım hepimiz gördük. mevcut kadroda eren bu işleri, fiziği daha müsait olmasına rağmen yapamıyor.
2) süreci doğru yönetmek önemliydi; burada ciddi bir hata yaptığımızı düşünüyorum. bu adam sorunlu mu? temmuz başında ayyuka çıktı zam talebi; demek ki sorunlu. yönetim ya taviz verip zam yapacak, ya da kendisini satacaktı. yönetimin zam yapmama kararının arkasında durmakla birlikte, yönetimin daha 1. dakikadan tavrının belli olduğunu biliyoruz. bu da şu demek, bu adam %51 gidici. hangi ülke, hangi lig, hangi hedef olursa olsun, ilk 11 forvetinin %51 gidici olduğunu düşündüğün an alternatifler ile görüşmen lazım. türk kulüpleri olarak en büyük sorunumuz ve en büyük kazık yediğimiz transferler hep son dakika “panik” transferleri olmuştur. gomis’i gönderdiniz, kimse çıkıp laf etmedi ancak galatasaray gibi bir takımda, hele de gomis’in sisteme uymadığı ve sorun yaşadığı dönemde a, b, c, hatta d planları için kulüpler ve oyuncu ile prensip anlaşmasına varılmış, gomis’in gittiği gün hoca ile görüşülerek seçeneklerden hangisinin takıma katılacağının, fiyatları da bilinmek sureti ile bundan en az 5 gün önce belirlenmiş olması lazımdı.
3) gomis a- bir forvet. ülkemizde a+ olmasına rağmen avrupa seviyesinde a- ve bu sene mutsuz hali ile en iyi formatta eski formunu koruyarak a-, muhtemelen b+ bir forvet olarak takımda kalacaktı. ligi biliyor olması, takımı, hocayı iyi kötü tanıyor olması diğer artılardı. işin kötü tarafı, yukarıda bahsettiğim plansız ve programsız hareketler nedeniyle baktığımız forvetler, skor katkısında gomis kadar olamayacakları gibi, en iyi günlerinde b+ olmalarını umacağımız adamlar gibi duruyor. eren ise benim gözümde c-, ona göre ne demek istediğimi anlayabilirsiniz.
özetle, gitmiş olmasında herhangi bir sıkıntı olmayan ancak gidiş tarihi itibariyle alternatifi ile anlaşılmış olmamız gereken (geçmiş zaman) forvet.