146
ultras/movement blog olarak izlenimlerimiz şöyle:
1-sivasspor maçında hakeme itirazdan dolayı fırat aydınus'tan sarı kart görüp, pazartesi gecesi ligde oynanacak olan antalyaspor karşılaşmasında cezalı duruma düşen muslera'nın yerine oynayacak kaleciye "maç tecrübesi" olması açısından bu gece eray ya da carrosso'yu beklerken, fatih terim ilk maçın 2-2 gibi bir avantajla bitmesine rağmen kupaya verdiği ciddiyeti kaleye muslera'yı koyarak gösterdi. takımın as kalecisini ilk olarak taktik tahtasına yazıldığını gören diğer topçulara da mesaj vermiş oldu hoca. belki çok top gelmedi muslera'ya ama "zincirleme" hatalarla gelen konyaspor'un golünde biraz daha konsantre olsa, belki topu ağlardan çıkarmak zorunda kalmazdı...
2-yeni transfer nagatomo ilk defa kendi evinde galatasaray taraftarının önüne çıktı ve karşılaşmanın en iyileri arasında yerini aldı. yeni bir takıma gelmiş olmak, belki de takım arkadaşlarının daha adlarını ezberleyemişşken, geldiği şehrin havasına suyuna alışamadan, bir de eşinin doğum yapması nedeniyle takım arkadaşları tatil yaparken italya'ya gidip gelmesi gibi "konsantre" olmayı engelleyecek şartlar varken, sahada oynamak oldukça zordur ama "profesyonelliği" ve "istikrarı" ile nam salan yuto nagatomo kendisine güvenenleri mahçup etmedi. sadece savunma yapmadı japon sol bek, aynı zamanda her atakta "speedy gonzalez" misali rakip ceza sahası çevresinde "bitiverdi"... böyle devam et yuto...
3-konyaspor'un attığı golde martin linnes ilk hamlede hatalıydı ama fofana ceza sahası içinde lafın tam manasıyla hakan balta'nın "belini kırarak" golünü attı. fatih terim, konya'daki ilk maçtan sonra hakan balta'nın bundan sonra sol bek oynamayacağını belirtmiş ve tecrübeli oyuncuyu takımın stoperleri arasına "yazmıştı". bu gece hakan'ı serdar aziz'le birlikte kalecinin önünde görevlendirdi ama gördük ki hakan artık futbolun son demlerini yaşıyor. ilk goldeki hatasıyla birlikte, maç içinde konyaspor'un nadir gelişen ataklarında "çekimser" ve "yavaş" kaldı galatasaray'ın "emektar" stoperi. buna rağmen tecrübesiyle de maç içinde "idare" etmesini bildi ama ligin kora kor oynandığı haftalarında hakan forma şansı bulması halinde "sırıtacaktır"...
4- galatasaray'ın ideal stoper ikilisi serdar aziz - maicon'dur. sadece savunmada değil, hücumda da oldukça etkili oluyor "ikiz kuleler"... iç sahada şok bir golle geriye düştükten sonra sinan'ın yaptığı ortada stoperlere özgü bir kafa vuruşuyla skoru eşitledi. denayer'in hızından mı memnun kalıyorlar, iki tane aynı tip stoper mi istemiyorlar hocalar bilmem de serdar aziz bu sene bursaspor'da kaptanlık yaptığı yılları anımsatırcasına başarılı bir grafik ortaya koyuyor ve formayı hak ediyor.
5-goller belki son dakikalarda geldi ama galatasaray özellikle ikinci yarı oldukça baskılı bir maç çıkardı rakibi önünde ve 4 gollü galibiyetle yarı finale yükseldi. maç bitiminde yayıncı kuruluşa verdiği demeçte fatih terim oyunun başarılıları arasında ryan donk'u da saydı ama hollandalı bence takımın "en zayıf halkasıydı". fatih terim ısrarla donk'u kazanmayı deniyor ama siyahi oyuncuda maalesef o "kumaş" yok. savunmadan aldığı topla çıkışları "slow motion" hızında olan donk, oyun görüşü de olmadığı için etkili ve kritik pas da atamıyor. zaten verdiği paslar da ya şut gibi çok sert ya da çok zayıf ve takım arkadaşlarını zor durumda bırakabiliyor verdiği pastlarda. pazartesi gecesi antalyaspor maçında tolga'ya yerini bırakacaktır donk... fernando döndüğünde de stoperlerin önü tamamen brezilyalıya emanet olacaktır.
