17
2001-2002 şampiyonluğunun geldiği maç. her ne kadar şampiyonluğun matematiksel olarak garantilendiği deplasman kocaeli olsa da bu maçtan sonra matematik dışındaki tüm bilim dallarına göre şampiyonluk gelmiştir artık.
tıpkı bu sezonki gibi deplasman fobisi denen olayı iliklerine kadar yaşıyorduk. iç sahada sezonu 17/17 ile tamamlayacak olan takım deplasmanda ecel terleri döküyordu. sezon başında antep deplasmanında güç bela koparılan beraberliğin ardından rizespor'un tarihi maçta 6-3, malatyaspor'u da 2-0 ile geçtik. o maçın ardından emre aşık'ın kendi kalemize gol attığı 2-2'lik beşiktaş deplasmanı ile başlayan deplasman serisinde 4 mağlubiyet 5 beraberlik almıştık.
tabi o sezon avrupa fatihi dönemimizin de kapanış sezonuydu. 5 beraberlik 1 ofsayt golle çeyrek finalin kapısından dönmüştük. ofsayt golle kaybettiğimiz barcelona maçı öncesine denk geldiği için ertelenen trabzonspor maçı'na çıkmıştık bu maçtan 4 gün önce. hasan şaş'ın 60 metre top sürerek attığı golle de hatırlanan bu maçı 2-0 kazanıp deplasman serisini bitirip maç eksiğiyle puan puana gittiğimiz, haftasonu gençlerbirliği deplasmanında son dakikada 2 puan bırakan fenerbahçe'nin 3 puan önüne geçmiştik.
işbu ahval ve şerait içinde çıkılan bir deplasmandı. beyaz formayla çıkmıştık yanlış hatırlamıyorsam, ultraslan'ın yeni kurulduğu zamanlar olmasının da etkisiyle uzun yıllardan sonra en kalabalık deplasman tribünlerinden biri vardı. küçük çaplı olayların ardından başlayan maç çok sıkıntılı geçti. son haftada 1 puan farkla kümede kalacak olan samsunspor direndi, ya da biz bir türlü fişi çekemedik. hem çok zaman geçtiği hem de izleyemediğim için. deplasman tribününde, kahvehanelerde, evlerde milyonlarca taraftarın aklında acabalar, "yine mi" soruları dönüp duruyordu. #37980 numaralı entryde bahsi geçen o sihirli an geldiğinde milyonlarca taraftar bir şekilde seviniyordu. sevinçlerin en güzeli ise radu'nun 110 metre depar atıp koştuğu samsun'daki deplasman tribünündeydi...
bir deplasman fobisi bitiyor, bir şampiyonluk geliyor, birilerinin hevesi kursağında kalıyor, en önemlisi galatasaray yine kamyon gibi çarpıyordu....
tıpkı bu sezonki gibi deplasman fobisi denen olayı iliklerine kadar yaşıyorduk. iç sahada sezonu 17/17 ile tamamlayacak olan takım deplasmanda ecel terleri döküyordu. sezon başında antep deplasmanında güç bela koparılan beraberliğin ardından rizespor'un tarihi maçta 6-3, malatyaspor'u da 2-0 ile geçtik. o maçın ardından emre aşık'ın kendi kalemize gol attığı 2-2'lik beşiktaş deplasmanı ile başlayan deplasman serisinde 4 mağlubiyet 5 beraberlik almıştık.
tabi o sezon avrupa fatihi dönemimizin de kapanış sezonuydu. 5 beraberlik 1 ofsayt golle çeyrek finalin kapısından dönmüştük. ofsayt golle kaybettiğimiz barcelona maçı öncesine denk geldiği için ertelenen trabzonspor maçı'na çıkmıştık bu maçtan 4 gün önce. hasan şaş'ın 60 metre top sürerek attığı golle de hatırlanan bu maçı 2-0 kazanıp deplasman serisini bitirip maç eksiğiyle puan puana gittiğimiz, haftasonu gençlerbirliği deplasmanında son dakikada 2 puan bırakan fenerbahçe'nin 3 puan önüne geçmiştik.
işbu ahval ve şerait içinde çıkılan bir deplasmandı. beyaz formayla çıkmıştık yanlış hatırlamıyorsam, ultraslan'ın yeni kurulduğu zamanlar olmasının da etkisiyle uzun yıllardan sonra en kalabalık deplasman tribünlerinden biri vardı. küçük çaplı olayların ardından başlayan maç çok sıkıntılı geçti. son haftada 1 puan farkla kümede kalacak olan samsunspor direndi, ya da biz bir türlü fişi çekemedik. hem çok zaman geçtiği hem de izleyemediğim için. deplasman tribününde, kahvehanelerde, evlerde milyonlarca taraftarın aklında acabalar, "yine mi" soruları dönüp duruyordu. #37980 numaralı entryde bahsi geçen o sihirli an geldiğinde milyonlarca taraftar bir şekilde seviniyordu. sevinçlerin en güzeli ise radu'nun 110 metre depar atıp koştuğu samsun'daki deplasman tribünündeydi...
bir deplasman fobisi bitiyor, bir şampiyonluk geliyor, birilerinin hevesi kursağında kalıyor, en önemlisi galatasaray yine kamyon gibi çarpıyordu....