36
futbolda winner kavramını boş buluyorum. çalışma ve doğru yapılanmanın olmadığı bir ortamda -başka her ne olursa olsun- herhangi bir başarı ya da kazanım olacağına da inanmıyorum.
bu yüzden değerli taraftarlarımızı önümüzdeki maçları ve şampiyonluk ihtimalimizi değerlendirirken winner'lık üzerinden değil; mevcut kadro(oyuncu kalitesi, eksikler), taktikler ve teknik direktör, rakiplerin durumu(kadro kalitesi, eksikler, taktik vs.) gibi daha gerçekçi parametrelere bakarak değerlendirmede bulunmaya davet ediyorum.
zira winnerlık kavramı öyle yerli yersiz yalan yanlış şekillerde kullanıldı ve içi boşaltıldı ki, artık giderek beşiktaş taraftarının şerefli üçüncülük edebiyatı patolojisine benzer bir patolojiye dönüşmeye başladı. daha da önemlisi giderek başarıya endeksli bir taraftar kitlesi yarattı ki, bu durum artık oyunculara, takıma, teknik direktöre ve kulübe zarar veren boyutlara ulaştı.
buna bir son vermek gerek. her hâlükârda başımız dik ve takıma güveniyoruz, bunun için başka gerekçelere ihtiyacımız yok.
bu yüzden değerli taraftarlarımızı önümüzdeki maçları ve şampiyonluk ihtimalimizi değerlendirirken winner'lık üzerinden değil; mevcut kadro(oyuncu kalitesi, eksikler), taktikler ve teknik direktör, rakiplerin durumu(kadro kalitesi, eksikler, taktik vs.) gibi daha gerçekçi parametrelere bakarak değerlendirmede bulunmaya davet ediyorum.
zira winnerlık kavramı öyle yerli yersiz yalan yanlış şekillerde kullanıldı ve içi boşaltıldı ki, artık giderek beşiktaş taraftarının şerefli üçüncülük edebiyatı patolojisine benzer bir patolojiye dönüşmeye başladı. daha da önemlisi giderek başarıya endeksli bir taraftar kitlesi yarattı ki, bu durum artık oyunculara, takıma, teknik direktöre ve kulübe zarar veren boyutlara ulaştı.
buna bir son vermek gerek. her hâlükârda başımız dik ve takıma güveniyoruz, bunun için başka gerekçelere ihtiyacımız yok.
