374
fernando ve melo transferi hakkında okuduklarımı bu başlıkta da görüyorum.
melo gelmeden önce bir bidon efsanesi vardı, hikaye. bidon demek o yıl ki en kötü performans ya da en kötü transfer değil. bir sürü transferler oluyor, 1 maç oynamadan gidiyor. bu "altın bidon" olayı, tamamen beklenti-fiyat-performans üçlüsünün eseri. örnek yıllar önce mancini döneminde ki en kötü transferimiz olarak kimse umut gündoğan demez. tarık der, hajrovic der, ontivero der. çünkü umut'tan zaten bir beklenti yoktu, fiyatı düşüktü. beklenti olan, büyük performans beklenen oyuncular seçilir bu şekilde.
gelelim "kazma" saçmalığına. melo da gelmeden önce, gelmesini isteyenler bile ayağı iyi değil, sert ve düz bir oyuncu diyordu. juventus tarzı bir takımda öyle görünmesi doğal. sen hele bir gel bakalım fiorentina günlerine. gör tekniğini. juventus'ta tekniğini göstermesine gerek kalmayacak yardımcıları vardı. pirlo, marchisio gibi. bu tür oyuncular varken, ne gerek var melo'nun ters pas denemelerine. verir 1 metre önündeki pirlo'ya salar araya.
fernando da aynı şekilde. aynı yorumları okudum. iyi oyuncu, gelmesini isterim, çok iyi süpürür, çok iyi top çalar, "tekniği vasat" dendi. öyle olmadığını hep beraber gördük. orada da aynı şekilde, yaya mı dersin, de bruyne mu dersin, david silva mı dersin, yoksa ilkay mı?! bunlar varken zaten teknik olarak onların 1-2 tık altı fernando'nun fantaziye girmesine gerek yok. bu oyuncuların 1-2 tık teknik altı da bizim için haylı hayli yeterli.
fellaini konusunda da aynı yorumları okuyunca aklıma geldi yazayım dedim. fellaini, everton'dayken fiziğinden sonraki en iyi özelliği topla yaptıklarıydı. manu'da ise, farklı özellikleriyle ön plana çıktı çünkü o ortasaha da oynamak istiyorsan, farklı özelliklerini gösterip, diğerlerinin açıklarını kapatmalısın. öyle bir hava var ki, fellaini sanki sadece hava topu alır, omuzu vurur top çalar, o kadar. inanın öyle değil. bizim lig için biçilmiş kaftan kendisi. çokta iyi olur çokta mükemmel transfer olur.
edit: imla.
melo gelmeden önce bir bidon efsanesi vardı, hikaye. bidon demek o yıl ki en kötü performans ya da en kötü transfer değil. bir sürü transferler oluyor, 1 maç oynamadan gidiyor. bu "altın bidon" olayı, tamamen beklenti-fiyat-performans üçlüsünün eseri. örnek yıllar önce mancini döneminde ki en kötü transferimiz olarak kimse umut gündoğan demez. tarık der, hajrovic der, ontivero der. çünkü umut'tan zaten bir beklenti yoktu, fiyatı düşüktü. beklenti olan, büyük performans beklenen oyuncular seçilir bu şekilde.
gelelim "kazma" saçmalığına. melo da gelmeden önce, gelmesini isteyenler bile ayağı iyi değil, sert ve düz bir oyuncu diyordu. juventus tarzı bir takımda öyle görünmesi doğal. sen hele bir gel bakalım fiorentina günlerine. gör tekniğini. juventus'ta tekniğini göstermesine gerek kalmayacak yardımcıları vardı. pirlo, marchisio gibi. bu tür oyuncular varken, ne gerek var melo'nun ters pas denemelerine. verir 1 metre önündeki pirlo'ya salar araya.
fernando da aynı şekilde. aynı yorumları okudum. iyi oyuncu, gelmesini isterim, çok iyi süpürür, çok iyi top çalar, "tekniği vasat" dendi. öyle olmadığını hep beraber gördük. orada da aynı şekilde, yaya mı dersin, de bruyne mu dersin, david silva mı dersin, yoksa ilkay mı?! bunlar varken zaten teknik olarak onların 1-2 tık altı fernando'nun fantaziye girmesine gerek yok. bu oyuncuların 1-2 tık teknik altı da bizim için haylı hayli yeterli.
fellaini konusunda da aynı yorumları okuyunca aklıma geldi yazayım dedim. fellaini, everton'dayken fiziğinden sonraki en iyi özelliği topla yaptıklarıydı. manu'da ise, farklı özellikleriyle ön plana çıktı çünkü o ortasaha da oynamak istiyorsan, farklı özelliklerini gösterip, diğerlerinin açıklarını kapatmalısın. öyle bir hava var ki, fellaini sanki sadece hava topu alır, omuzu vurur top çalar, o kadar. inanın öyle değil. bizim lig için biçilmiş kaftan kendisi. çokta iyi olur çokta mükemmel transfer olur.
edit: imla.