6-aykut kocaman hakemlerden şikayet ediyor ya, galatasaray teknik adamı olsaydı herhalde aleyhinde yapılan hakem hatalarıyla ilgili kitap yazardı. karşılaşmayı yöneten hakemlerin bilerek "taraflı" karar vereceğine ihtimal vermek istemiyorum da bilinç altlarında fatih terim "kompleksi" yattığını düşünüyorum... fatih terim'in karizmasından etkilenmediklerini göstermek için "tartışılmayacak" penaltılara bile devam kararı verebiliyorlar. bu gece galatasaray lehine bir kırmızı kart ile iki penaltı "güme" gitti. gomis'in gole giderken ceza sahası önünde düşürülmesine düdük çalan hakem, son adam olan selim'e neden sarı kart gösterir ki? ya kalecinin güreşte 2 puan verilecek bir hareketle linnes'i "tuş" etmesine nasıl bakılır? konyaspor kaptanı selim'in gomis'in bağcığını tutup çekmesi ise "zeka örneği"... ümit öztürk'ün maçtan sonra yönettiği maçı izlemem gibi bir huyu varsa, çalmadığı düdüklere çok pişman olacaktır.
7-kupa golcüsü sinan bu gece belki ağları sarsamadı ama galatasaray'ın beraberlik golünde serdar'a yaptığı asistle yine "kupa maçı varsa benim adımı yazar mısın?" dedi hocasına. kupa maçlarında hocası şans vermeye devam eder de, ligte kanatlar feghouli ve rodriguez'den sorulacaktır.
8-fatih terim, konya karşısında 4-1-4-1 dizilişiyle çıkarken donk'u melo gibi oynatmak istedi ama hollanda'lı sırıttı tabi. donk'un hemen önünde de selçuk ve belhanda gibi ayağına hakim orta saha oyuncuları ile beslemek istedi ileri uç elemanlarını. başarılı da oldu, fernando'nun sahalara dönüşü sonrası bu sistem daha da "tıkır tıkır" işleyecek...
9- maçta iki gol atan gomis'in saha içi performansı kadar maç sonu söyledikleri de oldukça çarpıcıydı. "keyifli bir oyun geçirdik. attığım golü hocamızla kutladım. geçen maçta kötü oynamıştım, hocamla konuştuk ve kulağımı çekti! ben de bundan derslerimi çıkardım. bana bir baba gibi yaklaştı, ben de bir oğul gibi ona davrandım." zaten ilk golden sonra saha kenarına gidip fatih terim'e bir sarılması vardı ki, gol olmuşçasına alkış tufanı koptu stadyumda. igor tudor sonrası galatasaray'a fatih terim gelsin derken, bundan bahsediyorduk, hocanın "ikili ilişkilerdeki" etkisinden. türk oyuncuları geçtim de yabancı bir oyuncu "baba-oğul ve kulak çekmesi" diyorsa, galatasaray'da takım ruhundan bahsedilir.
10- takıma transfer olduğu günden beri ilk defa 10 numara bir oyun sergiledi younes belhanda. fatih hoca sadece gomis'le değil, kendisiyle de konuşmuş olmalı ki, arkasında hocasının desteği ama "lakayitlikte" terim'in "sopasını" görmüş faslı oyun kurucu ki takımı bir orkestra şefi gibi yönetti. sadece oynatmadı takım arkadaşlarını attığı ara paslar ve savunma arkasına toplarla, aynı zamanda rakibi de "ısırdı", pres yaptı, koştu, o kadar arzuluydu ki konyaspor yarı alanı ortalarında taca çıkacak bir topu tutmak için bile ter döktü. böyle istekli ve giydiği formanın ağırlığını hissederek oynamaya devam etsin, ben bugüne kadar yazdıklarım için kendisinden özür dilemeye razıyım. umarım bu gece izlediğimiz sadece "fragmandır", esas belhanda antalyaspor maçıyla vizyona girer de mayıstaki şampiyonlukta en büyük pay sahibi olan topçular arasında adından söz ettirir. iyi oynarken de yazalım yine eleştirimizi: şut atmaktan neden çekiniyor acaba belhanda? olur olmaz yerden vurmasın topa da, altı pas içinden de kaleyi düşünsün, pas atmak yerine. güven problemi ise mesele, bu geceki oyunuyla taraftarın kalbini fethetti, antalyaspor karşısında böyle oynarsa, kimse vurduğu isabetsiz pas sonrası homurdanmaz...
