• 42
    devir öyle bir devir ki her şey çok hızlı akıyor, lisedeydim pentium işlemciler yeni çıkmış (sonralarıı bozuk pentium'ları celeron diye gagaladı bize intel sağ olsun ilk bilgisayarıma celeron 300 almıştım bazen kendini 279 sanardı hey gidi günler bölümünü geçiyorum tamam) ben diyorum ki o zamanlar teknolojik çocuğu bendim ortamların "olm teknoloji çok ilerledi lan artık, her taraf bilgisayar dergisi doldu" o dergilerin en arka sayfasında bilgisayar parçalarının fiyatlarını yazarlar oradan pc toplar birbirimiz yaptığı liste ile karşılaştırırdık (bak yine hey gidi günler yaptım pardon) sonra babamızın aldığı maaşla karşılaştırır sittin sene alamayacağımızı idrak etince, siktiredin olm kalkın 9 aylık oynayalım der topumuza bakardık.

    ekmeğini teknoloji üzerinden kazanan biriyim, bir yandan ürün geliştiriyor yazılımcı bir ekiple bir şeyler yapmaya çalışıyoruz çapımızda, o nedenle teknoloji düşmanı falan değilim vallahi ben adana gibi bir yerde kavga gürültü içinde büyümüş kahvehane ortamlarından çıkmamış karışık kasedinde cinayet saati ardına soldier of fortune çalan ve saçını iki kere dolayarak topuz yapmış adamım hiç öyle yeni nesile düşmansın olarak algılanmasın ama doymuyorsunuz olm, sorun bu...

    bu dönem sadece sizin ergenliğinizde icat edilmedi önceden de vardı ama bu kadar yangın yerine dönmüyordu, dönmesine pek imkanda yoktu tabi, biraz eskiye gidelim 90'ların ortası transfer sezonlarını çok severdim, okul tatile girmiş full taym serserilik dönemi açılmış sabah kalkar bir şeyler atıştır sonra terlikle kimi zaman yanyalak (yalın ayak demek oluyor) sokağa çıkar doğruca bakkal'a eğer adnan abi oradaysa spor gazetelerini tek tek okumama aldığım gibi koymak şartıyla ses etmezdi babası oradaysa götüm götüm tekrar eve döner gün içinde nöbeti adnan abinin almasını beklerdim,

    adını duymadığımız kara boğalar, alman panzerleri, yaşlı kurtlar transfer edilir gazeteler en az 30 gol atacağından, kaya gibi defans olduğundan, dinamo gibi orta saha olduğundan dem vurur aha olm amına koyduk ortamın diye sevnidirik olurduk rakip takımı tutan arkadaşlarla tatile giren ve bizim hakimiyetimize giren okul bahçesinde maça başlamadan önce bu sene bittiniz olm kara boğa geldi bize diye dereyi görmeden paçaları sıvardık o kara boğalardan biri de dominic iorfa ve o dinamolar koca koca puntolarla "bize güvenin" yazısı altında barry venison mark marsh oluyordu mesela (pezevenkler içip içip olay çıkardıklarından 10 maça çıkmadan gönderildi tabi)

    sonra işte sezon baya keyifli geçiyor yapılan transferlerin kimi tutuyor kimi tutmuyordu, bu zaman ki gibi profesyonel şekilde yürümüyordu ama o zamanın şartları onu gerektiriyordu ya da biz o kadarını biliyorduk diyelim ama hiç bir şekilde x oyuncu alındı y oyuncu alınmadı (ki o zamanlar oyuncu kaçırılıyordu lan) diye taraftarın takımı terk ettiği, triplere girdiği görülmüş şey değildi ha giren oluyorsa da biz görmüyorduk ayrı.

    şimdi öyle bir bilgi bombardımanı var ki, herkes oyuncu kompedanı, birinin beğendiğini diğeri beğenmiyor adam gelmeden bundan olmaz, çöp, bunu hangi salak aldı söylentileri başlıyor, takımla adı anılan oyuncuların tivitırı altına girip bize gel lan nolur laynn mesajları atılıyor gelmezse adamın anasına avradına sövülüyor...

    velhasıl benim gördüğüm şu futbol endüstrisinin eğlenceli olan bir şeyini daha problem ve kriz haline getirmeyi başardık, kulübün görevi önceden kupa kaldırmak, avrupa da başarılı olmaktı şimdi transfer döneminde de şampiyon olmak zorunda yoksa sezona mutsuz başlayan ciddi bir kitle var.

    eskiden saçmalığı yayan çok fazla kaynak yoktu belki ondandır bilmiyorum ama ben şahsen sevmiyorum artık bu dönemleri, her boku bilen bir ton vasıfsız doluyor ortam, tribüne koysan iki takım hangi dizilişte oynuyor lan diye sorsan öhm köhm diyecek nevzat dindar, ali naci küçük, osman altunterim gibi tipler gün yüzüne çıkıyor, sermayesi yalan olan onlarca atanamayan duyumcu türüyor, amcasının kayınçocusunun yeğeni yönetimde olan bir sürü tipten ortama saçmalıklar yayılıyor ve buna inanmayı bekleyen hazır bir kitle var...

    bak futbol dışında bir de kura çekimlerini seviyorum onun içine de sıçarsanız ağır söverim.
App Store'dan indirin Google Play'den alın