5385
süper lig 2017-2018 sezonu nın henüz daha başında iken,
yeni transferler, her mevkiye çok iyi oyuncuların alınması, bizleri heveslendirmişti, hepimiz bu sene şampiyon olabilir diyorduk, biz o havaya girmiştik,
ancak avrupa'dan erken elenmemiz, igor tudor ile devam etmemiz ve kulüp başkanının dursun aydın özbek oluşu, şer odaklarını rehavete sürükledi, tedbir alamadılar, nasılsa bir şey olmaz bu takımdan diye düşündüler ki, sezon başlangıcında çok fazla üzerimize gelmediler, hatta kadro ile ilgili güzellemeler yaptılar.
fakat ön göremedikleri ve biz taraftarların bile etkilendiği, bize bile abartılı gelen bir sekiz hafta geçirdik. mükemmel oyun, mükemmel skorlar ve sekiz puanlık bir fark.
şer odakları panikledi, hazırlıksız yakalandı, şoka girdi, gerek yazılı gerek sözlü medya, hatta meclise kadar her yerden bir eleştiri, bir yorum, bir operasyon başladı neydi bunlar?
bugüne kadar sorgulanmayan yabancı sınırı,
yabancı sınırını kaldıran ve bunu savunan hemen hemen herkes galatasaray maçlara 11 yabancı ile çıkıyor dedi.
yabancı sınırlamasına karşı olmak çok mantıksız, bunun nedenlerini, serbest oluşunun faydalarını tekrar yazmaya gerek yok demem o ki,
evet galatasaray 11 yabancıyla maça çıktı, bazen 8 bazen 9 bazen 10 yabancıyla da sahaya çıktık.
ama bir tek galatasaray değildi, ha sadece galatsaray olsa ne olur olmasa ne olur serbestlik var orasına da değinmiyorum.
sadece galatasaray'a yapılan bariz operasyonu yazmak istiyorum.
galatasaray'ın 11 yabancı ile çıktığı hafta beşiktaş 10, fenerbahçe 9 yabancı ile çıkmıştır.
yani galatasaray'ın 11 yabancı ile maça çıktığını sağır sultana duyurdular, bu tam bir saçmalık mıdır? evet tam bir saçmalık, rezilliktir. hiç bir haber değeri de yoktur.
daha ötesi, öyle bir gündem oluşturuldu ki galatasaray 11 yabancı ile sahaya çıkarken sanki beşiktaş, fenerbahçe 3 yabancı ile çıkıyor, ya da bünyesinde hiç bir yabancı futbolcu bulundurmuyordu.
okuyoruz, dinliyoruz meclisteki vekil bile galatasaray'ın 11 yabancı ile sahaya çıkmasının yakışmadığını, onları üzdüğünü beyan ediyordu.
tamam bunu güzel bir zemine koyuyor, kendi mantığında türk futbolunun futbolcusunun gelişmesini istiyor, kendi mantığı çerçevesinde türk futbolcuların hakkını koruyor, bunu tartışmıyorum.
medyada mecliste bu konu tartışılırken galatasaray 11 yabancı ile sahaya çıktı diyorlar. sadece ve sadece galatasaray 11 yabancı oyuncu oynattı diyorlar.
yahu beşiktaş 10 yabancı ile sahaya çıkıyor bilemedin 9, aradaki 2 futbolcu mu türk futbolunu etkiliyor?
neden sadece galatasaray'ın 11 yabancı ile oynadığı lanse ediliyor. beşiktaş 9 fenerbahçe 9 belki de 10 yabancı futbolcu ile mücadele ediyor.
neden sadece galatasaray ve neden haftanın her günü galatasaray?
bu da tutmadı, herkes devreye girdi, değişsin dendi, cumhurbaşkanı bile araya girdi, demeç verdi. ama verilen sözler yapılan kontratlar, yayıncı kuruluş vesaire derken istedikleri maya tutmadı. bu sırada biz 8 puanlık farkı açtık.
sonrasında, yazılı, görsel, sosyal medyada hemen hemen her yerde 8 galatasaray şişirildi, şampiyon ilan edildi.
her kanalda her yerde hemen hemen herkes ağız birliği yapmışçasına galatasaray şampiyon ilan edildi, ligin seyir zevkinin kalmayacağı tehditi başladı, lige renk gelmesi gerektiği lanse edildi.
galatasaray'ı futbolcusunu taraftarını havaya soktular.
kimse ama hiç kimse bu takım sıfırdan kuruldu daha yeni oturuyor, eksikler olur, kayıplar olur diyemedi, kimse bunu düşünemedi.
sonra ne olduysa bunu söyleyen insanlar bir anda puan farkının suni olduğundan bahsettiler, galatasaray'ın 7 maçlık fikstürünü her hafta her gün konuştular.