11-konyaspor'u eledikten sonra yarı finalde kayseri'yi beklerken, akhisar sürpriz yaptı ve rakibimiz oldu. karşı taraftar beşiktaş-fenerbahçe birbirlerini yiyecekler ve final mücadelesi yapacaklar. kura avantajı var galatasaray'ın final yolunda ve fatih hoca bu gece gösterdi ki kupayı bir yük değil, bir hedef olarak görüyor.
kaynak: https://ultrasmovement.blogspot.com.tr/...tiker-konyaspor.html
1-sivasspor maçında hakeme itirazdan dolayı fırat aydınus'tan sarı kart görüp, pazartesi gecesi ligde oynanacak olan antalyaspor karşılaşmasında cezalı duruma düşen muslera'nın yerine oynayacak kaleciye "maç tecrübesi" olması açısından bu gece eray ya da carrosso'yu beklerken, fatih terim ilk maçın 2-2 gibi bir avantajla bitmesine rağmen kupaya verdiği ciddiyeti kaleye muslera'yı koyarak gösterdi. takımın as kalecisini ilk olarak taktik tahtasına yazıldığını gören diğer topçulara da mesaj vermiş oldu hoca. belki çok top gelmedi muslera'ya ama "zincirleme" hatalarla gelen konyaspor'un golünde biraz daha konsantre olsa, belki topu ağlardan çıkarmak zorunda kalmazdı...
2-yeni transfer nagatomo ilk defa kendi evinde galatasaray taraftarının önüne çıktı ve karşılaşmanın en iyileri arasında yerini aldı. yeni bir takıma gelmiş olmak, belki de takım arkadaşlarının daha adlarını ezberleyemişşken, geldiği şehrin havasına suyuna alışamadan, bir de eşinin doğum yapması nedeniyle takım arkadaşları tatil yaparken italya'ya gidip gelmesi gibi "konsantre" olmayı engelleyecek şartlar varken, sahada oynamak oldukça zordur ama "profesyonelliği" ve "istikrarı" ile nam salan yuto nagatomo kendisine güvenenleri mahçup etmedi. sadece savunma yapmadı japon sol bek, aynı zamanda her atakta "speedy gonzalez" misali rakip ceza sahası çevresinde "bitiverdi"... böyle devam et yuto...
3-konyaspor'un attığı golde martin linnes ilk hamlede hatalıydı ama fofana ceza sahası içinde lafın tam manasıyla hakan balta'nın "belini kırarak" golünü attı. fatih terim, konya'daki ilk maçtan sonra hakan balta'nın bundan sonra sol bek oynamayacağını belirtmiş ve tecrübeli oyuncuyu takımın stoperleri arasına "yazmıştı". bu gece hakan'ı serdar aziz'le birlikte kalecinin önünde görevlendirdi ama gördük ki hakan artık futbolun son demlerini yaşıyor. ilk goldeki hatasıyla birlikte, maç içinde konyaspor'un nadir gelişen ataklarında "çekimser" ve "yavaş" kaldı galatasaray'ın "emektar" stoperi. buna rağmen tecrübesiyle de maç içinde "idare" etmesini bildi ama ligin kora kor oynandığı haftalarında hakan forma şansı bulması halinde "sırıtacaktır"...
4- galatasaray'ın ideal stoper ikilisi serdar aziz - maicon'dur. sadece savunmada değil, hücumda da oldukça etkili oluyor "ikiz kuleler"... iç sahada şok bir golle geriye düştükten sonra sinan'ın yaptığı ortada stoperlere özgü bir kafa vuruşuyla skoru eşitledi. denayer'in hızından mı memnun kalıyorlar, iki tane aynı tip stoper mi istemiyorlar hocalar bilmem de serdar aziz bu sene bursaspor'da kaptanlık yaptığı yılları anımsatırcasına başarılı bir grafik ortaya koyuyor ve formayı hak ediyor.
5-goller belki son dakikalarda geldi ama galatasaray özellikle ikinci yarı oldukça baskılı bir maç çıkardı rakibi önünde ve 4 gollü galibiyetle yarı finale yükseldi. maç bitiminde yayıncı kuruluşa verdiği demeçte fatih terim oyunun başarılıları arasında ryan donk'u da saydı ama hollandalı bence takımın "en zayıf halkasıydı". fatih terim ısrarla donk'u kazanmayı deniyor ama siyahi oyuncuda maalesef o "kumaş" yok. savunmadan aldığı topla çıkışları "slow motion" hızında olan donk, oyun görüşü de olmadığı için etkili ve kritik pas da atamıyor. zaten verdiği paslar da ya şut gibi çok sert ya da çok zayıf ve takım arkadaşlarını zor durumda bırakabiliyor verdiği pastlarda. pazartesi gecesi antalyaspor maçında tolga'ya yerini bırakacaktır donk... fernando döndüğünde de stoperlerin önü tamamen brezilyalıya emanet olacaktır.
