1298
siyasiler spora müdahil olursa işler böyle olur. sporun siyasetten bağımsız ve özerk olmasını isteyen fifa ve uefa, onyıllardır yaşanan olaylardan hareketle bu sonuca varmıştır. fikret orman ve beşiktaş’a yapılan siyasi baskı ülkenin fifa ya da uefa’dan ihracına gidebilir. (beşiktaş, fenerbahçe ve milli takım için) bunun birçok örneği var.
şu kesin ki, recep tayyip erdoğan ve devlet bahçeli, olaylı derbiye ilişkin baskı yapmasalar, talimatlar gereği fenerbahçe hükmen yenik sayılırdı. (tabi diğer cezalar da arkasından gelirdi) ne oldu peki: maç kaldığı yerden devam ve üç maç seyircisiz oynama, bir milyon tl para cezası. şimdi soru şu: maçı hükmen vermediyseniz üç maç seyircisizi cezası neden? üç maç seyircisiz verdiyseniz devam kararı neden?
ben bir galatasaraylı olarak, beşiktaş’a da fenerbahçe’ye de eşit uzaklıktayım. ancak adaletin yanında olmak zorundayım. çünkü allah bize birinci olarak doğrunun ve haklının yanında, haksızın karşısında ol emrini veriyor. ülkemizde öyle olaylar oluyor ki insan şaşıp kalıyor. açık açık, milyonlarca insanın gözü önünde haksızlık yapılıyor. dünyanın neresinde böyle olaylı bir maç sonrası maça kaldığı yerden devam kararı çıkabilir. iddia ediyorum hiçbir ülkede (ortadoğu, asya ve afrika dahil) bu kadar açık bir haksızlık yapılamazdı.
şimdi şenol güneş’in tiyatroculuğundan bahsedenleri duyar gibiyim. evet ben de şenol güneş’in kafasına atılan zımbaların şüpheli olduğunu teslim ediyorum. ancak iki olayı birbirinden ayırmak zorundayız. zımba olayına kadar sahada yaşananlar var. şenol güneş’in kafasına atılan cisimler var. 65 yaşındaki adamın yerlere yatırılması var. önce bunların hükmünü verelim sonra şenol güneş’i ve doktorunu yargılarız. bunlar farklı konular. şöyle düşünelim; şenol güneş’in kafasına o zımbalar ya da dikişler atılmasaydı, sadece soyunma odasına gidip kendisini iyi hissetmediğini söyleseydi fenerbahçe’ye ceza verilmeyecek miydi?
hasan çetinkaya’nın da kafası yarılmıştı. doğru, gerçekten de üzücüydü ama bu kafa yarma olayları fenerbahçe stadında başlamadı mı? fenerbahçe stadında yıllardır bu olaylar yaşanmıyor mu? o zaman bu işin miladı da fenerbahçe’den başlamalıydı ve diğer tüm takımlar için de ibretlik olmalıydı. ne olurdu yani fenerbahçe bu kupayı bir yıl daha almasaydı. hatta her iki takım da bu yıl kupadan ihraç edilseydi daha da tatmin edici olmaz mıydı? kupa direkt akhisar’a verilir olur biterdi. böyle olsa günün gözü mü tutulurdu. hayır tabiki ama işin içine siyaset ve oy kaygısı girdi olaylar böyle sarpa sardı.
ben iddia ediyorum, bu olaylar hem beşiktaş’ı, hem fenerbahçe’yi hem de olaya müdahil olan siyasileri kötü etkileyecek. bu olay yıllarca konuşulacak. ülkemizi dünya’da küçük düşürecek. ne gerek vardı bunlara. verirsin ibretlik bir ceza herkes alırdı dersini.bir kupa almamış olmaları hiçbir takım taraftarını üzmezdi.
aslında hiçbir şey için geç değil. en çıkar yol her iki takımı da kupadan ihraç edip kupayı akhisar’a vermek ve fenerbahçe’nin saha kapatma ve para cezasını onamak. bu kararı da tahkim verebilir.
siyasilerden özellikle rica ediyorum. lütfen, ama lütfen spora karışmayın. gelin sadece bir taraftar gibi maçınızı izleyin ve gidin. aynı ricam tsk mensupları için de geçerli.
ekleme: fikret orman'ın bu sonucu hakettiğini de belirtelim.