teker teker puan kayıplarımızı beklediler, taraftarı şişirdiler,
fenerbahçe derbisinde puan kaybettik, dünyanın sonunu getirdiler. (penaltımız verilmedi)
başakşehir'e yenildik, tudor'u sorguladılar 2 hafta önce methiyeler düzüyorlardı. (hakem biçti)
trabzonspor'a yenildik. puan farkı kapanıyor dediler. (hakem bizi katletti)
beşiktaş'a yenildik, tudor'u gömmeye başladılar. (bu maç kötü oynadık)
ama hiç kimse bu takım daha yeni kuruldu, daha ligin başı zaten puan kaybetme lüksü vardı demedi. herkes oyuna geldi. herkes suçlu arıyordu, herkes kelle avcısı olmuştu.
tamam tudor'un hatası yok muydu? çok büyük hataları vardı. ama bizi öyle bir yere getirdiler ki, puan durumunu bilmeyen bir insan bu tepkileri bu kaosu görse galatasaray küme düşüyor zannederdi, halbuki bunlar yaşanırken liderdik. çok acayip.
en başında bahsettiğim yabancı sınırlaması isyanı bu haftalarda bıçak gibi kesildi. her gün manşet her gün gündem, mecliste bile devamlı tartışılan yabancı sınırlaması bıçak gibi kesildi, bu tesadüf çok acayip.
bir şekilde sezonu 2. kapattık. yeni kurulan bir takım için uyum sorunu yaşamaksınız, bu kadar kaos içinde ligi 2. bitirdik. ve hemen hemen zorlu tüm deplasmanları geride bırakarak.
sonrasında galatasaray'ın bayramı başladı, ilk olarak fatih terim ve arkasında neredeyse bir ordu oluşturacak teknik heyet.
sonrasında, dursun aydın özbek'in kendi kendini rezil ederek tasviye olması. taraftarı bütünleştirecek bir başkan ve herkesin içini rahatlatan bir yönetim.
hemen başladılar, gomis, belhanda, maaş, kaos, selçuk inan haberlerine.
biz bunlara alışkınız.
bunlar daha rahat günlerimiz, mayıs ayı yaklaştıka artarak gelecek, herkes ama herkes gerçek yüzünü gösterecek bundan eminim.
hocama, ekibine, futbolcularına güvenim tam. inşallah herkesi üst üste koyup şampiyonluk kupasını ilk önce cumartesi günü izmir'de pazar günü de ali sami yen stadı'nda kaldırıcaz.
yeni transferler, her mevkiye çok iyi oyuncuların alınması, bizleri heveslendirmişti, hepimiz bu sene şampiyon olabilir diyorduk, biz o havaya girmiştik,
ancak avrupa'dan erken elenmemiz, igor tudor ile devam etmemiz ve kulüp başkanının dursun aydın özbek oluşu, şer odaklarını rehavete sürükledi, tedbir alamadılar, nasılsa bir şey olmaz bu takımdan diye düşündüler ki, sezon başlangıcında çok fazla üzerimize gelmediler, hatta kadro ile ilgili güzellemeler yaptılar.
fakat ön göremedikleri ve biz taraftarların bile etkilendiği, bize bile abartılı gelen bir sekiz hafta geçirdik. mükemmel oyun, mükemmel skorlar ve sekiz puanlık bir fark.
şer odakları panikledi, hazırlıksız yakalandı, şoka girdi, gerek yazılı gerek sözlü medya, hatta meclise kadar her yerden bir eleştiri, bir yorum, bir operasyon başladı neydi bunlar?
bugüne kadar sorgulanmayan yabancı sınırı,
yabancı sınırını kaldıran ve bunu savunan hemen hemen herkes galatasaray maçlara 11 yabancı ile çıkıyor dedi.
yabancı sınırlamasına karşı olmak çok mantıksız, bunun nedenlerini, serbest oluşunun faydalarını tekrar yazmaya gerek yok demem o ki,
evet galatasaray 11 yabancıyla maça çıktı, bazen 8 bazen 9 bazen 10 yabancıyla da sahaya çıktık.
ama bir tek galatasaray değildi, ha sadece galatsaray olsa ne olur olmasa ne olur serbestlik var orasına da değinmiyorum.
sadece galatasaray'a yapılan bariz operasyonu yazmak istiyorum.
galatasaray'ın 11 yabancı ile çıktığı hafta beşiktaş 10, fenerbahçe 9 yabancı ile çıkmıştır.
yani galatasaray'ın 11 yabancı ile maça çıktığını sağır sultana duyurdular, bu tam bir saçmalık mıdır? evet tam bir saçmalık, rezilliktir. hiç bir haber değeri de yoktur.
daha ötesi, öyle bir gündem oluşturuldu ki galatasaray 11 yabancı ile sahaya çıkarken sanki beşiktaş, fenerbahçe 3 yabancı ile çıkıyor, ya da bünyesinde hiç bir yabancı futbolcu bulundurmuyordu.