6-aykut kocaman hakemlerden şikayet ediyor ya, galatasaray teknik adamı olsaydı herhalde aleyhinde yapılan hakem hatalarıyla ilgili kitap yazardı. karşılaşmayı yöneten hakemlerin bilerek "taraflı" karar vereceğine ihtimal vermek istemiyorum da bilinç altlarında fatih terim "kompleksi" yattığını düşünüyorum... fatih terim'in karizmasından etkilenmediklerini göstermek için "tartışılmayacak" penaltılara bile devam kararı verebiliyorlar. bu gece galatasaray lehine bir kırmızı kart ile iki penaltı "güme" gitti. gomis'in gole giderken ceza sahası önünde düşürülmesine düdük çalan hakem, son adam olan selim'e neden sarı kart gösterir ki? ya kalecinin güreşte 2 puan verilecek bir hareketle linnes'i "tuş" etmesine nasıl bakılır? konyaspor kaptanı selim'in gomis'in bağcığını tutup çekmesi ise "zeka örneği"... ümit öztürk'ün maçtan sonra yönettiği maçı izlemem gibi bir huyu varsa, çalmadığı düdüklere çok pişman olacaktır.
7-kupa golcüsü sinan bu gece belki ağları sarsamadı ama galatasaray'ın beraberlik golünde serdar'a yaptığı asistle yine "kupa maçı varsa benim adımı yazar mısın?" dedi hocasına. kupa maçlarında hocası şans vermeye devam eder de, ligte kanatlar feghouli ve rodriguez'den sorulacaktır.
8-fatih terim, konya karşısında 4-1-4-1 dizilişiyle çıkarken donk'u melo gibi oynatmak istedi ama hollanda'lı sırıttı tabi. donk'un hemen önünde de selçuk ve belhanda gibi ayağına hakim orta saha oyuncuları ile beslemek istedi ileri uç elemanlarını. başarılı da oldu, fernando'nun sahalara dönüşü sonrası bu sistem daha da "tıkır tıkır" işleyecek...
9- maçta iki gol atan gomis'in saha içi performansı kadar maç sonu söyledikleri de oldukça çarpıcıydı. "keyifli bir oyun geçirdik. attığım golü hocamızla kutladım. geçen maçta kötü oynamıştım, hocamla konuştuk ve kulağımı çekti! ben de bundan derslerimi çıkardım. bana bir baba gibi yaklaştı, ben de bir oğul gibi ona davrandım." zaten ilk golden sonra saha kenarına gidip fatih terim'e bir sarılması vardı ki, gol olmuşçasına alkış tufanı koptu stadyumda. igor tudor sonrası galatasaray'a fatih terim gelsin derken, bundan bahsediyorduk, hocanın "ikili ilişkilerdeki" etkisinden. türk oyuncuları geçtim de yabancı bir oyuncu "baba-oğul ve kulak çekmesi" diyorsa, galatasaray'da takım ruhundan bahsedilir.
10- takıma transfer olduğu günden beri ilk defa 10 numara bir oyun sergiledi younes belhanda. fatih hoca sadece gomis'le değil, kendisiyle de konuşmuş olmalı ki, arkasında hocasının desteği ama "lakayitlikte" terim'in "sopasını" görmüş faslı oyun kurucu ki takımı bir orkestra şefi gibi yönetti. sadece oynatmadı takım arkadaşlarını attığı ara paslar ve savunma arkasına toplarla, aynı zamanda rakibi de "ısırdı", pres yaptı, koştu, o kadar arzuluydu ki konyaspor yarı alanı ortalarında taca çıkacak bir topu tutmak için bile ter döktü. böyle istekli ve giydiği formanın ağırlığını hissederek oynamaya devam etsin, ben bugüne kadar yazdıklarım için kendisinden özür dilemeye razıyım. umarım bu gece izlediğimiz sadece "fragmandır", esas belhanda antalyaspor maçıyla vizyona girer de mayıstaki şampiyonlukta en büyük pay sahibi olan topçular arasında adından söz ettirir. iyi oynarken de yazalım yine eleştirimizi: şut atmaktan neden çekiniyor acaba belhanda? olur olmaz yerden vurmasın topa da, altı pas içinden de kaleyi düşünsün, pas atmak yerine. güven problemi ise mesele, bu geceki oyunuyla taraftarın kalbini fethetti, antalyaspor karşısında böyle oynarsa, kimse vurduğu isabetsiz pas sonrası homurdanmaz...
11-konyaspor'u eledikten sonra yarı finalde kayseri'yi beklerken, akhisar sürpriz yaptı ve rakibimiz oldu. karşı taraftar beşiktaş-fenerbahçe birbirlerini yiyecekler ve final mücadelesi yapacaklar. kura avantajı var galatasaray'ın final yolunda ve fatih hoca bu gece gösterdi ki kupayı bir yük değil, bir hedef olarak görüyor.
kaynak: https://ultrasmovement.blogspot.com.tr/...tiker-konyaspor.html