şu kesin ki, recep tayyip erdoğan ve devlet bahçeli, olaylı derbiye ilişkin baskı yapmasalar, talimatlar gereği fenerbahçe hükmen yenik sayılırdı. (tabi diğer cezalar da arkasından gelirdi) ne oldu peki: maç kaldığı yerden devam ve üç maç seyircisiz oynama, bir milyon tl para cezası. şimdi soru şu: maçı hükmen vermediyseniz üç maç seyircisizi cezası neden? üç maç seyircisiz verdiyseniz devam kararı neden?
ben bir galatasaraylı olarak, beşiktaş’a da fenerbahçe’ye de eşit uzaklıktayım. ancak adaletin yanında olmak zorundayım. çünkü allah bize birinci olarak doğrunun ve haklının yanında, haksızın karşısında ol emrini veriyor. ülkemizde öyle olaylar oluyor ki insan şaşıp kalıyor. açık açık, milyonlarca insanın gözü önünde haksızlık yapılıyor. dünyanın neresinde böyle olaylı bir maç sonrası maça kaldığı yerden devam kararı çıkabilir. iddia ediyorum hiçbir ülkede (ortadoğu, asya ve afrika dahil) bu kadar açık bir haksızlık yapılamazdı.
şimdi şenol güneş’in tiyatroculuğundan bahsedenleri duyar gibiyim. evet ben de şenol güneş’in kafasına atılan zımbaların şüpheli olduğunu teslim ediyorum. ancak iki olayı birbirinden ayırmak zorundayız. zımba olayına kadar sahada yaşananlar var. şenol güneş’in kafasına atılan cisimler var. 65 yaşındaki adamın yerlere yatırılması var. önce bunların hükmünü verelim sonra şenol güneş’i ve doktorunu yargılarız. bunlar farklı konular. şöyle düşünelim; şenol güneş’in kafasına o zımbalar ya da dikişler atılmasaydı, sadece soyunma odasına gidip kendisini iyi hissetmediğini söyleseydi fenerbahçe’ye ceza verilmeyecek miydi?
hasan çetinkaya’nın da kafası yarılmıştı. doğru, gerçekten de üzücüydü ama bu kafa yarma olayları fenerbahçe stadında başlamadı mı? fenerbahçe stadında yıllardır bu olaylar yaşanmıyor mu? o zaman bu işin miladı da fenerbahçe’den başlamalıydı ve diğer tüm takımlar için de ibretlik olmalıydı. ne olurdu yani fenerbahçe bu kupayı bir yıl daha almasaydı. hatta her iki takım da bu yıl kupadan ihraç edilseydi daha da tatmin edici olmaz mıydı? kupa direkt akhisar’a verilir olur biterdi. böyle olsa günün gözü mü tutulurdu. hayır tabiki ama işin içine siyaset ve oy kaygısı girdi olaylar böyle sarpa sardı.
ben iddia ediyorum, bu olaylar hem beşiktaş’ı, hem fenerbahçe’yi hem de olaya müdahil olan siyasileri kötü etkileyecek. bu olay yıllarca konuşulacak. ülkemizi dünya’da küçük düşürecek. ne gerek vardı bunlara. verirsin ibretlik bir ceza herkes alırdı dersini.bir kupa almamış olmaları hiçbir takım taraftarını üzmezdi.
aslında hiçbir şey için geç değil. en çıkar yol her iki takımı da kupadan ihraç edip kupayı akhisar’a vermek ve fenerbahçe’nin saha kapatma ve para cezasını onamak. bu kararı da tahkim verebilir.
siyasilerden özellikle rica ediyorum. lütfen, ama lütfen spora karışmayın. gelin sadece bir taraftar gibi maçınızı izleyin ve gidin. aynı ricam tsk mensupları için de geçerli.
ekleme: fikret orman'ın bu sonucu hakettiğini de belirtelim.