okuyoruz, dinliyoruz meclisteki vekil bile galatasaray'ın 11 yabancı ile sahaya çıkmasının yakışmadığını, onları üzdüğünü beyan ediyordu.
tamam bunu güzel bir zemine koyuyor, kendi mantığında türk futbolunun futbolcusunun gelişmesini istiyor, kendi mantığı çerçevesinde türk futbolcuların hakkını koruyor, bunu tartışmıyorum.
medyada mecliste bu konu tartışılırken galatasaray 11 yabancı ile sahaya çıktı diyorlar. sadece ve sadece galatasaray 11 yabancı oyuncu oynattı diyorlar.
yahu beşiktaş 10 yabancı ile sahaya çıkıyor bilemedin 9, aradaki 2 futbolcu mu türk futbolunu etkiliyor?
neden sadece galatasaray'ın 11 yabancı ile oynadığı lanse ediliyor. beşiktaş 9 fenerbahçe 9 belki de 10 yabancı futbolcu ile mücadele ediyor.
neden sadece galatasaray ve neden haftanın her günü galatasaray?
bu da tutmadı, herkes devreye girdi, değişsin dendi, cumhurbaşkanı bile araya girdi, demeç verdi. ama verilen sözler yapılan kontratlar, yayıncı kuruluş vesaire derken istedikleri maya tutmadı. bu sırada biz 8 puanlık farkı açtık.
sonrasında, yazılı, görsel, sosyal medyada hemen hemen her yerde 8 galatasaray şişirildi, şampiyon ilan edildi.
her kanalda her yerde hemen hemen herkes ağız birliği yapmışçasına galatasaray şampiyon ilan edildi, ligin seyir zevkinin kalmayacağı tehditi başladı, lige renk gelmesi gerektiği lanse edildi.
galatasaray'ı futbolcusunu taraftarını havaya soktular.
kimse ama hiç kimse bu takım sıfırdan kuruldu daha yeni oturuyor, eksikler olur, kayıplar olur diyemedi, kimse bunu düşünemedi.
sonra ne olduysa bunu söyleyen insanlar bir anda puan farkının suni olduğundan bahsettiler, galatasaray'ın 7 maçlık fikstürünü her hafta her gün konuştular.
teker teker puan kayıplarımızı beklediler, taraftarı şişirdiler,
fenerbahçe derbisinde puan kaybettik, dünyanın sonunu getirdiler. (penaltımız verilmedi)
başakşehir'e yenildik, tudor'u sorguladılar 2 hafta önce methiyeler düzüyorlardı. (hakem biçti)
trabzonspor'a yenildik. puan farkı kapanıyor dediler. (hakem bizi katletti)
beşiktaş'a yenildik, tudor'u gömmeye başladılar. (bu maç kötü oynadık)
ama hiç kimse bu takım daha yeni kuruldu, daha ligin başı zaten puan kaybetme lüksü vardı demedi. herkes oyuna geldi. herkes suçlu arıyordu, herkes kelle avcısı olmuştu.
tamam tudor'un hatası yok muydu? çok büyük hataları vardı. ama bizi öyle bir yere getirdiler ki, puan durumunu bilmeyen bir insan bu tepkileri bu kaosu görse galatasaray küme düşüyor zannederdi, halbuki bunlar yaşanırken liderdik. çok acayip.
en başında bahsettiğim yabancı sınırlaması isyanı bu haftalarda bıçak gibi kesildi. her gün manşet her gün gündem, mecliste bile devamlı tartışılan yabancı sınırlaması bıçak gibi kesildi, bu tesadüf çok acayip.
bir şekilde sezonu 2. kapattık. yeni kurulan bir takım için uyum sorunu yaşamaksınız, bu kadar kaos içinde ligi 2. bitirdik. ve hemen hemen zorlu tüm deplasmanları geride bırakarak.
sonrasında galatasaray'ın bayramı başladı, ilk olarak fatih terim ve arkasında neredeyse bir ordu oluşturacak teknik heyet.
sonrasında, dursun aydın özbek'in kendi kendini rezil ederek tasviye olması. taraftarı bütünleştirecek bir başkan ve herkesin içini rahatlatan bir yönetim.
hemen başladılar, gomis, belhanda, maaş, kaos, selçuk inan haberlerine.
biz bunlara alışkınız.
bunlar daha rahat günlerimiz, mayıs ayı yaklaştıka artarak gelecek, herkes ama herkes gerçek yüzünü gösterecek bundan eminim.
hocama, ekibine, futbolcularına güvenim tam. inşallah herkesi üst üste koyup şampiyonluk kupasını ilk önce cumartesi günü izmir'de pazar günü de ali sami yen stadı'nda kaldırıcaz.
